Burada Laf Yok

02 Mart 2015 Pazartesi

Aslında televizyonda laf yok. Türkiye’de hiç yok.
Dizilerden başka neredeyse hiçbir formatın tutmadığı bu topraklarda talk-show yapmak hakikaten zor. Çok zor. Mizah imkânsız gibi. Kaç tane “Late Night Show”cu sayabiliriz? Bir zamanlar Cem Özer vardı. Sonra Okan Bayülgen. Biraz daha zorlarsak Beyaz. Tevellüdü yetmeyenler bilmez, bir de Rüstem Batum vardı. Özel televizyonların yeni başladığı dönemlerde. Fi tarihinde. Başka? Yok.
Rakı masalarına meze olan, çerez niyetine tüketilen futbol geyiklerini saymayalım. Türk televizyon tarihine en başarılı özgün TV formatlarımız olarak geçen spor programlarımıza laf yok. Onlar ekranlarımızın vazgeçilmezi.
Lakin gece yarısı talk-show programlarının durumu hazin.
CNN Türk ekranlarında hafta içi dört gece yayımlanan Mesut Yar’ın sunduğu “Burada Laf Çok” izliyorum günlerdir. Dizi yazmaktan bıkan bir televizyon eleştirmeni için iyi bir sığınaktır talk-show formatları. Hele bir de eğlenceliyse “popcorn” filmi izlemekten daha zevklidir. Fakat Mesut Yar’ın programında, eğlenmekten vazgeçtim, sıkılıyor insan. Kendi çalıyor, kendi söylüyor. Ünlü konuklar alıyor her gece. Her biri ötekinden daha “ünlü”. Lakin Mesut Yar’dan başka kimse konuşmuyor programda. Konuklar süs biberi gibi. Konu mankeni yani. Biri geliyor, diğeri gidiyor. Mesut Yar konuşuyor. Susmuyor. Konuşmaya devam ediyor. Sonra program bitiyor. One-Man-Show sanki. Tek kişilik orta oyunu misali. Sunucu meddah, konuklar dekor. Ve tabii “Be adam, madem konuşturmayacaksın, niye getiriyorsun
o ünlü konukları programa” sorusu geliyor akla. Soramıyorum. Mesut Yar konuşmaya devam ediyor hâlâ. Programın adını layığıyla yerine getiriyor. Burada laf hakikaten çok. Boş laf. Çok.
Bir tıkanıklık var bu programda. Akmıyor. Bir samimiyetsizlik hissi. Sahtelik. Hani radyo programcıları vardır ya, soğuk ve boş bir odadan dönüştürülen çakma bir stüdyoda kendi başına gece yarısı programı yapmaya çalışır, dinleyicisi var mıdır yok mudur kimse bilmez, mikrofonuyla sohbet eder, gülme efektiyle sahte kahkahalar döşer boş laflarının altına, işte o “yalnız ve güzel ülkemin” radyo programcısına andırıyor Mesut Yar. Kendi yaptığı esprilere kendisi gülüyor. Bir tek gülme efekti eksik. Dijital kahkahalar yerleştiremiyor. Alttan alta.
Geçenlerde Wilma Elles’i konuk almış programına. “Burada Laf Çok” nasıl olsa, yine kendi çalıyor, kendi söylüyor. Sorduğu soruları bile kendi yanıtlıyor. Oysa karşısında yabancı bir oyuncu var. Kadın Alman. Türkçeyi “Muhteşem Yüzyıl”ın Hürrem’inden daha güzel konuşuyor. Bir talk-show programının bulunamayacak özel konuklarından. Güzel ve tatlı şivesiyle konuştur da konuştur. Sen sor, Wilma anlatsın. Bir Alman gözüyle nasıl bakıyor sektöre, sahiden merak ediyorum. Yabancı bir kadının Türk drama sektöründe ünlü olması nasıl bir şey? Haftanın yedi günü, uykusuz hiç dinlenmeden dizi çekme konusunda ne düşünüyor? Kafamda soru üstüne soru birikiyor. Fakat bu soruların yerine ne soruyor Mesut Yar biliyor musunuz? “Korku filminde oynamak yakışıyor mu senin gibi güzel bir kadına?” Soruya bak. “Daha böyle hoş, romantik, aşk filmi falan” yakışırmış bu güzel kadına. Haydaa. Demek ki güzel kadınlar korku filminde oynayamazmış. Oyuncu bu yahu, sinema türlerine göre ayrılan dekor objeleri değil ki, istediği her rolde oynayacak tabii.
“Burada Laf Çok”. Evet boş laf çok. Lakin ekranlarımızda kaliteli bir gece yarısı talk-show programı yok. Biraz gülüp, biraz eğlenip, biraz düşüneceğimiz güzel bir format kalmadı. Star’da bir ara “Üç Adam” vardı, onu da Acun medya tüketti.
Cem Yılmaz’ın sunduğu bir “Late Night Show” programı sınıf atlatmaz mı televizyonculuğumuzu. Sözgelimi. Ya da “Düğün Dernek” ekibinin ürettiği bir talk show programı reyting almaz mı?
Şeytan diyor ki, kur yeni bir TV kanalı, göster kendini. TV 88 nasıl olur?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları