Meriç Velidedeoğlu

Bir zamanlar...

26 Haziran 2020 Cuma

Değerli dostlar, gazetemiz Cumhuriyet’in başyazarlarından İlhan Selçuk ve çizerlerinden Turhan Selçuk kardeşlerin aramızdan ayrılışlarının onuncu yıldönümünde, “21 Haziran” günü, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesindeki mezarları başında anıldılar.

Bu anma törenini Cumhuriyet’te okurken, insan kendini yıllar öncesinde buluyor...

İlhan Selçuk’un, dört yıl süreyle Hukuk Fakültesi’nde hocası olan yılların Cumhuriyet yazarı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nu 1980’de uzunca bir süre yattığı hastanede, her akşam hiç aksatmadan yaptığı ziyareti düşündüm.

Onca yıl Cumhuriyet’in ikinci sayfasında sütun komşuluğu yapan bu ikilinin dostluğu, içtenliği gerçekten imrenilecek bir boyuttaydı...

Cumhuriyet’in Başyazarı Nadir Nadi’nin bürosunda, gazetenin yazarlarıyla, yöneticileriyle, haftada en az iki kez yapılan, Babıâli’de pek ünlü olan, ayrıca da pek imrenilen o toplantıları da anımsadım, H.V. Velidedeoğlu’nun da zaman zaman katıldığı olurdu.

Dönemin ünlü yazarları, Oktay Akbal, Melih Cevdet Anday da ikinci sayfanın yazarlarıydı; okuyucu yazarları da bu sayfada yer alırdı, onlarındı bu sayfa, bugünkü gibi...

Mayıs ayına girince, “27 Mayıs”la ilgili konular, özellikle “1961 Anayasası” konusu bu sayfayı kaplardı, bugün de öyle; dahası iç sayfalarda da yer buluyor okuyucularımızın yazıları.

Bilindiği gibi, “1961 Anayasası”, sosyal (toplumsal) nitelikli bir “Anayasa”ydı; emeği sahipleniyor, “emekçi”ye, kimi haklar tanıyordu; “sendikalaşmak”, “grev hakkı” gibi.

Ayrıca, çağdaş demokratik yönetimlerin temel taşları olan “Kuvvetler Ayrımı”na da yer veriyordu.

Ülkemizin yönetiminde -aralıklarla olsa da- uzun süre görevde bulunan Süleyman Demirel’e: “Memleketi bu yasayla idare edemem!” dedirtmiştir bu kural...

Öte yanda değerli dostlar, “muhalefet”in her türlüsü de, bugün bile, “1960 Anayasası” der demez, “Uludağ Anayasası” demeyi sürdürür; nedenine gelince şöyle biraz geriye dönsek derim.

“27 Mayıs 1960”tan sonra oluşan “Kurucu Meclis” de, “Anayasa Komisyonu”nda görev alan ve Hukuk Fakülteleri’nde görevli hocalarımız: “Sıddık Sami Onar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Tarık Zafer Tunaya, Hüseyin Naili Kubalı, İsmet Giritli, Ragıp Sarıca, Naci Şensoy”dan oluşan, “Bilim Kurulu” hazırladıkları taslağı “Kurucu Meclis”e sundular; yapılan eleştirilerle, eklerle oluşan çalışmadan sonra, “yasa yazma” konusunu bilen, üstelik yazılacak olan bir “Anayasa” olduğuna göre, ayrıca bu konuda “deneyim sahibi” bir hukukçu olması gerekirdi.

Çünkü bilindiği gibi her hukuk adamı “yasa yazıcı” değildir, her hukuk profesörü de.

Anayasa Komisyonu”nu oluşturan bilim adamlarımızdan, daha önce yasa yazmış, bu konuda deneyimi olan, “Kat Mülkiyeti Yasası”nı yazan H.V. Velidedeoğlu’nun bu görevi üstlenmesi istenir.

Öyle de olur. Bu görevi üstlenen Velidedeoğlu kitaplarını, bilimsel makalelerini, pek çok çalışmasını yaptığı gibi, “1961 Anayasası”nı yazma çalışmalarını da Uludağ’da yapacaktır.

Bu görevi üstlenen Velidedeoğlu, kitaplarını bilimsel makalelerinin çoğunu Uludağ’da yazdığı gibi, “1961 Anayasası”nı, “bir ay” gibi kısa bir zamanda yazar; yasa halkoylamasına sunulur; anımsanacağı gibi yüzde altmış iki (%62) oy oranıyla kabul edilir.

Bu olayda Velidedeoğlu’nu en mutlu eden, “Kuvvetler Ayrımı”nın, “1961 Anayasası”nda yer almasıdır. Bu günleri görmüş gibidir...

Haklı değil mi değerli dostlar?

Ne dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları