Deprem Ülkesinde Nükleer Santral(!)
Hüseyin Baş
Son Köşe Yazıları

Deprem Ülkesinde Nükleer Santral(!)

05.12.2011 05:00
Güncellenme:
Takip Et:
\n

Büyük bir olasılıkla nükleerden enerji sağlamaya kalkmanın ateşle barut kadar tehlikeli olduğu, bir dizi devasa faciadan sonra artık iyice anlaşılmış bulunmaktadır. Daha doğrusu halkların bunu ağır bedel ödeyerek anlamalarına karşın Çernobilden Fukuşimaya uzanan, salt kazaların vuku bulduğu ülkelere değil, çevre ülkelere de eşi benzeri görülmemiş zararlar veren bir dizi nükleer facianın bile nükleerden enerji elde etmeye kalkışmanın tehlikesini hâlâ nükleer seçenekte ısrarlı siyasetçilere anlatması, en azından şu ana kadar mümkün olmamıştır. Sözü edilen iki küresel facianın insanlara ve çevreye hâlâ devam eden havsalayı zorlayan zararlarının muhasebesi her yönden yapılmıştır. Sonucu ise dehşet vericidir. Bu arada nükleer enerjinin temizliği ucuzluğu ile ilgili lobi kaynaklı efsanelerle ilgili gerçekler de su yüzüne çıkmış, yapılan ayrıntılı hesaplarla, nükleerden sağlanacak enerjinin hiç de savlandığı gibi temiz, ucuz ve güvenli olmadığı net bir biçimde anlaşılmıştır...

\n

Binlerce cana mal olan eşi benzeri görülmemiş yıkıma yol açan Fukuşima faciasından alınan dersler arasında, gerek Japonyada gerekse de Avrupa ve nükleerden enerji sağlayan ülkelerde yönetimlerin birbiri ardından bu tehlikeli seçenekten uzaklaşmaları yönünde karar almaları vardır ve son derecede önemlidir. Örneğin Japonyada nükleerden çıkarak güneş, rüzgâr ve jeotermik gibi yenilenebilir enerjilere yönelinmesi güç kazanmış ve bu eğilim ilk meyvelerini vermeye başlamıştır. Avrupada başta Almanya, İsviçre, İtalya olmak üzere bir dizi ülke nükleerden çıkma kararı almıştır. Örneğin nükleer lobicileri televizyonlara çıkıp Almanyanın nükleerden çıkmadığını, sadece eskiyenlerin sökülerek yerlerine yeni nesil reaktörlerin devreye sokulmasını planladıklarını ileri sürerek düpedüz yalan söylemekte sakınca görmemişlerdir. Oysa Merkel yönetiminin nükleerden çıkma kararı aldığı, yenilenebilir kaynaklara dönmeyi planladığı, dahası bunun için 250 milyar Avroyu gözden çıkardığını herkes bilmektedir. 59 reaktörle Avrupa birincisi olan Fransa’da, 2012 baharında yapılması öngörülen başkanlık ve yasama organı seçimlerinde iktidara gelmesi kuvvetle muhtemel sosyalistlerin de nükleerden çıkmaya hazırlandıkları kimse için sır değildir.

\n

İlginç olan nükleerden çıkma furyasının salt devletler için değil, kimi sorumlu endüstri kuruluşları için de söz konusu olmasıdır.

\n

Örneğin Alman endüstri ve mühendislik devi Siemens, nükleer santral yapımından vazgeçtiğini açıklamıştır. Der Spiegel dergisine göre şirketin bu yönde karar almasında Fukuşima faciası etkili olmuştur. Bu arada Japonya, kendi ülkelerine onca zarar veren nükleer santralların başka ülkelerde inşasında yer almalarını içine sindiremediğinden Sinopta inşa edilmesi düşünülen nükleer santral yapımından çekildiğini resmen açıklamıştır. Japonya Fukuşimadan sonra nükleerden çıkma kararındadır. Bugün 54 reaktörden sadece 11i devrededir. 2012 ilkbaharına kadar tümünün devre dışı bırakılacağı planlanmıştır. Ancak Japonyada nükleerden çıkmanın maliyeti henüz hesaplanmamıştır. Ekonomi bakanlığının 2009’da yaptığı bir hesaplamada nükleeren çıkıp termik santrallara geçilmesi Japonyanın enerji faturasını 30.5 milyar Avro kabartacaktır. Japon Çevre Bakanlığınca çeşitli seçeneklerden elde edilen enerjinin kilovat saat olarak maliyetinin hesaplanması ise ilginç sonuçlar vermiş; nükleerden elde edilen enerjinin hiç de savlandığı gibi ucuz olmadığı ortaya çıkmış, böylece de nükleerden enerjinin önemli kozu olan ucuzluğun efsaneden ibaret olduğu anlaşılmıştır.

\n

Nükleer kaynaklı enerjinin kilovat saat başına ucuzluğu sadece görüntüden ibarettir. Zira santral kazalarının neden olduğu binlerce can ve miadı dolan reaktörlerin sökümünün uzun zamana ihtiyaç göstermesi bir yana, öngörülen söküm maliyetinin yüzde bin bir artışa ulaştığı (Fransa, Brinnelis Santralı), korkunç tsunaminin milyarlarca dolarla ölçülen maddi zararları, ABD gibi zengin ülkelerin bile karşılamakta zorlandığı nükleer atıkların güvenli biçimde korunması için inşa edilen özel depoların büyük maliyeti, faciaların çevreye verdiği zararlar hesaba dahil edildiğinde nükleer kaynaklı enerjinin dünyanın gelmiş geçmiş en pahalı ve tehlikeli enerji olduğunu açık ve net ortaya çıkmaktadır. Akkuyu santralının Ecemiş fay hattının 25-30 kilometre yakınında kurulması, ülkenin neredeyse tümünün birinci derecede deprem bölgesi olması, dolayısıyla da her yıl onu aşkın şiddetli depremin ardından aylarca beşik gibi sallanan ve neredeyse tümü ciddi deprem riski taşıyan ülkemizde nükleer santral yapmak tehlikeli olduğu kadar anlamsız, vebali taşınamayacak kadar ağırdır.

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Dünyanın Su ile de Başı Dertte

Devamını Oku
26.03.2012
Artan Doğa FelaketlerineSeyirci Kalmak...

Devamını Oku
19.03.2012
Tunus Nereye?..

Devamını Oku
12.03.2012
Taksim Gezi'nin Ağaçlarına Sahip Çıkmak Doğaya Sahip Çıkmaktır

Devamını Oku
05.03.2012
Avrupa Borç KriziOrtamında, Sarkozy'nin Yeniden SeçilmeŞansı Var mı?

Devamını Oku
27.02.2012
Komşunun Bitmeyen Çilesi Üzerine...

Devamını Oku
20.02.2012
Sayın Başkan, LütfenNükleere 'Kale'ninKapısını Açmayınız!

Devamını Oku
13.02.2012
Yeşil Sahada Kan İzleri...

Devamını Oku
06.02.2012
Isınan GezegendeKıyamete Koşar Adım

Devamını Oku
30.01.2012
Nükleerde 'Danışıklı Dövüşün' Bu Kadarına Pes!

Devamını Oku
23.01.2012
Sarkozy'nin 'Karakuşi' Yasası (*)Onca Öfkeye Değer mi?

Devamını Oku
16.01.2012
En Büyük 'Kitle İmha Silahı' Açlıktır

Devamını Oku
09.01.2012
'Halkı İkna Et, Santralı Kur!'

Devamını Oku
02.01.2012
Bir Bardak Suda Fırtına...

Devamını Oku
26.12.2011
Durban 17. İklim Konferansı'nınArdından...

Devamını Oku
19.12.2011
'Nükleerin Sorumlusu Yoktur...'

Devamını Oku
12.12.2011
Deprem Ülkesinde Nükleer Santral(!)

Devamını Oku
05.12.2011
'Arap Baharı' ya da Kafdağı'nınArdındaki Serap!

Devamını Oku
28.11.2011
Avrupa Yol Ayrımında

Devamını Oku
21.11.2011
Avrupa Ekonomik Krizin Kısırdöngüsünde Sarsılırken...

Devamını Oku
14.11.2011
Batı Petrol, Arap DünyasıŞeriat Peşinde...

Devamını Oku
31.10.2011
Tunus Seçimleri ve KapıdakiYeni Tehlike...

Devamını Oku
24.10.2011
'17. İklim Zirvesi' Yaklaşırken...

Devamını Oku
17.10.2011
Kabak Tadı!

Devamını Oku
10.10.2011
147 Milyon Ağacın 'Annesi' KenyalıWangari Maathai'nin Ardından...

Devamını Oku
03.10.2011
Nükleer Santral Korkusuyla Yaşamaya Son Verilmeli...

Devamını Oku
26.09.2011
Arap Baharı Çiçek Açmakta Zorlanırken..

Devamını Oku
19.09.2011
Nükleer Felaket Yaklaşırken...

Devamını Oku
12.09.2011
Trafik Kazaları SavaşGibi Can Alırken...

Devamını Oku
05.09.2011
Dünya Nüfusu Nereye...

Devamını Oku
29.08.2011
İsrail'de 'Bahane' Bitmez!

Devamını Oku
22.08.2011
On İki Milyon İnsan Kaç Para Eder?

Devamını Oku
15.08.2011
Barış Korkusu!

Devamını Oku
08.08.2011
GIEC Başkanı: Ülkeleri Yönetenlerİklim Bilimini Mutlaka İzlemelidirler

Devamını Oku
01.08.2011
Issız Denizlerimizin Hayalet Gemileri

Devamını Oku
25.07.2011
Dadaab'da Açlıktan Ölenler Salt İnsanlar Değil, Tüm İnsanlıktır!

Devamını Oku
18.07.2011
İsrail - Filistin Barışının Engellenmesinde Aşırı Dincilerin Rolü..

Devamını Oku
11.07.2011
DSK Olayı ve Fransız Başkanlık Seçimleri Üzerine...

Devamını Oku
04.07.2011
Alamet ve Kıyamet Üzerine...

Devamını Oku
27.06.2011
Sayıların Ağırlığı ya da Aşırı Nüfus Kaygısı Üzerine...

Devamını Oku
20.06.2011