Beşiktaş maçında özellikle ilk yarıda çok iyi oynayan Galatasaray, Antalya karşısında da iyi başladı. İlk çeyrekte rakibini sahasına hapsetti. Çabuk ve tempolu oyunun kaynağı idmandaki çalışmalar. Kapalı salonda ne çalışırlar bilmiyorum ama Riekerink saha çalışmalarını bire-bir savunma, yakın markaj, çabuk paslar ve topsuz oyuncuların hareketliliği üzerine kurguluyor. Bence de doğru yolda gidiyor.
Galatasaray idmanı maça taşıdığı zaman iyi, taviz verdiği zaman yani yoldan çıktığı zaman çekilmez oluyor. İlk çeyrekte iki pozisyondan gol çıkmadı. Hücum ağırlıklı oynarken savunmaya geçmek zordur. Galatasaray bu zorluğa boyun eğdi. Rakibin stoperi ceza alanına kadar gelirse takımın tamamı suçludur. Hakan ve Carole, Diego’yu izlerken arkalarındaki Deniz’i unuttu. Golden sonra Galatasaray moralman çöktü. Dolayısıyla idman becerileri sahaya daha az yansımaya başladı. Oyun dengelendi. Galatasaray pozisyon üretmekte zorlandığı gibi savunmadan çıkışlarda da kaptırdığı toplarda tehlike yaşadı. Galatasaray’ı çabuk öne taşıyan sadece Bruma oldu.
Cim-Bom, Selçuk’un frikiğine kadar gole yaklaşamadı. Skora denge gelince taraftar da coştu. Sonrasında Galatasaray’ın baskılı oyunu golleri getirdi. Aslan payı gene Bruma’nındı. Podolski’ye sadece vurmak kaldı. Galatasaray maçın büyük bölümünde bocaladı. İkinci yarının son bölümündeki oyunu ile kazandı. Bence özellikle ilk yarıdaki oyundan ders çıkarılmalı.