Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'İçkisizdir...'
Suudi Arabistan’da şeriat mahkemesinin aldığı kararı duymuşsunuzdur. Mahkeme başkanı bir fetva vermiş ve uydu televizyon sahiplerini öldürmenin caiz olduğunu söylemiş. Büyük kadıya göre uydu kanallarında ahlak dışı yayınlar yapılıyormuş. Uydu yayınları binlerce insanın ‘sapıklaştırılmasına’ neden oluyormuş.
Aslında bu haberde şaşılacak bir şey yok. Suudi Arabistan gibi, İran gibi şeriat rejiminin geçerli olduğu ülkelerde, buna benzer yasakların yürürlükte olduğu ve yasakları çiğneyenlerin, çoğu kafa kesme, asma, taşlama şeklindeki infazlarla öldürüldükleri biliniyor. O ülkelerdeki tuzu kuruların, o yasakları koyup o fetvaları verdirenlerin o suçların çoğunu işliyor olmaları gerçeği değiştirmez. Çünkü o yasaklar, ‘tebaa’yı korkutmak, baskı altına almak, soygun ve sömürü düzenini sürdürmek için geçerlidir. Yoksa ki, şeriat mahkemesinin yasaklayarak ölüm cezası biçtiği uydu yayınlarını yapan şirketlerin Suudi Prenslerin elinde olduğu bal gibi biliniyor.
Tıpkı, içki içmenin en ağır biçimde cezalandırıldığı bu ülkelerde, suyun başını tutanların ayık gezmediği gerçeği gibi...
***
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bu haberler kanıksandı artık. Vahim olan da işte bu kanıksama... Kimi alaycı, kimi şaşırtıcı, kimi umursamaz tepkiler gösterilirken, insanlar, yavaş yavaş ısıtılan suda haşlanan kurbağalar gibi başkalaştıklarının farkına bile varmazlar. Suudi Arabistan, İran gibi ülkelerdeki örneklerle karşılaştırıp ‘Çok şükür bizde öyle bir durum yok’ diye kendilerini avuturken haşlandıklarını anlamazlar. Ta ki, ‘kuzu haşlama’ kıvamına gelinceye kadar...
***
İçki yasakları birbiri ardına uygulamaya konulurken... İçkili lokantalar peş peşe kapatılıp yerlerine içkisiz olanları açılırken, içki ruhsatları iptal edilip yenileri verilmezken, içki satan dükkân ve büfe sahipleri sopalarla dövülürken, bunları ‘münferit’ olaylar gibi görüp göstermeye çalışanlar, içinde bulundukları kazandaki suyun ısınmasını küresel ısınmaya bağlarlar... Görmezler ki, giderek, yavaş yavaş kabaran bir korku, yağcılık ve araziye uyma dalgası toplumun tümünü sarmaktadır. O dalga içinde içki içmek yasalarla olmasa bile fiilen artık ‘suç’ olur. İçkili lokanta açmak, içkili lokantaya gitmek suç olur. Aksine ‘içkisiz’ olmak, bir meziyet, bir avantaj haline gelir. İçkili lokantalara, gidenlere kötü gözle bakılır. Onu, içki içeni lanetleme, giderek ‘cezalandırma’ aşaması izler.
Son zamanlarda seyahat edenlerimizin mutlaka dikkatini çekmiştir. Şehirlerarası yollar boyunca lokantalar görürsünüz. Hemen hepsinin girişinde kocaman pankartlar veya tabelalar vardır, ‘İçkisizdir’ yazan... Bunlar yeni çıktı. Ramazanla da ilgisi yok. Ramazandan çok önce başladı. Kilometreler boyunca en çok gözünüze çakılan işte bu sözcüktür, ‘İçkisizdir’.
O yol boyu lokantalarının hemen hepsi zaten içkisizdir. Bu da bilinir. Ama yine de ‘İçkisizdir’ tabelaları mantar gibi çoğalır. Neden acaba?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke