Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Bardak Suda Fırtına...
Bir bardak suda koparılan fırtınayı gereğinden fazla ciddiye almak, dahası paniğe kapılmak her şeyden önce Fransızların “La Turquie Moderne” ya da “La Turquie Kemaliste” olarak nitelendirme alışkanlığında oldukları genç Türkiye Cumhuriyeti’nin her şeyden önce serinkanlı, kendine güvenli ve deneyimli geleneksel dış politikasıyla çelişmektedir. Ne ki Sarkozy Fransası’nın her fırsatta aklı zorlayan cezayı cezalandıran saçma sapan yasalar çıkararak Türkiye’ye haksız olduğu kadar hasmane politikalar izlemekte ipin ucunu iyice kaçırması, ne yazık ki ülkemizi yönetenleri olduğu gibi halkımızı da dost saydığımız Fransa’yla karşı karşıya getirmesi, kuşkusuz neresinden bakılırsa bakılsın üzücüdür.
\nSarkozy yönetiminin Türkiye’ye karşı sistematik hasmane politika izlemekte ısrarı, yönetimi ve halkımızı haklı olarak öfkelendirmekte, yaratılan atmosferde abartmalar, haklı haksız suçlamalar gerginliği arttırmakta, giderek kalıcı olma riskini de beraberinde getirmektedir. Cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerine aylar kala görünen o ki, Bay Sarkozy’nin günleri sayılıdır. Ermeni soykırımının inkârını cezalandıran yasanın ise 577 sandalyeli mecliste 40 dolayında sefil bir katılımla kabul edilmesi, Sarkozy yönetiminin en açık ve net şekliyle aczini göstermektedir. Zira böylesine önem verdiği bir yasanın görüşülmesi ve kabulü için meclise yeterli sayıda vekilini bile getirememiştir.
\nBirkaç ay önce senatoda çoğunluğu kazanan Sosyalist Parti’nin adayı ve müstakbel cumhurbaşkanı olarak görülen François Hollande’da her ne kadar bir sosyalist olarak Ermeni oylarına göz kırpması yakışmasa da soykırımın inkârını cezalandıran yasanın görüşülmesinin yasama süresinin bitimine az bir süre kalan senatoda görüşülmesinin olanak dışı olduğunu açıklaması, yasanın görüşülmesinin yeni senatoya kalacağını, yani bir başka bahara ertelenebileceğinden söz etmesi, Sarkozy’nin cezayı cezalandıran yasasının bir kez daha kursağında kalacağının işareti olarak görünmektedir.
\n***
\nSefil çoğunlukla kabul edilen soykırımı inkârı cezalandıran yasanın, Ermeni diyasporası ve Erivan’da alkışlarla karşılanması hayret vericidir. Aslında daha çok Pirüs zaferini andıran ve mecliste kısıtlı bir çoğunlukla kabul edilmesinin, özellikle de soykırım pazarlayıcısı diyasporada ve Erivan’da düş kırıklığı yaratması daha akla yakın olurdu. Zira bu sözde zafer diyasporanın istediklerini Fransa’nın, yüksek çıkarları söz konusu olduğunda seçim hesabıyla da olsa, yerine getirmesi mümkün değildir. Aynı durum Azerbaycan’ın yeni keşfedilen zengin petrol ve doğalgaz zenginliklerine Fransız petrol devi Total’in yüzde kırk gibi önemli bir oranda ortak olması, bu ülkenin toprağı Yukarı Karabağ’ı hâlâ işgal altında tutan Erivan’ı barışa zorlaması, söz konusu ortaklığın olmazsa olmazları arasındadır ve bu konuda bir ilerleme kaydedilmiş değildir.
\n***
\nBay Sarkozy’nin ikide bir Türkiye’yi geçmişiyle yüzleşmeye çağırması “abesle iştigaldir”. Zira başından bu yana Türkiye’nin 1915’teki tatsız, çoğu zaman da tehcir, ölüm gibi acı verici olayların ardındaki gerçeklerin, tarihçilerden oluşan uluslararası bir komisyonda konuyla ilgili belgelerin ve arşivlerin tümünün incelenmesiyle ortaya çıkarılmasını istediği bilinmektedir. Ama dayanılması zor olan ABD, Fransa, Hollanda gibi insanlık ayıbı köle ticaretinden sabıkalı ulusların Türkiye’yi tarihiyle yüzleşmeye çağırmalarıdır. Bu konuda ne Sarkozy’nin babasının tanıklığına ne de Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı François’ya gönderdiği fermana ihtiyaç vardır. Ayıpları bizzat kendi kaynaklarında ayrıntılarıyla yazılıdır.
\n***
\nÇoğunlukla geçiştirilen ya da görmezlikten gelinen malum soykırım pazarlamacılarının yüzyıllarca süren sömürgecilik ve yeni sömürgecilik dönemleriyle ilgili karanlık geçmişleridir. Söz konusu ülkelerin insan hakları ihlalleri, işkence, talan, soygun, köle ticareti ve sayısız soykırım suçlarından oluşan sabıka dosyaları oldukça kabarıktır. ABD Amerika’nın yerli halkının soyunu kurutmaktan, köle ticareti ve yüz kızartıcı ırk ayrımından, Latin Amerika’da toplu kıyım, talan ve soygundan sabıkalıdır.
\n2. Dünya Savaşı sonunda hiç gerek yokken Dresden’i bombayla yerle yeksan etmiş, yine hiç gerek yokken Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı nükleer bombalarla yüz binlerce insanı yok ederek tarihin ilk “nükleer soykırımını” gerçekleştirmiştir. Yakın tarihin yeni sömürgecilik döneminde Vietnam, Irak, Afganistan dahil tüm dünyada milyonlarca insanın yaşamına mal olan kundaklamadık savaş, soymadık ülke bırakmamıştır. Ermeni soykırımının ateşli savunucusu Fransa, köle ticaretinden mağrip ülkesi Cezayir’e, Madagaskar’dan Çin Hindi’ne uzanan coğrafyada birden fazla katliamdan ve soykırımdan sabıkalıdır.
\nBu konuda son sabıkası, 1994’te etnik azınlık Tutsilerle Hutuların katledilmesine bizzat katıldığının belge ve kanıtları Elysee Sarayı’nın kasalarındadır. (Le Monde, 3 Temmuz ‘07)
\n‘Dinime küfreden bari Müslüman olsa!’
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı