Aşk, Tanrı ve Ceza

15 Şubat 2015 Pazar

Benim seyircim aşka inanmaz. Mantık evliliğinden yanadır.
Paraya âşıktır daha doğrusu. Güce tapar. İktidara yavşar.
Aile kutsaldır bu topraklarda. Lakin üç çocuk yapmaz. Yapamaz. Masraflıdır çünkü. Sezaryenle doğumu seçer. Sancılıdır doğal doğumlar. Acılıdır. Tabii afetler ülkesinde zelzele gibidir aşk.
Aşka inanmayan ülkem insanı, bir âşık oldu mu, 18 yıl kendine gelemez. Pis âşık olur. Çok pis. Kör kütük. Kütük gibi. Hakikaten. Sonra? Son. Film bitti. Dizi yayımdan kaldırıldı.
Sonra hiç âşık olmamış gibi devam eder hayat. Aşka inanmadığını iddia eder. Yeniden.
Fox bu işi biliyor.
İşte “Aşk Yeniden” tam da ülkem insanının âşık olamama aşkını anlatıyor. Benim seyircimin kalbini çalıyor bu yüzden. Daha birinci bölümünde reytinglerde gün birinciliğine oturuyor.
Olmayan aşkın sırrını açıklayacakmış gibi duruyor “Aşk Yeniden.” Herkes heyecanla ekranın karşısına geçip bekliyor. Aşk var mı? Yok tabii. Varmış gibi yapıyor ama. Seyirci inanmak istiyor. “Aşk Yeniden” ülkem insanının gönlüne göre veriyor. Aşkın sırrını açıklamayan dizi başarının sırrını açık ediyor. Nabza göre şerbet. Dozu iyi ayarlanmış. Doğrudan kana karışıyor. Damardan.
Sanki “Ölürsem kabrime gelme istemem” diyecekmiş gibi duruyor Fatih (Buğra Gülsoy), eski “Kuzey Güney”in Güney’i. Briget Jones çakması Zeynep de (ÖzgeÖzpirinççi) “Bebekler ağlamasın!” diye cevap verecek neredeyse uçakta. Fatih’in aşkına.
Sahi biz ağlayan çocuklara neden tahammül edemiyoruz? Oysa çok hoşgörülü bir toplumuz. Değil mi? Biz. Çok. Mesela uçaklarımızda farklı dinlerden din adamları yan yana oturabiliyor. Hem de bunu romantik komedi tadındaki bir dizide izliyoruz. Ne hoşgörülü bir toplumuz değil mi? Hakikatte olmasa bile dizilerde bu böyle. Kurmaca dünyasında hayal bedava. Yerse.
Romantik komedi türünde Türkiye’de böyle bir film çekilmedi daha. Türünün en başarılı örneği “Aşk Yeniden.” Film tadında. Komedi dozu yerinde. Sıcak. Oyunculuklar samimi. Zengin oğlan fakir kız aşkını anlatıyor. Böyle bir klişeden böyle bir sonuç sahiden büyük başarı.
Fakir kız bir çocuğa âşık oluyor. Aşkı uğruna Amerika’ya gidiyor. Ailesine rağmen. Aşkından hamile kalıyor. Lakin âşık olduğu adam çocuğu istemiyor. Terk ediyor bizim kızı. Garsonluk yaparak alın teriyle çocuğunu büyütmeye çalışıyor.
Zengin oğlumuza gelince. Rahat batıyor. Parayla mutlu olunmuyormuş demek ki. Aile baskısından Amerika’ya kaçıyor. Orada Amerikalı bir kıza âşık oluyor. Evlenme teklif ediyor. Amerikalı kız âşık olmadığı için evlenmeyi reddediyor. Terk edilmiş iki kahramanımız sonunda ülkelerine geri dönmeye karar veriyorlar. Ve ikisi aynı uçakta karşılaşıyorlar. İşte “Aşk Yeniden”in klişe aşk hikâyesi. Tabii her güzel aşk gibi bizimkilerin aşkı da kavgayla başlıyor. Gülüyoruz bu sevimli ve romantik aşka. Kahkahayla.
Yani? Aşkla alay edebilirsin, lakin Tanrı’yla asla!
Yoksa yersin RTÜK’ten ceza.
Çocukların Allah algısını olumsuz etkilermiş mizah. Sezaryenli çocuklarımızı doğal afetlerden koruyalım. Mizah günahtır.
Kahrolsun diziler. Yaşasın “sarkastik” sinema.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları