Atreju

17 Aralık 2023 Pazar

Hiç duymadınız değil mi? Ben de daha önce duymamıştım... 

Atreju, hiçliğe karşı savaşan fantezi bir roman karakterinin adı. 

Bitmeyen Tarih/Bitmeyen Öykü olarak çevrilebilecek roman, ’70 lerde Alman yazar Michael Ende tarafından kaleme alınmış.

Romanı güncel kılan, Avrupa sağının yıldız Başbakanı Giorgia Meloni’nin teveccühünü kazanması.  

Yüzüklerin Efendisi ve Taht Oyunları’na da hayranlığı ile tanınan Meloni, Atreju için Facebook sayfasında şöyle diyor: 

“Bu, benim çocukluğumu etkilemiş, üzerimde iz bırakmış bir romandır. Atreju’nun, gençleri değerlerinden yoksun bırakan büyük hiçliğe karşı açtığı ve kazandığı savaş, bana hala ilham veriyor. O kadar ki siyasi misyonumu bu model üzerine inşa ettim!”

Buradaki anahtar sözcük “misyon”

Meloni kendisini “tarihi misyon” ve “özel bir kader”le donatılmış bir lider olarak görüyor. 

Atreju, bu nedenle Meloni’nin bu favori roman karakterinin adı altında Roma da her yıl toplanan ve uluslararası şahsiyetlerin katıldığı görkemli bir sağ festivale de adını veriyor. 

Son yıllarda festivalin ruhunu tanımlayan başlıca konuklarından biri örneğin Trump’un danışmanlığını yapan “karanlıklar prensi” Steve Bannon olmuştu.  

Meloni’nin “Fratelli d’Italia/İtalya’nın Kardeşleri” partisinin tırmanışa geçtiği 2018 yılındaki Atreju toplantısında konuşan Bannon,bundan daha beş yıl önce; “İtalya bugün dünya politikasının merkezinde” diyerek mim koymuştu: “Siz ne yaptığınızı iyi biliyorsunuz ve AB de sizden bunun için çok korkuyor!!”

2010’larda bu tarz bölük pörçük anekdotlarla anılan Antreju, bugün çok farklı bir ivme kazanmış durumda. 

SAĞIN GÖZDESİ MUSK

Perşembe günü kapılarını açan,bugün sona erecek son Atreju festivalinde, ben bu satırları yazarken örneğin halihazırda Elon Musk konuşuyor. 

Twitter’ı satın aldıktan sonra,Trump başta olmak üzere dünyadaki tüm sağcılarının megafonuna dönüşen Musk, alkışlar arasında sahneye kucağında en küçük çocuklarından biriyle çıktı ve “Demografi önemli!” dedi: 

“Gelişmiş ülkeler nüfuslarındaki düşüşü göçle çözümleyemez. Hükümet liderlerine tavsiyem, yeni kuşaklar yaratmak için çocuk yapmayı teşvik etmeleridir!”

Cem Sultan’ın Roma’da tutsaklık yıllarını geçirdiği Castel Sant’Angelo/ Sant’Angelo Kalesi’nin önünde kurulan dev festival çadırında söz alan Musk, “Aksi halde İtalyan kültürü eriyip, gidecek. Yok olacak!.” diyerek izleyenleri sarsmadan geçmedi.

“İklim krizinin ivedi bir tehdit oluşturmadığını” da üsteleyen bir numaralı küresel milyarder, “uyanmacı/woke” tabir edilen liberallere keza bu vesleyle bindirdi.

Cinsiyetçilik ve ırkçılık gibi seçmece konularda farkındalık yaratmayı iş edinen “woke kültürü”nü, aşırı sağın kahramanı “zihinsel bir virüs” olarak tanımladı ve “Lütfen bu virüsü ABD’ye ihraç etmeyin!” buyurdu.  

Atreju’yu bu yıl çok farklı kılan, Meloni’nin artık İtalyan politikasına Başbakan konumuyla  tamamen hakim olması. Marjinal sağın folkloru olarak görülen festival, bundan böyle uluslararası ilişkilerde bir kaldıraç işlevi görüyor. 

Küresel konuklar arasında örneğin bu yıl İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile İspanyol aşırı sağının Franco’cu lideri Santiago Abascal da vardı. 

SOLUN SIFIR NOKTASI

İtalyan merkez solundaki ana muhalefet lideri Elly Schlein’ın yanında AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen buna karşın yapılan daveti geri çevirdi ve etkinliğe icabet etmedi.. 

Atreju yükselen sağın bir yandan “misyon”una ayna tutuyorsa, diğer yandan da kutuplaşmayı faş ediyor. 

Aşırı sağcıların etkinliğine iç politikadan sadece bizim Altılı Masa’nın ufak şahıs partilerine tekabül edebilecek liderleri katıldı. 

Ana muhalefet Sant’Angelo kalesinin yanından, yöresinden geçmedi.

Başka türlüsü de düşünülemezdi. Kürsüde konuşmacıların cümlesi zira “kültürel hegemonya nihayet bizde. Sağda. Tarihi bir zafer kazandık!” havasındaydılar.

“Yerli ve milli”yi yücelten etkinliğin ana teması ve sloganı, önceki dönemleri bir milat gibi yok sayan “Hoş geldin İtalyan gururu!” sözleriyle tanımlanmıştı. 

Konuşmalara sinen militan duruş, öyle keskindi ki, açılışı yapan bir RAI yöneticisi, iktidar partisini damardan “bizim (milli!) partimiz” ifadesiyle betimledi. 

Devlet TV’u gazetecilerinin tüm partilere eşit mesafe durması gerektiğini anımsatan ve bu sebeple RAI temsilcisinin istifasını isteyen muhalefet çağrıları sonuçsuz kaldı. 

Zurnanın zırt dediği yer aslında tam da burası...

Fantezi bir kurgu karakterini sağın “misyon referansına” dönüştüren devasa siyasi boşlukta artık solun esamisi okunmuyor. 

Ülkenin etkili yorumcularından Lucio Caracciolo nitekim içine savrulduğumuz bu Atreju dünyasını yorumlarken, “işler bu noktaya sol sıfırlandığı için geldi” diyor ve ekliyor: 

“Şimdiye değin bu kertede var olmayan ve varlık göstermeyen bir sol, hiç görülmedi!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları