Hem ülkemizin hem de muhalif siyasetin geleceği açısından son derece önemli bir dönemece hazırlanıyoruz. Başta ana muhalefet CHP olmak üzere, tüm muhalif kesimler için önemli bulduğumuz bu siyasal dönemecin; asıl işlevinin ve tarihi rolünün, gelecek kuşaklar tarafından daha iyi anlaşılacağını ve değerlendirileceğini düşünüyoruz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hafta sonu İzmir’den adaylık sürecinin ilk işaret fişeğini ateşledi! Cumhuriyetçi ve Atatürkçü özellikleri ile bilinen İzmir, İmamoğlu’na yeşil ışık yaktı ve güçlü destek verdi.
23 VE 31 MART’IN ANLAMI
Ana muhalefet CHP, cumhurbaşkanı adayını belirlemek amacıyla 23 Mart’ta önseçim yapacak. Biz Ekrem İmamoğlu’nun adaylığıyla gidilen bu önseçimi, sonucu önceden belli olsa bile doğrusu oldukça önemsiyoruz. Bunun siyaset hayatımız için yeni bir demokratik dönemin başlangıcı olmasını diliyoruz.
31 Mart, CHP’nin 47 yıl sonra birinci parti olduğu 2023 yerel seçiminin yıldönümü. İktidarın onca gücüne ve baskısına karşın halkın muhalefete ve muhalif adaylara yöneldiği seçimde elde edilen başarı, unutulmamalı ve unutturulmamalı. CHP ve muhalefet, 31 Mart başarısına her fırsatta sahip çıkmalı ve bunu belleklerde kalıcılaştırmalı diye düşünüyoruz.
DEMOKRASİ ŞÖLENİ
İşte biz bütün bu nedenlerle önseçimin yapılacağı 23 Mart ile büyük yerel seçim başarısının kutlanacağı 31 Mart tarihleri arasındaki haftayı, “demokrasi haftası” olarak değerlendiriyoruz. Başta CHP olmak üzere, muhalefet güçleri ve ilerici yerel yönetimler tarafından bir demokrasi haftası olarak kutlanmasını öneriyoruz.
Günümüzde halkın büyük çoğunluğu, Cumhuriyet değerleri ile demokrasinin evrensel değerlerine ve geleneklerine sahip çıkılmasını istiyor. Daha doğrusu, bu değerlerle yaşamayı ve demokrasiyi tüm kurum ve kuralları ile içselleştirmeyi özlüyor.
ÖNSEÇİM/ERKEN SEÇİM
Bu bağlamda ana muhalefet CHP’nin önseçimini önemsiyoruz. Bizim kişisel görüşümüz, bu önseçimin tüm muhalif kesimlerin ve seçmenlerin oy kullanabileceği bir biçimde yapılmasıydı. Eğer böyle yapılabilseydi; “Türkiye ittifakı” yaklaşımının daha da güç kazanacağını ve siyasal muhalefetin seçim sürecinde ortaklaşmasının daha kolay olacağını düşünüyorduk.
Ancak bu durum, 23 Mart’taki önseçimin tarihi değerini ve önemini gölgelemez. CHP’nin 1 milyon 600 bini aşkın üyesinin önemli bölümünün önseçime coşkuyla katılarak 23 Mart’ı bir demokrasi şenliğine ve 23-31 Mart haftasını bir demokrasi haftasına dönüştürmelerini bekliyoruz. Önseçim, erken seçim sürecinin hem başlangıcı hem de kitlesel bir provası olmalıdır.
İKTİDAR VE SİSTEM DEĞİŞİMİ
Ana muhalefet CHP, adayını belirleyip ilan ederek seçim sürecini başlatıyor. Bu süreçte adaylık kadar program ve yönetsel kadrolar da büyük önem taşıyor. CHP, 1959’daki “İlk Hedefler Beyannamesi” ve 1970’li yıllardaki “Ak Günlere” bildirgesi gibi ses getirecek bir iktidar programını hazırlamalıdır.
İktidar değişimi ile birlikte sistem değişimini ve makul bir sürede parlamenter sisteme geçmeyi hedefleyecek “Halkçılık Programı”, aynı zamanda “Cumhuriyetin ikinci yüzyıl programı” anlamına da gelecektir. Bu nedenle de tarihi değerde ve önemdedir.
İKİNCİ YÜZYILIN PROGRAMI
Bu bağlamda ana muhalefet CHP; adayıyla birlikte programını da böylesi tarihi ve siyasal bir yönsemeyle/ sorumlulukla hazırlamalıdır. Hafta sonu Ekrem İmamoğlu’nun İzmir’den başlattığı cumhurbaşkanı adaylığı ve seçim yürüyüşünün ilk adımlarında bunun işaretleri verilmiştir.
Program çalışmaları ve hazırlıkları; içinde bulunduğumuz dönemin koşulları ve zorunlulukları gereği, tüm muhalefeti ve toplumun en geniş kesimlerini kucaklamalıdır. İşte bunun içindir ki önümüzdeki erken seçim kampanyası ve süreci, halkın en geniş kesimlerinin temsilcileri ile birlikte ortaklaşa hazırlanmalı ve yürütülmelidir.