Altı kuşak İstanbulluyum. Çok belediye başkanı gördüm. Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’a neler yaptığını iyi biliyorum. Zaten kendi de söylemişti ya: “Biz bu şehre ihanet ettik” diye. Doğrudur. İmamoğlu yenilgisini, direkt kendi şahsi yenilgisi olarak kabul ediyor Erdoğan. Haksız da değil. O nedenle İstanbul’u geri almak istiyor. Ama bu arada bir şeyi unutuyor. Yeni başkanı biz seçeceğiz... Kimse aklımızla alay etmesin. AKP’nin bu şehre vereceği aday yerine, Erdoğan’ın kendisi bile aday olsa kazanamaz. Hiçbir parti tek başına kazanamaz. Bu iş yüzde 50+1’e benzemez. Cumhurbaşkanı değil, belediye başkanı seçiyoruz. Bizi rahat bırakın, kimi istersek onu seçelim. Yalanla dolanla insanları kandırmayı bırakın artık, kimse yutmuyor. Bence İmamoğlu işi götürür, fakat bir partinin ek oylarıyla.
SADIK ŞENDİL
“HAYATIN GÜLDÜREN YÜZÜ SADIK ŞENDİL” kitabı çıktı. Numan Aydınoğlu iki yıllık yoğun bir emek verdi bu kitaba. Yakınlarıyla, oğlu Cem’le, eski ve yaşayan dostlarıyla görüştü, notlar aldı, sesler kaydetti. Sonunda Sadık abime yakışan bir eser çıktı ortaya. Lütfen okuyun. Kanlı Nigar, Yedi Kocalı Hürmüz, Kart Horoz, Çılgın Yenge, Kocamın Nişanlısı ve daha pek çok tiyatro oyununa imza atmış ustanın, yüzlerce film senaryosunda emeği var. Gırgıriyelerin, Hababam Sınıfı filmlerinin senaryoları ona aittir. Onu hasretle anıyorum.
HIRS
Fazla hırs insanı yolundan saptırır. Hayatım boyunca ben bu duyguyu hiç yaşamadım. İtiraf ediyorum, mesleğime karşı da hiç hırsım olmadı. Ben çok çalıştım, her şey kendiliğinden gelişti. “Ah şu rolü oynasam, ah bir ödül kazansam” gibi yaklaşımlarım hiç olmadı. Ama buna karşılık, çok başrol oynadım ve pek çok ödülüm oldu. Ödüllerimden hiçbir yerde, hiçbir zaman söz etmedim.
Çok hırslı insanlar tanıdım. Belki de salt bu nedenle ünlü olan kişiler gördüm. Ama ben hırslı olmadım. Hiçbir öğrencime de salık vermedim. Yetenekleriyle, çalışkanlıklarıyla, eğitimleriyle bir yerlere gelmelerini daha uygun buldum. Ayrıca başkasının hırslı olması veya olmaması da beni hiç ilgilendirmedi. Hırs belki bazı mesleklerde gerekli olabilir. Ama insanı yıpratan bir şey olduğunu sanıyorum.
***
Atatürk diyor ki: “Kültür; okumak anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkartmak, uyarmak, düşünmek, zekâyı eğitmektir.”
***
ATATÜRK
Bu sabah yine
Selamlaştık seninle
Unutmak mı?
Seni mi unutmak?
Unutturmak?
Olacak şey değil bu
Senin için dökülen
Her gözyaşı helal
Bir güneşsin sen
Ve hiç batmayan
Mustafa Kemal.
10 Kasım 2017
***
SÜT
Hepimiz annemizin memesinden süt emdik. Kimimiz bir yıl, kimimiz bir yıldan fazla. O kadınların hiçbiri gıkını çıkartmadan bu zor işi yaptılar. Hatta çoğu bundan haz alarak yaptılar. Şimdi ben bir erkek olarak düşünüyorum. Başta kendim olmak üzere, hangi erkek doğa ona bu işi vermiş olsa, bu denli çileli bir görevi yapabilir? Ben, kendi payıma yanıtlayabilirim: Asla yapmam. Bu analara verilmiş bir güç. Erkek milleti böyle bir şey yapamaz. Kadın güçlüdür. “Kadın da erkeğin yaptığı pek çok şeyi yapamaz” dediniz galiba erkek okurlar. Öyle bir yapıyor ki şaşırıp kalıyorsunuz. Örnekleri sıralayıp kendi hemcinslerimi utandırmak istemem.
BİR İNSAN – KENDİNDEN DAHA ÇOK SEVECEĞİ BİRİNE, RUHUNDA YER VERİR Mİ?
TERENTIUS.
***
ŞEMSİ İNKAYA
Seninle daha dün “Hababam Sınıfı”nın dekorlarını boyuyorduk. Adana turnesinde, o sıcak yaz gününde sinemanın en üst katındaki açık hava sahnesine sırtımızda oyunun dekorlarını taşıyorduk. Biz ne zaman bu yaşlara geldik Şemsi?... Aklıma düştün. Seni bir iki satırla anayım dedim ama sen o kadarcık yere sığmazsın. Çok iyi oyuncusun, uzun uzun anlatmak gerekir seni. “Gırgıriye”lerimizi, “Çılgın Yenge”lerimizi... Daha neleri neleri... Aklıma düştün, andım seni canım arkadaşım. Sağlıklı ol...
