R.T. Erdoğan

Bugün, “TC Devleti”nin başındaki R.T. Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı olduğu yıllar boyunca, “Bu şehrin aynı zamanda imamıyım!” diyerek haykırıp durmuştu...
Değerli dostlar, insan o haykırışları anımsayınca, Erdoğan’ın, seçimi kazanan “İmamoğlu”nun İstanbul Belediye Başkanı olmasına bu denli, bu boyutta içerlemesine(!), şaşıyor doğrusu...
Şaka bir yana, Erdoğan, “İstanbul Belediye Başkanlığı” süresince, ABD ile ne denli canciğer dost olduğunu, bu derin dostluğu, ABD’nin Türkiye’deki Büyükelçisi Abromowitz aracılığıyla sürdürdüğünü, Elçi ile birlikte ABD’ye gidip geldiğini, o şenlikli günleri de insan anımsıyor, ister istemez...
Bu anılar ayracını kapatıp, günümüze dönersek, iktidarın bu seçim sonucuna karşı çıkışları uzadıkça, başka şaşırtıcı durumlar da ortalara çıkıp, saçılıyor...
Bu durumun çarpıcı bir örneği, AKP’nin “YSK” temsilcisi olan Recep Özel’den geldi, “Türkiye’deki seçmen kütükleri, dünyanın en güvenli ‘seçmen kütüğü’dür!” diyerek (10 Nisan).
Ne ki çok geçmeden, “Seçmen Kaydırma” kurnazlığıyla oluşturulan “Seçmen Kütükleri”, bir bir ortaya çıktı... Hem de, Binali Yıldırım’ın kardeşi, Eyüp Yıldırım’ın sayesinde... Şöyle: Eyüp Yıldırım, Sancaktepe’de oturduğu halde, “seçmen kaydı”, Çekmeköy Belediyesi’nin personelinden “MÇ”nin evinde görülüyormuş!..
Kuşkusuz Çekmeköy’deki, “Seçmen Kütükleri”nin oluşturulması için başvurulan, inanılmaz bir “katakulli” olan, bu “Seçmen Kaydırma” yöntemi, pek çok kişiye uygulanmış; ne ki en ünlüsü Sayın E. Yıldırım’a uygulanışı. Bu durumdan, ülkemizdeki “Seçmen Kütükleri”nin dosdoğru olduğunu göklere uçuran Recep Özel’in de artık haberi olmuştur...
Dahası bu “Seçmen Kaydırma”nın, ülke çapında yaygınlaşması, İstanbul’dan Anadolu’ya, “557 bin” seçmen taşınmasıyla sağlanmış; MHP’nin Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un haberine göre. (Sözcü, 10.4.2019)
Kuşkusuz bu sayıdaki bir kaydırmanın, hem AKP’ye, hem de MHP’ye yaradığı ortada...
Öte yanda, AKP’nin “İstanbul Belediye Başkanı” adayı Binali Yıldırım’ın, “Murdar Oluş” söylemine de şöyle bir değinmek gerekirse, önce ne dediğine bakalım: “Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir! Murdar etin kavurması olmaz!”
Sözlüğe göre, “murdar” sözcüğü Farsça, “kirli, pis” anlamına geliyor; kavurma yapılacak “et” bağlamındaysa, daha çok “kokmuş et” anlamında.
Dolaysiyle, bunca yıldır siyaset alanında olan, ülke yönetiminin en üst düzeylerinde yer almış, deneyimli, olgun bir yaştaki birine, insan yakıştıramıyor doğrusu...
Ve değerli dostlar, bu durumda, bu ortamda, “Demokrasi seçim demektir!” söylemi, bizim için, “Demokrasi dürüst seçimdir!”e dönüşmüş olmuyor mu?
Ayrıca şu sıralarda, dünyanın irili ufaklı birçok ülkesinde “seçim” yapıldı ya da yapılıyor, örneğin küçücük Arnavutluk’ta ya da bize daha yakın bir ülke olan İsrail’de; üstelik bu ülkenin; zimmetine para geçirmekle suçlanan Başbakanı Netanyahu, bu durumda seçime girdi; bu seçimin hem Netanyahu, hem de ülke için ne denli karmaşık olduğu apaçıktı; ama şu sıralarda ülkemizdeki seçim sürecinde, yaşananların, yaşatılanların, hâlâ sürdürülmek istenen zorlamaların benzerleri görüldü mü?
Bu bağlamda, gerek seçim sırasında, gerekse sonuçlar konusunda, en çok sorun çıkartılan İstanbul Belediye Başkanı seçiminde, CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun tüm İstanbul halkını sevgiyle kucaklayan tutumu ve konuşma dilinin rolü ve payı kesinlikle unutulmayacaktır.
Kuşkusuz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı eleştirilere, TC Devleti’nin Başkanı olan R.T. Erdoğan’ın, “Bu zat söylediği sözlerle kanalizasyon çukurunda debeleniyor!” (7.4.2018, TV’de) sözlerine, hiçbir zaman, bu düzeye inerek yanıt vermemiştir; belki istese bile veremezdi...
Kılıçdaroğlu’nun bu duruşunun, tutumunun bugün İstanbul’un Belediye Başkanı E. İmamoğlu tarafından seçim sürecinde çok inandırıcı bir biçimde, içten gelen bir yoğunlukla, en insancıl bir dille ortaya konması, Türkiye için büyük kazançtır. Teşekkürler...