Hatemi, Hatemi'ye Karşı
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Hatemi, Hatemi'ye Karşı

29.05.2013 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İstanbul Nişantaşı’nda Arıkan Hukuk Bürosu’nun terasındayız. Karşımda dünya sevimlisi iki genç avukat. Gözlerinde, yalnız gençliğin sahip olduğu o müthiş cesaretin temiz ışığı, cömertlik ve inanç var.
Avukat
Derya Güler ve Avukat Levent Turgut Karakoç, aslında çeşitli davalarda birbirine rakip olmuş savunma hukukçuları. AKP’nin ön saflardaki savunucusu ve namı Türkiye’yi titreten Av. Kezban Hatemi’ye karşı oğlu Mehmet Ali Hatemi’yi savunmak için ele ele vermişler, ekip oluşturmuşlar. Yaptıkları suç duyurusuyla başlayan hukuk sürecini ve nedenlerini anlatıyorlar.
- Anne ile oğul arasına girilmez, derler. Bu davayı niçin kabul ettiniz?
Av.Levent Turgut Karakoç:
Mehmet Ali Hatemi’yle, meslektaşım Av. Derya Güler aracılığıyla tanıştık. İlk izlenimim olağanüstü dikkat ve zekâsıydı. Kendisini dinlediğimde, yaşadıklarına herkes gibi önce ben de inanamadım. Fakat olayı hukukçu disipliniyle değerlendirdiğimde, meslek etiğim ve adalete olan saygım, Mehmet Ali Bey’i savunmamı gerektirdi. Kendisinin maruz kaldığına inandığımız eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, kişisel verilerin elde edilmesi, evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal, şantaj, tehdit, hakaret, kişilerin huzur ve sükûnunu bozmak, özel hayatın gizliliğini ihlal iddiaları ile suç duyurularında bulunduk. 13 senelik meslek hayatımızda yaşlı, zihinsel engelli ve savunmasız insanların yakınları tarafından hâkim huzuruna çıkartıldıklarına, yüzlerce kez tanık olduk. Müvekkilimiz Mehmet Ali Hatemi, kesinlikle böyle biri değil. Kendisiyle ilgili çıkış noktamız, hakkında verilen kararın Sağlık Bakanlığı’na bağlı herhangi bir devlet hastanesine sevk edilmeksizin ve müvekkilimiz dinlenmeksizin, alelacele alınmış olmasıdır.
- Av. Kezban Hatemi, iktidarın en üst odaklarına çok yakın, zaten AKP “akile”si ve hukuk çevrelerini bile ürküten güçte bir isim. Böyle biriyle hukuk mücadelesinden korkmuyor musunuz?
Av. Derya Güler -
İstanbul Hukuk Fakültesinde Medeni Hukuk Hocamız Prof. Dr. Selahattin Sulhi Tekinay, son dersinde, ‘Adaleti hatır için de, başka bir şey için de satmayın, sattırmayın! Siz hukuk öğrencileri hâkim, savcı ve avukat olacaksınız. Müvekkilinizin haklarını sonuna kadar çekinmeksizin ve cesaret ile savununuz’ demişti. Rahmetli hocamız Tekinay’ın saygıyla tuttuğumuz bu öğüdü, sorunuzun cevabıdır.
- Sonuç almayı bekliyor musunuz, yoksa bir kararlılığı vurgulamak için mi suç duyurusunda bulundunuz?
Av. Levent Turgut Karakoç -
Öncelikle üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğüne inanmaktayız. Yürüyen soruşturmalar hakkında, yasa gereği yapılan işlemlerle ilgili bilgi veremiyoruz. Dosyalarımızı ekip olarak, titizlikle takip ediyoruz. Konunun her aşamasında son hukuki yol tüketilene dek ve Anayasa Mahkemesi süreci dahil olmak üzere hukuk mücadelemize devam edeceğiz.

\n

G NOKTASI

\n

Av. Derya Güler: Mehmet Ali Hatemi, nisan ayı ortasında bana telefon ederek, görüşmek istedi. Sesindeki moral bozukluğu sebebi ile kendisini derhal kabul ettim. Ofisime ilk geldiğinde yaklaşık 7 saat süren bir toplantı yaptık. Üç yıl önce hayatında yaşadığı dönüm noktasından bugüne kadar işi, eşi, annesi, babası ile yaşadıkları ve kendisine yaşatılanları anlattı.
Benimle dostça, aynı zamanda bir müvekkil olarak paylaştıklarını hazmetmem ve değerlendirmem iki günümü aldı. Sizinle meslek etiğim ve dosyaların gizliliği gereği şu aşamada paylaşamadığım bilgileri sindirebilmem gerekti. Çünkü anlatılanlar, Brezilya dizilerine taş çıkarır nitelikteydi. O yüzden verileri ve yüzlerce sayfalık delilleri bir savcı, hâkim şüphesiyle değerlendirdim ve ne yazıktır ki müvekkilimin çok açık biçimde haklı olduğunu gördüm. Ne yazık diyorum, çünkü Mehmet Ali Hatemi örneğinde yaşananlar, tamamen sağlıklı, topluma zarar vermek şöyle dursun, yarar sağlayan bir kimsenin sorgusuz sualsiz akıl hastanesine yatırılmış olması, hepimize gerekli ve birey olarak bizi bizlerden de koruyan hukuk sisteminin ne denli kirlendiğinin göstergesiydi.
Ben bu davayı ve Mehmet Ali Hatemi’nin vekilliğini yalnızca bir şahsın haklarını savunmak adına almadım. Yaşanan olayların Mehmet, Ahmet ya da Ayşe’nin başına gelmişliğinin önemi yok. Yapıldığını iddia ettiğimiz hukuksuzluklar, toplumsal bir krizi işaret ediyor. Bugün Mehmet Ali Hatemi’nin başına gelenler, yarın sizin de başınıza gelebilir. İşte bu noktada, bu davaların vekilliğini üstlenmek, bir savunma hukukçusu için kaçınılmazdır. Zira bizler, mesleğe başlarken hukukun üstünlüğüne dair bir yemin ediyoruz. Bu nedenle, hakkı ve doğruyu savunmak, adaletin yerini bulması için emek ve çaba harcamak mesleğimizin ve insan olmanın hem sonucu, hem de onurudur.

\n

“Evlenen tek oğul bir anne kaybeder, iki kaynana kazanır.”
TRISTAN BERNARD

\n

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025