Ustaların Uyarıları

22 Eylül 2008 Pazartesi

Bazen sivil toplum örgütlerindenboykotçağrıları gelir:

Şu gazeteyi okumayın, evinize sokmayındiye

Ya da:

Şu kanalı seyretmeyin, televizyonunuzu kapatındiye.

Bunlar bile yadırganır.

Elbette sivil vatandaşların bu hakkı vardır.

Kendi aralarında istedikleri biçimde dayanışma gösterebilirler. Ama, sivil toplum örgütleri de olsalar, meslek, vatandaş grupları da olsalar, basına boykot, medyaya ambargo çağrıları, demokratik toplumlarda hoş karşılanmaz.

Çünkü insanlığın gelişim yönü, özgürlükçülüğe, çoksesliliğe doğrudur. Bu gelişime aykırı tavır ve tutumlara sıcak bakılmaz.

Yazılı ve görsel medya, sivil toplumun da sesidir. Kaldı ki, boykot, ambargo çağrılarını resmi makamlar, hükümetler yapsın

Türkiyede bu da oldu.

Hem de tarihte ilk kez.

İçerde ve dışarda, Avrupa Birliğinin, Kopenhag kriterlerinin şampiyonuilan edilen bir hükümetin Başbakanı tarafından Basının bir bölümü için Almayın, evlerinize sokmayınçağrısı yaptı.

Yüz elli yıla yaklaşan Türk basın tarihinde, basına baskı hep olmuş ama böyle bir çağrı olmamıştı. Demokrasi, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, Avrupa Birliği üyeliği bakımından vahim bir durum

***

Tarihe dönüp baktığınızda, basına baskıya karşı çıkan gazetecilerin uyarılarıyla karşılaşırsınız. Abdülhamit döneminde de, İkinci Meşrutiyet döneminde de, Cumhuriyet döneminde de sayısız örnekleri vardır.

Hele hele, basının, sinek gibi ezilmek istendiği Demokrat Parti döneminde Hatta o dönemde, gazetecilikte elli yılını aşmış gazetecilerin uyarıları, hâlâ tarihsel metinler olarak akıllardadır. Çünkü her zaman geçerli olan uyarılardır. İktidarların baskısına uğrasalar da, o bilge gazetecilerhaklı çıktılar

***

Şimdi, yine aynı durumla karşı karşıyayız. Resmi ağızlardan yapılan basına boykot çağrıları hak ettiği tepkiyi çekmekte gecikmedi.

Yurtiçi ve yurtdışından, bu girişimin basın özgürlüğüne bir darbe olduğu yolundaki açıklamalar yağıyor. Ülkenin her köşesinden, gazeteciler, basın meslek örgütleri, bu görülmemiş girişime karşı bildiriler yayımlıyorlar. Biz, iki meslek büyüğünün, görmüş-geçirmiş iki gazetecinin, sık kullanılan deyimiyle iki duayenin sözlerini tekrar ederek tarihe not düşmekle yetinelim:

Orhan Erinç (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): ‘…Boykot çağrısını demokrasi ve hukukla bağdaştırma olanağı yoktur. Benzer çağrıların geçmişte askeri yönetimler döneminde yapılmış olması, tedirginliğimizi daha da arttırmaktadır.

Gerçek, çok partili dönemde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi açıkken yapılmış, bugüne kadar benzeri olmayan bir basın düşmanlığıdır.

Oktay Ekşi (Basın Konseyi Başkanı): Başbakanın bu çağrısının demokratik hiçbir toplumda örneğini göstermek mümkün değildir. ...Eşi az bulunur bir antidemokratik zihniyet örneğidir. Bu örneği, Başbakan Erdoğanın ülkemizde demokrasiyi genişletmeye çalıştığını ileri süren iç ve dış destekçilerinin görmesini isteriz.

\t\t

hikmet.bila@ntv.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Türkel... 9 Şubat 2009
Elde Var Hamas 2 Şubat 2009
Uğur Mumcu Işıktır 26 Ocak 2009

Günün Köşe Yazıları