Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Alamet ve Kıyamet Üzerine...
Enerji Bakanı’nın son açıklamalarına bakılırsa AKP iktidarı nükleer santral konusunda zerrece geri adım atma niyetinde görünmüyor. Özellikle de Fukuşima faciasından sonra Japonya başta olmak üzere Avrupa’da ve dünyada nükleer karşıtı eğilimlerin kimi ülkelerde atılan somut adımlarla nükleerden çıkma evresine girdiği gözlenmektedir. Sayın Bakan, tüm dünyada nükleer santrala sahip otuz ülkenin sadece ikisinin nükleerden çıktığını söylese de, bu, gerçeklerle bağdaşmaktan uzak görünmektedir. Nitekim son bir iki haftada Avrupa’da İsviçre, ardından Almanya ve İtalya nükleerden çıkma kararı aldıklarını açıklamışlardır. Bu konuda Avusturya’nın durumu ise hayli ilginçtir. Bu ülkenin tek bir santralı vardır, ama işletmeye açılmadan, referandum sonucu devre dışı bırakılmıştır. Ölü doğan bu santralı bugün isteyen, belli bir ücret karşılığında ziyaret edebilmekte, özel günler için kiralayabilmektedir. Avusturya’nın bu ilginç santralı, dünyanın şurasında burasında facialara neden olan, binlerce cana, milyarlarca dolar maddi kayba neden olan benzerleriyle karşılaştırıldığında gezegenin ilk ve son zararsız santralı unvanına sahiptir. Japonya’da ise artık nükleerden çıkma zamanının geldiği görüşü giderek daha fazla dillendirilmekte, dahası, bu konuda somut adımlar bile atılmaktadır. Örneğin Hamaoka santralı kapatılmıştır. 59 santralla Avrupa ilk sırayı alan Fransa’da şu anda nükleerden çıkmayla ilgili somut adımlar yoksa da yakın gelecekteki başkanlık seçimleriyle iktidara gelmesi beklenen sosyalistlerin bu konuyu gündeme getireceklerinden kimsenin kuşkusu bulunmamaktadır. Ne ki, 59 santrallı Fransa’nın nükleerden çıkması zaman ve masraf açılarından pek kolay olmayacaktır. Örneğin Brinnelis’de miadı dolan bir santralın sökümü 25 yıldır sürmektedir ve ne zaman biteceğini ise kimse bilmemektedir. Ayrıca önceki yazılarımızda da belirtildiği gibi söküm, yapımdan daha masraflıdır. Nitekim söküm için başlangıçta 50 milyon Avro olarak tahmin edilen söküm masraflarının sonuçta yüzde 1000 gibi bir artışa ulaşacağı tahmin edilmektedir. 59 santralın sökümünün neye mal olacağını varın siz hesap edin!
\nJaponya’da Fukuşima faciasından sonraki durumun hâlâ riskli olması, bu ülkedeki nükleer karşıtlığını güçlendirmektedir. Örneğin santralda biriken 105 bin ton suyun ilk arındırma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmış, bu da ülkedeki nükleer karşıtlığının güçlenmesine neden olmuştur. Son zamanlarda yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre katılanların yüzde 82’sinin santralların tamamen sökülmesinden yana oldukları anlaşılmıştır. Fukuşima faciasının can ve mal kayıplarının açıklanması da kuşkusuz, nükleere karşı eğilimlerin artmasının önde gelen nedenleri arasındadır. Açıklanan son resmi rakamlara göre tsunaminin neden olduğu kayıplar 150 milyar Avro dolayındadır. Bu, ülkenin gayri safi iç hasılasının yüzde 3.5’ine tekabül etmektedir.
\nFukuşima faciasından sonra dünyadaki nükleer santrallarda arızalar da birbirini kovalamaktadır. Rusya’da Rosatom tarafından Dimitri Medvedev’e sunulan gizli bir raporda Rus nükleer ajansı ülkedeki 51 santralda ciddi arızalar saptamıştır. Sözü edilen santrallar taşkın, yangın, kasırga ve depreme karşı güvenlik önlemlerinden ciddi oranda yoksundur. Birleşik Devletler’de Fort Calhoun santralının, Missouri Nehri taşkınıyla dört yanı sularla çevrilmiştir. Ayrıca daha da önemlisi, Fort Calhoun santralının taşkınlara karşı güvenlik önlemlerinden yoksun oluşudur. Fransa’da 15 Haziran tarihli Telerama dergisinde yayımlanan söyleşisinde nükleer uzmanlardan Bernard Laponche “Avrupa’da ciddi bir nükleer facianın yaşanması uzak bir ihtimal olarak görünmemektedir” demiştir. Sayın Enerji Bakanı Akkuyu’dan sonra Sinop santralının yol haritası için Japonlardan henüz ses yok, demiştir. Kanımızca bu ülkeden olumlu bir sesin gelmesi uzak bir ihtimal olarak görülmektedir. Zira Japonlar onurlu insanlardır, onca faciadan sonra bizzat kendilerinin karşı çıktıkları ve zarar gördükleri nükleerden enerji üretme belasını başka ülkelere, büyük bir olasılıkla reva görmeyeceklerdir. Ayrıca onca olup bitenlerden sonra, akıntının tersine kürek çeken ülkeler, santralların güvenliği ile ilgili konularda çok daha hassas olmak zorunda kalacaklardır. Santrala heves edenler olduğu gibi, onları yapmaya girişenlerin de oluşma aşamasında olan santralların güvenliği ile ilgili normları saptayacak ve denetimini eksiksiz gerçekleştirecek uluslararası denetime şimdiden hazır olmaları gerekmektedir. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) devletler nezdindeki rolünü güçlendirmeyi tasarlamaktadır.
\n“Mahallenin delisi biz miyiz, tabii ki nükleer santral kuracağız” diyen Sayın Enerji Bakanı’na çok sayıda örneğini gördüğümüz “nükleer facialara binlerce kurban vermektense” bu ülkede mahallenin delisi olmaya razı çok sayıda insanın varolduğunu anımsatmak isteriz.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
En Çok Okunan Haberler
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Bakan Ersoy’un eşinden ‘destek’ geldi!
-
Sigara fiyatlarına dev zam: Tarih verildi!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı
-
Ameliyat geçiren Başak Demirtaş'tan ilk mesaj