Efendim, bu Arena’ya ikinci gelişim... Basına ayrılan tribün; rasat için düşünülmüş, Galata, Beyazıt Kulesi türünden. Buradan futbol maçı değil, ancak yangın gözetlenir. Alana kuş bakışı bakarak futbolcuların numaralarını değil ama çoğunlukla saçlarının dökülüp dökülmediğini seyrettik.
\nQuaresma ile aramızdaki fark rakımdı... Basın tribünü ile alan arasındaki rakımdan kaynaklanıyordu. İkimiz de irtifa farkıyla maç izledik. Biz tribünde, o alanda. Kısacası Beşiktaş 10 kişi savaşım veriyordu. Ya Beşiktaş’ın yediği gol; gol fukarası ihtiyar Simao ile kaleci Cenk’in ortak yapımıydı... Ancak nerede kademe denen savunmanın temel ilkesi, nerede o 30 yaşındaki ulusal takıma çağrılan Egemen...
\nBeşiktaş daha takım gibi oynamaya çalıştı. G.Saray’ı daha diri, daha istekli beklememe karşılık düş kırıklığına uğradım. Arena’da farklı bir G.Saray bekliyordum. Gelelim Fırat Aydınus’a... Bak Fırat, dükkanda sana takılan olursa yürüyüp gideceksin.. Ama sarı kart göstereceğin futbolcuya takım arkadaşı el kol hareketiyle seni engellemeye kalkarsa.. Yanıtını ben vermiyorum, kitaba bak. Maçın sonucu mu? Futbol tanrısı her zaman adil değildir.
\n\n