Bu ay 11 yeni dizi başlıyor.
Kara Kutu. Aşk Yeniden. Sevdam Alabora. Racon. Eve Dönüş. Milat ve Maral. Serçe Sarayı. Yeni dizilerden bazıları.
Bu sezon 31 dizi yayımdan kaldırılmış. Peki, ekranda olan toplam dizi sayısını biliyor musunuz? 49.
Salı günü Show’da başlayan, Acil Servis’i yeni diziler arasına koymak lazım mı, bilemedim. Aslında, Greys Anatomy uyarlaması dizi 2006 yılından beri hayatımızda. “Doktorlar”dı o zamanki adı. 4 sezon sürmüştü. Tekrarlarını sayamadım. Hâlâ birçok yeni diziden iyi reyting alıyor tekrarları. “Doktorlar” bir ara Fox TV’de yeniden denendi. 10 bölüm dayanabildi. Beklenileni veremedi. Tekrarlarına yenilmişti yenisi. Kaldırıldı.
Şimdi yine Show’da yeniden karşımızda. Aynı yapım şirketi, aynı yönetmenle. Bu kez Amerikan dizisi, Emergency Room - ER’den uyarlanan “Acil Servis” yeni oyuncu kadrosuyla iyi bir başlangıç yapamadı ne yazık ki. Total’de 24. AB’de 16. olabildi.
Yeni başlayan hastane ve doktor konulu hiçbir dizi “Doktorlar’”kadar ilgi görmedi nedense. En son Kanal D’deki türevi “Hayat Yolunda” da hayata veda etti.
Ülkem insanı seviyor oysa hastane hikâyelerini. Doktor-hasta ilişkilerini. Hayat kurtarma heyecanına sıkıştırılan aşk entrikalarını izlemeye bayılıyor. Ölüm sosuyla bezenmiş acı dram mönülerini kurufasulye gibi tüketiyor. Hastane koridorlarında ne insanın, ne de sakız gibi çiğnenip atılan aşkların değeri var. Acı çekmeyi, ağlamayı ne kadar severmiş benim seyircim. Toplumsal bir travma geçiriyoruz bir nevi. Sonra da her şeye alışıyoruz. Hastalığımızın bile farkında değiliz artık. Tecavüzcüsüne bağımlı hale gelen kurbanlar gibiyiz. Toptan acil servislik olmuşuz, haberimiz yok.
Sahi bu topraklarda televizyonu olmayan kaç hane var?
Serhat Teoman, Nur Erkul, Tamer Tıraşoğlu ve Seda Akman gibi oyuncuları barından Acil Servis’te Murat (Gökhan Soylu) soruyor “Ne oldu?” diye. “10 dakikalık dikişi 45 dakikada atıyorum” diye bir cevap alıyor. “Alışırsın” diyor, Murat. “Kan tutuyor” diye devam ediyor meslektaşı. “Alışırsın, başka?” diye soruyor Murat. Yani “Sen asıl konuya gel” kıvamında devam ediyor diyaloglar. “Aşka gel!” demek istiyor yani. “Bak işte ona alışamazsın, o sana alışsın” diye noktalıyor sonunda. Özel hayatlarımızın canımızdan daha değerli olduğunu anlıyoruz hastane dizilerinde. Soğuk odalarda, işkence mekânlarını aratmayan ameliyathanelerde insanlar ölüyormuş kimin umurunda.
Benim seyircim bedava dizi seyrediyor sonuçta.
Siz hiç gece yarısı herhangi bir devlet hastanesinin acil servisine gittiniz mi? Hakiki dram asıl oralarda. Olay yeri gibi. Acilde her şey dizilerden daha acılı, daha dramatik. Serum şişeleriyle yerlerdeki blur’lanmamış kan tortuları iç içe, yan yana.
Acil Servis’te hemşire doktor aşklarını bayılarak izleyen benim seyircim bir gün gelir de kanayan yara haline gelen sağlık sektörünün içler acısı dramını anlatan belgeselleri izler mi acaba? İzlemekten vazgeçtim, böyle bir belgesel çekilir mi bu ülkede? Adını “Haberin yok ölüyorum” diye koyarlar mı?
Kanayan yara. Sağlık sektörü. Pek yakında ekranlarınızda.
Şimdi reklamlar.
Acil Servis
Yazarın Son Yazıları
Burada Laf Yok
Beş Kardeş
Aşk, Tanrı ve Ceza
Acil Servis
Aşkın Bedeli
Adaletin Bu mu Dünya?
Bu Tarz Benim Değil
Poyraz Karayel
Haberin Yok Ölüyorum
Filinta
Reaksiyon Bitti Operasyon Başladı
Osmanlı’nın Dirilişi
Paramparça
O Hayat Benim
Şeref Meselesi
Faili Meçhul Diziler
Hırsızdan İmam Olur mu?
Elin Amerikalısı
Gönül İşleri
Urfalıyam Ezelden
Özcan Deniz’in Cenaze Merasimi
Yüz Numara
Kiraz Mevsimi Sevişme Vakti
112 Acil
Ekmek İçin Köye Dönelim Reis
Düğün TV
Diğer Yarım
Kaçak Gelinler Ulan İstanbul’da
Ağlatan Dans
Muhteşem Muktedir
Gölgedekiler
Kara Para Aşk
Hatasız Kul Olmaz
Dizi Günlüğü 2
Dizi Günlüğü
Sol Reyting
Şimdiki Çocuklar Harika
Kardeş Payı
Reyting Gişeye Karşı
Üç Kardeş