Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Psikoterapi
DAHA dün bu sütunda yazılmıştı: Davos gibi yerler, yanlarına profesyonel diplomasinin yardımını almadan oralara katılan siyasiler için pek tekin sayılmaz. Geçen gece olanlar oldu; Başbakan sinirlerine egemen olamadı ve kendi açısından kârlı, devletin dış politikası açısından zararlı olabilecek bir olay yaşadı. Devlet adamlığına soyunmuş bir politikacının daha soğukkanlı davranmayı öğrenmiş olması gerekmez miydi?
Türkçe konuşması iyi ki İngilizceye çevrilmekteydi; çevrilmeseydi ya da Fransızca gibi “sen”le “siz” ayırımı yapılan bir dile çevrilseydi, bir cumhurbaşkanına “sen” diye seslenmenin ayıbı yaşanmış olacaktı.
Daha önemlisi, “sen” dediğiniz kişiye “siz” dediğinizde bununla onun halkını, ulusunu, devletini kastettiğiniz açıkça belliyken “İnsan öldürmeyi siz iyi bilirsiniz” derken arkasını iyi düşünmek gerekmez miydi? Bu söz üzerine İsrail’in ve ABD başta olmak üzere bütün dünya ülkelerindeki Musevilerin Ermeni soykırımı sorununda artık Türklerden yana cephe tutmalarına olanak kalmış olabilir mi?
Davos olayı elbet Erdoğan’a ve partisine oy getirecek ve gitmiş oyların hiç değilse bir bölümünü geri alma fırsatı verecektir. Libya’dan ve Filistin’den alkış alması da doğaldır. Ama, bu iki yer dışındaki ülkelerin yönetimleri kendisine açıkça sıcak bakamayacakları gibi, oralardaki insanlar da, onun tutumunu ne denli beğenmiş olurlarsa olsunlar, beğenmişliklerini açığa vurmaktan çekinecek kadar susturulmuş sayılmazlar mı?
Bu açıdan bakınca, Davos’ta olanlar son aylardaki tutumundan ötürü Batı başkentlerinde üstü zaten çizilmiş bir siyasinin üzerine bir başka çizgi daha eklenmesine yol açacaktır. Böyle düşünülürse, olayı bir siyasinin dış dünya gözünde bir çeşit “bombalı intihar” girişimi olarak görmemek zordur.
Artık aynı olayın Türk dış politikası açısından da bir intihara dönüşmemesini ummaktan başka çare kalmamıştır.
Ama şurası tuhaf ve çelişkili bir gerçek: Böyle bir davranış, yıllar yılı AB karşısında onuru örselenmiş, askerine çuval giydirilmiş, hem haklı hem de güçlü olduğu Kıbrıs davasında bile haksızlığa uğratılmış ezik bir halkın gururunu okşayacak, onun için bir avunma vesilesi olacaktır.
Buna karşılık, daha da önemli olan, aynı halkın böylesine eziklik durumlarına düşürülmemesi değil miydi? Çok yakın bir geçmişte kendi insanlarınıza o durumları yaşattıktan sonra şimdi eziklik kompleksinin giderilmesi için böylesine kolay bir tedavi yoluna başvurmak biraz ucuz kahramanlık olmuyor mu?
mumtazsoysal@gmail.com
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı