Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şu hendek meselesi!
Bu yazıyı yazmak artık benim için bir etik sorun oldu. Özellikle seçimden sonra her televizyona çıkanın, 7 Haziran seçimlerinden sonra Güneydoğu’da kazılan hendeklerden söz etmesi, HDP’nin bu nedenle oralarda seçmen oyunu yitirdiğini söylemesi beni resmen çileden çıkardı. Hendekler, oluşturulan barikatlar öylesine büyütüldü ki, hani bilmeyen, görmeyen İspanya İç Savaşı’nda olduğu gibi kilometrelerce hendek kazıldığını, gene kilometrelerce çok korunaklı barikatlar oluşturulduğunu düşünebilir.
Özellikle de sürekli sokağa çıkma yasağının olduğu Silvan’da çatışma olduğunda arka yollardan bölgeye giden biri olarak bunun böyle olmadığını söylemek istiyorum. Fotoğrafta da göreceğiniz gibi, tankların, Akreplerin mahallelere girişini durdurmak için yapılan barikatlar, kazılan hendekler öylesine naif, öylesine korunaksızdı ki, adeta mahalle çocuklarının büyüklerine eziyet olsun diye yaptıkları çocukça bir çalışmaya benziyordu.
Tanklar bir çarpıda bu hendekleri aşıyorlardı. Barikatları ise bir dakikada etkisiz hale getirmek mümkündü. Ama hendekler, barikatlar bir de ne olduğu hiç kimse tarafından anlaşılmayan “özyönetim” sloganı bahane edilerek bu bölgelerde inanılmaz bir zulüm makinesi işlemeye başladı. Burada açıkça söylemek gerek, kırsalda etkili olan PKK, bölge gençlerini silahlandırarak bu zulüm makinesinin üstüne sürdü. Bölgede bir süre PKK’nin yolları kesmesine izin verildi. Öyle ki PKK militanları arabaları durdurup kimlik kontrolü yaparken, tepede bulunan karakoldakiler elinizdeki saatin yelkovan ve akrebini bile rahatça gören kameralarla olayı izliyorlardı. Hiçbir müdahale yoktu. Ama iki gün sonra aynı bölgede bulunan ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor ve keklik misali bir av başlıyordu.
Anlattıklarım sizi şaşırtabilir. Ben de şaşırmıştım. Açıkça söylemek gerekirse, HDP yetkililerinin işi zordu. Çünkü bölge insanı çocuklarını kucaklarına almış, birkaç parça eşyalarını bir çantaya doldurup ölümden kaçıyordu. Kimse onları suçlayamaz! “Nereye gidiyorsunuz” diye sorduğumda, “Akrabaların yanına” demişti pek çoğu, “Çatışmanın olmadığı kentlere.” Başka kentlere gidenlerin ne kadarı geri döndü bilmiyorum. Zaten bölgenin tarihi bir göç tarihidir.
Artık konuşalım, örgütlerin tarihi de ülkelerin ve partilerin tarihlerine benzer. Belli bir zamanda doğar, tarih içindeki görevini yapar ve biterler. PKK kendi varlığının Türkiye için bittiğinin pekâlâ farkında. Ama ne yazık ki durumu kabullenip yepyeni bir oluşuma olanak sağlamak için bölgeyi terk etmek istemiyor. Stalinist bir hiyerarşiyle yönetilen örgüt, ne yazık ki demokrasiyi kendi içinde uygulayamadı. Aykırı seslere kulağını kapadı. Kentlerdeki savaşın dağlardan farklı olduğunu kavrayamadı. Ve hâlâ AKP’nin büyük projesine su taşıyor.
Şimdi hep birlikte bir yol ayrımına geldik. HDP düzen partilerinin karşısına, daha sol, daha demokratik bir çalışmayla çıkarsa, emin olun şu herkesin pek bir korktuğu “bölüme paranoyası” kendiliğinden biter. Zaten Türkiye toplumunu bizden çok daha iyi analiz eden uluslararası güçler de o ünlü “BOP” projesinden çoktan vazgeçtiler. Sözün özü, HDP Türkiye’nin yeni sol partisi olma yolunda ilerlemelidir. Maceraya gerek yok. Su kendi yolunu bulur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi