Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Dağılma’ hevesi
¦24 Haziran sonrası siyasi hareketlilik nasıl bir yönde ilerliyor?
Mitingler, ziyaretler, vaatler, afişler, reklamlar falan derken, seçimler tabanda, seçmen bazında büyük bir hareketlilik yaratır. Siyasetin birinci kademe aktörleri seçmenler başrole oturur. Bütün siyasiler kendisini geçici olarak pek önemli hisseden seçmenleri muhatap alarak konuşur. Seçim biter, “mesajı aldık” diyen partiler, siyasiler kendi profesyonel alanlarına, seçmen de evine döner. Hatta bunun klişe tepkisi de, “bizi seçimden seçime hatırlıyorsunuz” şeklinde olur.
Peki, bu tek taraflı, edilgen ilişkinin tek sorumlusu, siyaset esnafı veya profesyonel siyasetçiler mi? Siyasetle ilişkisinin bu düzeyde tutulmasına rıza gösteren seçmenlerin de bir katkısı yok mu? Memnun kalınmayan sonuç dolayısıyla, şampiyon olamamış takım taraftarı gibi “başkan istifa” sesleri arasında “becerebilecek olan gelsin” sınırında bir taleple yetinen, aldığı hizmetten memnun kalmamamış tüketici gibi davranan partili seçmenlerin bu işleyişte katkısı az değil.
¦Partilerde hareketliliğin içeriye dönmüş olması ne kadar doğru?
Seçim sonuçlarına göre yeni pozisyon alarak durum sağlamlaştırma çabaları anlaşılır şeyler. Her seçimden sonra ortaya çıkan sonuçlar, siyasi yapıların içinde de pek çok risk ve imkân oluşturuyor ve bunların zaman kaybedilmeden değerlendirilmesi için hareketlilik hızla içeriye dönüyor. Şimdi de, iktidar partilerinde daha derinde, muhalefet partilerinde ise biraz fazla uluorta bir hareketlilik göze çarpıyor. Aslında olmaması garip görülecek bir durum muhasebesinin ve buna göre vaziyet almanın şaşırtıcı bir tarafı yok.
Garip ve rahatsız edici olan, bu durum muhasebesi ve yeni pozisyon alma gayretlerinin hem imkânlardaki fırsatçı acelecilik açısından, hem risklerden kaçınmak için yapılan panik hamleler açısından fazla yüzeysel olması. Veya alınan sonuç, yapılmak istenen şey, memleketin ihtiyacı, tabanın beklentisi gibi önceliklerle fazla ilgili gibi durmaması. Partilerin içindeki hareketlilik, herkesin ortak meselelerinden çok, sadece kendileriyle aşırı ilgili olanlar üzerinden ve fazla şahsileşerek yürüyor.
¦Seçim sonrası iç hareketlilik hangi partilerde öne çıkıyor?
Tartışmasız ve beklendiği gibi en hareketli parti CHP. Sonuçları bir kongreye varıp varmayacağı belirsiz canlı tartışma, partinin iç sınırlarını hayli aşmış vaziyette. İktidar medyası ve sosyal medyasının özel bir önemle yaklaştığı bu hareketlilik, hâlâ geleceğe dönük değil, geçmişe dönük hesaplaşmalar üzerinden bir gündem kuruyor. Ancak etkin aktörler kadar, taban reaksiyonları da fazla sağlıklı, tutarlı ve ilerletici görünmüyor.
İktidar blokunda özellikle de AKP’de seçim sonrası ve yerel seçim öncesi önemli iç hareketlilikler yaşanacak ama muhtemelen bunları kamuoyu pek hissetmeyecek. Buna karşılık, Millet İttifakı’nın hayli erken biçimde bitişinin ilanıyla muhalefet cephesi partilerinin ve özellikle de İYİ Parti’nin epey çalkalanma yaşayacağı anlaşılıyor. İktidarın seçim döneminde çok yatırım yapmasına rağmen sağlayamadığı muhalefet dağınıklığı, seçimden sonra kendiliğinden işlemeye başladı.
¦Yerel seçim öncesi konjonktür nasıl bir hareketlilik vaat ediyor?
Yerel seçimlerde seçmen eğilimleri kazanma şansı yüksek aday ve seçenekler etrafında yoğunlaştığı ve yine öyle olacağı için, AKP ve CHP’nin merkezde olduğu bir hareketlilik ortaya çıkacak. Hem referandum, hem de 24 Haziran öncesinde oluşan muhalefet blokunun yeniden toplanması zor olacak şekilde dağılması dengeyi iktidar lehine bozuyor. Ancak, özellikle Cumhur İttifakı’nın yerel seçime aktarılıp aktarılmaması ve nasıl aktarılacağı dengeyi değiştirebilir.
Aldığı sonuçların koruyucu olmaya yetmediği İYİ Parti’nin yerel seçime doğru en çok zorlanacak parti olması muhtemel. Hem içteki çatlamalar, hem Bahçeli’nin de kurcalamaya devam edeceği anlaşılan kopma olasılıkları gündemde kalacağı gibi, kaçınılmaz olan oy kaybını en azda tutmak da kolay olmayacak. Bölgedeki kayyımlı belediyeleri geri alma hedefinin HDP’yi yeniden canlandırması mümkün. Ancak, diğer şehirlerdeki etkili oy potansiyeli için yön soruları ortada duruyor.
¦Taban inisiyatifleri siyasi hareketliliği etkileyebilir mi? Yerel siyaset, tabandan tavana doğru etkilerin daha kolay örgütlenebildiği, sonuç alabildiği bir zemin. Seçmenlerin, siyasi partilerin önerileriyle (dayatmalarıyla) yetinmeyip alternatif çözümlere onları zorlayabildikleri pratiklerin yerel siyasette daha çok şansı var. Dolayısıyla, yıllardır önemli bir direnç gösteren muhalefet seçmeninin yalnız bırakılmışlığına, çaresizliğine hayıflanmayı erken kesip yerel siyasette inisiyatif alması mümkün.
Çok haklı nedenlerle seçimlere karşı oluşan güvensizliğin, siyaset alanını terk etmek ve zaten yerleşikleştirilmek istenen teslimiyete gerekçe yapılmaması gerek. “Uyanmak” her şeyin bittiğine inanmak değil, yaşananın farkına vararak değiştirmeye enerji aktarmak demek. Ancak, bir zamanlar pasif siyasetin sembolü olan “olabilir mi böyle bir şey” sözünün artık büyük kalabalıklar tarafından dillendirildiği izleniyor. Hem fiziki, hem manevi anlamda “dağılmanın” heveslisi azalmıyor, artıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!