Taksim Gezi'nin Ağaçlarına Sahip Çıkmak Doğaya Sahip Çıkmaktır
Hüseyin Baş
Son Köşe Yazıları

Taksim Gezi'nin Ağaçlarına Sahip Çıkmak Doğaya Sahip Çıkmaktır

05.03.2012 04:59
Güncellenme:
Takip Et:
\n

Uygarlığın şaşmaz göstergeleri arasında doğayı, çevreyi, bioçeşitliliği korumak önemli bir yere sahiptir. Bir ay kadar önce tarihi Taksim Meydanı insansızlaştırma tasarısına, Gezi Parkının ağaçlıkları da dahil edilmiştir. Kentin sayıları giderek azalan akciğerlerinden biri daha yok edilmenin eşiğindedir. Bereket, bu ülkede doğaya duyarlı insanların soyu tükenmiş değildir. Haberin basında yer almasından hemen sonra, başta gençler olmak üzere kentin doğaya duyarlı insanları seferber olmuşlar, her biri bir ya da birkaç ağacı korumak üzere Gezinin ağaçlarını sahiplenmişlerdir. Bu olay bana, zamanın belediyesinin zabıtalarının, Mısır Çarşısının bitişiğindeki derme çatma barakalarda küçük evcil hayvanlar satan esnafa yapılan baskın sırasında küçük sakaları, güzelim kanaryaları, sevimli konuşkan papağanları hırpalamasını hatırlattı.

\n

Bu tuhaf olduğu kadar trajik olay, doğaya ve hayvan haklarına duyarlı çevreler tarafından şiddetle kınanmış, dahası bununla da yetinilmemiş, müessif olay BMnin ilgili mercilerine ulaştırılmıştı. BM, bu eşine benzerine zor rastlanan Vandalizm için belediyeye yazı yazarak olayı şiddetle kınamıştı. Ne ki o gün bugün doğaya karşı Vandalizme varan duyarsızlığın önü kesilememiştir. Taksim Gezinin çok uzun zamandan bu yana alıştığımız ağaçlarının tehlikede olması, Amsterdamda Nazi zulmünden kaçan küçük Anne Frankın bugün müze olan, saklandığı deponun avlusundaki kestane ağacıyla ilgili olarak kaleme aldığı yazıyı da hatırlattı. Ne zaman bir orman kıyımı gündeme gelse anımsamadan edemiyorum. Kestane ağacı yaşlı ve hastaydı. İlgililer bu güzel ağacın kesilmesine karar vermişlerdi. Ancak çevreciler buna karşı çıktılar ve ağacın tedavi edilerek kurtarılması seçeneğinin karar altına alınmasını başardılar. Zira kestane ağacı salt güzel, görkemli bir ağaç olmanın ötesinde, küçük Anne Frankın o karanlık günlerinin tanığı, küçük kızın bir bakıma mutluluğuydu. Anne Frankın saklandığı dönemde kaleme aldığı anılarında ağaç her zaman kötü günlerinin yoldaşı olmuş, yaşama tutunmasını sağlamıştı. Anne Frankın saklı yaşamının ayrılmaz bir parçası olan kestane ağacı aslında tek bir ağaç değil, uçsuz bucaksız bir ormandı sanki. Bu arada yazar Laurent Greilsammerin konuyla ilgili olarak 9 Ekim 2007 tarihli Le Monde gazetesinde yayımlanan yazısını kesip saklamıştım.Ağaçlar da Ağlarbaşlığını taşıyan yazının çevirisinin bir bölümünü bir kez daha anımsatmak istiyorum: Nedir bir ağaç? Bunu tam olarak bilemeyiz. Bakışımız çoğunca kayar, çaprazdaki ağaçtan habersiz. Oysa ağaçlar bir bütünün parçasıdır. Onları görmezden geliriz, önlerinden geçip gideriz. Tam olarak onları görünüm içinde eritiriz. Ama bazan bir ağacın dikkatimizi çektiği de olur. Elimiz bir atın boynunu okşar gibi ağacın gövdesinin üzerindedir. Bir ağaca hayranlık duyulabilir, dahası âşık olunabilir. Ağaç enerjinin, yaşamın ve güzelliğin kaynağıdır. Durağan bir kitleden çok daha fazlasıdır ağaç. Bir mıknatıstır, bir aynadır. Tarihin ve umudun bir parçasıdır. Yaşlı çınar bir bilgedir. Akasya narin, kavak zariftir. Selvi ağırbaşlıdır. Ağaç bir soluktur, yaşamdır.

\n

NTVnin Yeşil Ekranının verilerine göre son elli yılda 48 gökçeada büyüklüğünde ormanın yanıp kül olduğu yetmiyormuş gibi bugün B2 adıyla anılan ve -ne demekse- orman vasfını kaybetmiş arazilerin haraç mezat satılmasının ardından, sıra bugün kentlerdeki ve kent çevresindeki ormanların ve ağaçlıkların talanına gelmiştir.

\n

B2 yasasıyla orman arazilerinin haraç mezat satıldığı, kıyımın çevre ormanların ardından şurda burda nasılsa ayakta kalmış kentin parmakla sayılacak kadar az ağaçlıklarının talanına geldiği bir sırada, BM Tarım ve Gıda Örgütü FAOnun geçen 3 Ekim 2007de yayımladığı konuyla ilgili bir bilgilendirme yazısı şu başlığı taşıyordu: Ağaçlar kentte yaşayanların mutluluğu için elzemdir.” FAO, üye ülkelere kentsel ya da kentlere yakın alanlardaki orman ve ağaçlıkların korunması yönünde çağrıda bulunmaktadır. Temmuzda konuyla ilgili yasaların neler olabileceğiyle ilgili öneriler üye ülkelere sunulacaktır. Kentlerdeki ağaçlıklar ve kentlerin yakın çevresindeki ormanlar iklim değişikliklerinin neden olduğu zararları hafifletmekte, ayrıca karbon stoklayarak da yaşamsal hizmet vermektedirler. Ayrıca kentlerdeki ağaçlıklar ve çevre ormanlar bioçeşitliğinin de olmazsa olmazları arasındadır ve kentlerin paha biçilmez akciğerleridir. Dünyada, 2007den bu yana, kentlerde kırsaldan çok insanın yaşadığı gerçeğini unutmadan, kent ağaçlıklarının ve kentlerin yakın çevresindeki ormanların yok edilmesi düşüncesinden acilen vazgeçilmelidir.

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Dünyanın Su ile de Başı Dertte

Devamını Oku
26.03.2012
Artan Doğa FelaketlerineSeyirci Kalmak...

Devamını Oku
19.03.2012
Tunus Nereye?..

Devamını Oku
12.03.2012
Taksim Gezi'nin Ağaçlarına Sahip Çıkmak Doğaya Sahip Çıkmaktır

Devamını Oku
05.03.2012
Avrupa Borç KriziOrtamında, Sarkozy'nin Yeniden SeçilmeŞansı Var mı?

Devamını Oku
27.02.2012
Komşunun Bitmeyen Çilesi Üzerine...

Devamını Oku
20.02.2012
Sayın Başkan, LütfenNükleere 'Kale'ninKapısını Açmayınız!

Devamını Oku
13.02.2012
Yeşil Sahada Kan İzleri...

Devamını Oku
06.02.2012
Isınan GezegendeKıyamete Koşar Adım

Devamını Oku
30.01.2012
Nükleerde 'Danışıklı Dövüşün' Bu Kadarına Pes!

Devamını Oku
23.01.2012
Sarkozy'nin 'Karakuşi' Yasası (*)Onca Öfkeye Değer mi?

Devamını Oku
16.01.2012
En Büyük 'Kitle İmha Silahı' Açlıktır

Devamını Oku
09.01.2012
'Halkı İkna Et, Santralı Kur!'

Devamını Oku
02.01.2012
Bir Bardak Suda Fırtına...

Devamını Oku
26.12.2011
Durban 17. İklim Konferansı'nınArdından...

Devamını Oku
19.12.2011
'Nükleerin Sorumlusu Yoktur...'

Devamını Oku
12.12.2011
Deprem Ülkesinde Nükleer Santral(!)

Devamını Oku
05.12.2011
'Arap Baharı' ya da Kafdağı'nınArdındaki Serap!

Devamını Oku
28.11.2011
Avrupa Yol Ayrımında

Devamını Oku
21.11.2011
Avrupa Ekonomik Krizin Kısırdöngüsünde Sarsılırken...

Devamını Oku
14.11.2011
Batı Petrol, Arap DünyasıŞeriat Peşinde...

Devamını Oku
31.10.2011
Tunus Seçimleri ve KapıdakiYeni Tehlike...

Devamını Oku
24.10.2011
'17. İklim Zirvesi' Yaklaşırken...

Devamını Oku
17.10.2011
Kabak Tadı!

Devamını Oku
10.10.2011
147 Milyon Ağacın 'Annesi' KenyalıWangari Maathai'nin Ardından...

Devamını Oku
03.10.2011
Nükleer Santral Korkusuyla Yaşamaya Son Verilmeli...

Devamını Oku
26.09.2011
Arap Baharı Çiçek Açmakta Zorlanırken..

Devamını Oku
19.09.2011
Nükleer Felaket Yaklaşırken...

Devamını Oku
12.09.2011
Trafik Kazaları SavaşGibi Can Alırken...

Devamını Oku
05.09.2011
Dünya Nüfusu Nereye...

Devamını Oku
29.08.2011
İsrail'de 'Bahane' Bitmez!

Devamını Oku
22.08.2011
On İki Milyon İnsan Kaç Para Eder?

Devamını Oku
15.08.2011
Barış Korkusu!

Devamını Oku
08.08.2011
GIEC Başkanı: Ülkeleri Yönetenlerİklim Bilimini Mutlaka İzlemelidirler

Devamını Oku
01.08.2011
Issız Denizlerimizin Hayalet Gemileri

Devamını Oku
25.07.2011
Dadaab'da Açlıktan Ölenler Salt İnsanlar Değil, Tüm İnsanlıktır!

Devamını Oku
18.07.2011
İsrail - Filistin Barışının Engellenmesinde Aşırı Dincilerin Rolü..

Devamını Oku
11.07.2011
DSK Olayı ve Fransız Başkanlık Seçimleri Üzerine...

Devamını Oku
04.07.2011
Alamet ve Kıyamet Üzerine...

Devamını Oku
27.06.2011
Sayıların Ağırlığı ya da Aşırı Nüfus Kaygısı Üzerine...

Devamını Oku
20.06.2011