O zaman dans!
Mine Söğüt
Son Köşe Yazıları

O zaman dans!

29.04.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yeni anayasanın dindar bir anayasa olmasını isteyenler...
Kendilerine “Üniversite kıyamı” diye adlandırıp otobüslerde ellerinde Kuran’la vaazlar vermeye kalkanlar...
Dinimize göre ahlaksızlıktır diyerek halkoyunlarına zina diye bakanlar... İlkokullarda kızlarla erkekleri ayrı ayrı oturtmaya çalışanlar...
İktidarın en tepesinde, insanların kılık kıyafetlerine bakan ahlak komiseri gibi oturanlar...
Onlar bu yazıyı hiç okumasınlar; sözüm onlara değil.
Sözüm, içinden çılgın gibi dans etmek gelen, ama öğrenilmiş korkular ve toplumsal parmak sallamalar yüzünden buna cesaret edemeyenlere;
Sistemin vahşi çarkına kapılıp, neşesinden ve esrikliğinden utanan, paçasını gündelik hayatın kasvetine kaptıranlara.
Biz, hepimiz, bir zamanlar ormanlarda, çöllerde, dağlarda, kırlarda bir araya geldik mi dans ederdik.
Sonra o dansları, yaşadığımız mağaraların duvarlarına resmederdik.
Tüm korkularımızı eskiden dansla yener; tüm düşmanlarımızı dansla defederdik.
Dans ederken çıkardığımız sesler ve yaptığımız hareketler esrikti. Çığlıklar atardık; saçlarımızı havalara savururduk; ayaklarımızla yeri iter, ellerimizle göğe uzanırdık.
Dans ederken sarhoş olurduk, mutlu olurduk, âşık olurduk. Dans ederken özgür olurduk, güçlü olurduk, farklı olurduk, farkında olurduk. Dans ederken sevişirdik, delirirdik ve inanırdık.
Biz her şeyi, daha en başta dansla anladık; hem kendi aramızda, hem de tanrılarla, dans ederek anlaştık.
Sonra dilimiz oldu; sonra yazımız; sonra aletlerimiz; sonra tarımımız; sonra sanayimiz; sonra ekonomimiz; derken sınırlarımız; devletlerimiz; ideolojilerimiz; artı değerlerimiz; yasalarımız ve yasaklarımız oldu.
Sahip olduğumuz şeyler arttı... Aklımız azaldı.
Bir zamanlar karşılıklı dans ettiğimiz tanrıları boğduk; onların yerine danstan hiç hazzetmeyen despot tanrılar doğurduk.
Tapınaklara saklandık... Kiliselere sığındık... Camilere sığıştık.
Artık hep yalvarıyorduk; af diliyorduk; kendimizi hep suçlu biliyorduk.
Tanrılar... Dans edenleri hiç sevmez sanıyorduk; karşılarında mum gibi duruyorduk.
Dikim ve hasat zamanı kısa süre çalışan; hasat öncesi ve hasat sonrası geniş zamanları sarhoş olup dans ederek ve sevişerek geçiren atalarımızın doğaya çok yakın gerçekliğinden hızla uzaklaşıyorduk.
Haftada altı gün sadece karnını doyurabilmek için ölesiye çalışan ve haftada bir gün de suçluluk duyguları içinde mabetlerin kasvetli derinliklerinde tanrılara dualar etmeye mecbur kılınan kullara dönüştük.
Bugün tanrıları çoktan unutanlar bile, kul olduklarını bir türlü unutamadılar.
Haftanın altı günü ölümüne çalıştılar ve yedinci gün kendilerini, mutlu değil öfkeli kılan müziklerin çalındığı neşesiz karanlıklarda, çok çok önce yitirilmiş bir esriklik duygusunun hazin arayışıyla hırpalarken buldular.
Dansı kendine yasaklayan ve tarihindeki ritüellerin esrikliğinden vebadan kaçar gibi uzaklaşıp kapitalist esrikliklerin uçurumundan kendini ha bire aşağıya atan insan...
Danstan aldığı hazzın yerine tüketimden duyduğu hazzı koyduğundan beri, hem doğa için hem de birbiri için tehlikeli.
Kadının tanrı, toplum, koca ya da aile için bir hizmetçi olmadığını savunan; insanı seçim sandıklarının değil ancak anarşist devrimin özgürleştireceğine inanan; tutkuyla dans ettiğinde onu eleştirmekte olan yoldaşlarına “Dans edemeyeceksem, devriminiz sizin olsun!” diye tokat gibi bir cevap yapıştıran Anarşist Emma Goldmann’ın, ne yularını kapitalizme kaptırmış liberal, ne de tektanrılı dinlere kaptırmış feodal toplumlar için bugün artık herhangi bir anlam taşımayan bu tarihi isyanının şerefine...
Ve dansı günah olarak görmeye eğilimli dindar ve bağnaz iktidarın inadına...
Bugünün “Dünya dans günü” olduğunu bir an için olsun hatırlayalım ve dans edelim.
Yaşadığımız ülke korkunç bir yer haline gelmiş; iktidar rezil politikalarıyla hayatı leşe çevirmiş; toplum karanlık bir çağa doğru hızla sürüklenmiş olabilir...
Biz, bu zor zamanlarda ayakta kalmak ve direnmek için, hangi devrim bizimdir hangisi değildir, iyi bilelim.
Ve inadına dans edelim...
Esrikçe ve aklımıza estikçe.  

Yazarın Son Yazıları

Yanık saraylar

Yanık saraylar

Devamını Oku
04.08.2021
Patron çıldırdı

Patron çıldırdı

Devamını Oku
30.07.2021
‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’

‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’

Devamını Oku
28.07.2021
Vatandaşın evi

Vatandaşın evi

Devamını Oku
23.07.2021
Mültecinin evi

Mültecinin evi

Devamını Oku
21.07.2021
Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere

Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere

Devamını Oku
16.07.2021
Sizin hiç silahınız çalındı mı?

Sizin hiç silahınız çalındı mı?

Devamını Oku
14.07.2021
Uçağın kadar konuş!

Uçağın kadar konuş!

Devamını Oku
09.07.2021
Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz

Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz

Devamını Oku
07.07.2021
‘Ben Aziz Nesin...’

‘Ben Aziz Nesin...’

Devamını Oku
02.07.2021
Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı

Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı

Devamını Oku
30.06.2021
Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...

Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...

Devamını Oku
25.06.2021
O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler

O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler

Devamını Oku
23.06.2021
Katil belli, refleks belli, sonuç belli

Katil belli, refleks belli, sonuç belli

Devamını Oku
18.06.2021
Gazeteciliğin karanlık yüzü

Gazeteciliğin karanlık yüzü

Devamını Oku
16.06.2021
‘Hadi’ ama kime hadi?

‘Hadi’ ama kime hadi?

Devamını Oku
11.06.2021
Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak

Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak

Devamını Oku
09.06.2021
‘Ne oldu? Öldürdün mü?’

‘Ne oldu? Öldürdün mü?’

Devamını Oku
04.06.2021
‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’

‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’

Devamını Oku
02.06.2021
Neyi bekliyorsunuz?

Neyi bekliyorsunuz?

Devamını Oku
28.05.2021
Kimin lehi, kimin aleyhi?

Kimin lehi, kimin aleyhi?

Devamını Oku
26.05.2021
Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti

Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti

Devamını Oku
21.05.2021
Gençliğe hitabe

Gençliğe hitabe

Devamını Oku
19.05.2021
Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş

Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş

Devamını Oku
14.05.2021
Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi

Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi

Devamını Oku
12.05.2021
Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?

Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?

Devamını Oku
07.05.2021
Temel ihtiyaçlar listesi

Temel ihtiyaçlar listesi

Devamını Oku
05.05.2021
Beş maymun* ve bir toplum

Beş maymun* ve bir toplum

Devamını Oku
30.04.2021
İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü

İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü

Devamını Oku
28.04.2021
Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!

Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!

Devamını Oku
23.04.2021
Burada yazar ne demek istemiştir?

Burada yazar ne demek istemiştir?

Devamını Oku
21.04.2021
Geçmiş olsun Ahmet Altan

Geçmiş olsun Ahmet Altan

Devamını Oku
16.04.2021
‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’

‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’

Devamını Oku
14.04.2021
‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı

‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı

Devamını Oku
09.04.2021
Günün mönüsü: Emekli amiraller

Günün mönüsü: Emekli generaller

Devamını Oku
07.04.2021
Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar

Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar

Devamını Oku
02.04.2021
Kokain cesareti

Kokain cesareti

Devamını Oku
31.03.2021
İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?

İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?

Devamını Oku
26.03.2021
Bizi öldürenlerin ülkesi

Siyasi başarısını;

Devamını Oku
24.03.2021
Tek parti, tek akıl, tek uçurum

Tek parti, tek akıl, tek uçurum

Devamını Oku
19.03.2021