CHP seçmeni ne diyor?

06 Ağustos 2023 Pazar

“Sokak Kedisi” Ebru Uzun’un YouTube röportajlarını muhtemelen görmüşsünüzdür. 

YouTube izlemiyorsanız Ayşenur Arslan programlarından bir aşinalığınız olmalı. “Sokak Kedisi”, Türkiye’yi adım adım geziyor. Yaptığı röportajlar yüz binlerle paylaşılıyor. 

Geçende seçimden sonra Uzun ilk kez Bağdat Caddesi’ne çıktı ve CHP seçmenine sordu. “Kılıçdaroğlu istifa etmeli mi?”

Mikrofonu uzattığı ilk kadın, çok da nazik; “Lütfen etsin!” diye yanıt verdi: “Bizi düşürdüğü durum ortada. Bu seçimden sonra bu iktidarın hâlâ başta olmasının nedenini CHP yönetiminde buluyorum. Her anlamda, sosyal, ekonomik anlamda etkileniyorum. Çok öfkeliyim ve tepkiliyim. Görüyorum ki oyum geleceğimi değiştirmeye yetmiyor. Mutsuzum, ümitsizim. Son seçimde büyük kırılmalar yaşandığını düşünmüştüm. Bu sonuç alındı. Artık kendimden geçtim. Çocuk yapmamaya karar verdim.”

CHP seçmeninin ruh hali bu. 

Bir saatlik röportajın tamamını izledim. Mikrofon tutulan seçmenlerin hemen tamamı, “öfke, hayal kırıklığı, boşlanmışlık, sahipsizlik, mutsuzluk, umutsuzluk, kalp kırıklığı, kayıtsızlık, inançsızlık, bıkkınlık, çaresizlik” duygularını dile getiriyorlar. 

‘LANET OLSUN!’

“Sokak Kedisi”ne cevap veren bir seçmen “yenilgi üzerine yenilgi almayı artık kabullendik” diyerek ekliyor: “Bu ne var ki içten gelen bir kabullenme değil. Lanet olsun… gibisi bir kabullenme.”  

Bir başkası “Bu, CHP’nin lanse ettiği gibi Atatürk’ün kurduğu CHP değil, aynı isim altında Baykal’ın kurduğu CHP. Yapılan hatalar da zaten CHP’nin Atatürk’ün CHP’si olmadığını gösteriyor” diyor. 

En çarpıcı tespitlerden birini, “En büyük koyun biz olduk!” diyen bir seçmen yapıyor: 

“Erdoğan’ın kazanmasının nedeni Kılıçdaroğlu’nun aday olması oldu. Karşı taraf isteyerek oy verdi. Bizler ise mecburen ve zorla. Karşı tarafa koyun diyorlar ya! Asıl koyun istemeyerek, istemediği adaya oy veren biziz.”

Seçim sonrası bu ilk sokak röportajına böyle uzunlamasına yer vermemin nedeni, Ali Mahir Başarır ve Barış Yarkadaş’ın son demeçleri oldu. 

Destek için gittiği Akbelen’de göstericiler tarafından yuhalanan CHP Grup Başkanvekili Başarır, bu pi-ar faciasını telafi etmek için çıktığı ilk TV programında, hiç tereddütsüz, “CHP tabanı kızsa da, tepki verse de gider oyunu verir. Öyle bir tabanı var CHP’nin” dedi, diyebildi.

Çıldırmamak işten değil. 

CHP seçmeni sokakta öfkesinin, düş kırıklığının, çaresizliğinin, koyuna indirgenmişliğinin isyanını yaşarken, CHP’nin üst kadrosu hâlâ, “Canım gönül koysalar da gidip bize oy verirler. Başka ne yapacaklar ki?” diyebiliyor. 

Hâlâ “tıpış, tıpış” kafasındalar. 

İnsan bu vurdumduymazlığa, bu duyarsızlığa, bu rahatlığa, bu sağırlığa -hâlâ ve herşeye rağmen-şaşırmadan edemiyor. 

OLİGARŞIK YAPI

Keza gene CHP’nin yankı odasından çıkamayan Barış Yarkadaş, gazeteci olmasına rağmen, “tabanın yüzde 90’ı Kılıçdaroğlu’nun arkasında” diye ahkam kesebiliyor. 

Seçim öncesi dönemde “Kılıçdaroğlu yüzde 60 ile seçilecek” beyanıyla hatırlanan Yarkadaş; İmamoğlu’nun çıkışları ve Önder Sav’ın “istifa” çağrılarının şimdi “tabanının yüzde 90’ınını Kılıçdaroğlu’nun ardında kilitlediğinden” bahsediyor. 

Sokağa kulak vermek adına hiçbir çaba yok. 

Bilakis. 

CHP seçmeninin “duygusal kopuşu”nu Halk TV’de ilk kez gündeme getiren ve “ortak liste”nin bir hata olduğundan bahseden Özgür Özel derhal hedefe yerleştiriliyor. 

Mustafa Sarıgül sekmeden Özel’in hamlesini “etik dışı” sözleriyle niteliyor, “Bu kaos CHP’yi yıpratır” diyor. 

Düzineyle yenilgi karşısında genel başkanlığa yapışmak “etik dışı” değil, özeleştiriye kapı açmak “kaos” ve “etik dışı”... 

Kakafonide eski tüfek Murat Karayalçın lafı eğip bükmeden çıkıp arkadan CHP Genel Merkezi’ne hâkim olan anlayışı “oligarşik bir yapı” olarak damgalıyor. Ve bu ifadeyle dar bir grubun CHP içinde güce el koyduğunu vurguluyor. 

“Durmak yok, yola devam” azmiyle direksiyona yapışan dar kadro ne ki hiç oralı değil. En son “Kılıçdaroğlu’nun tabanı olağanüstü heyecanlandıracak müjdeleri” olduğu haberini patlatıyorlar.

Kılıçdaroğlu ve “heyecan” sözcüklerini aynı cümle içinde yan yana “olağanüstü” vurgusuyla kullanabiliyorlar. 

Daha ne kadar aşağılanacağız?

Ne kadar hiçe sayılacağız?

Ne kadar koyun olacağız?

Davutoğlu bile “Son tercihim CHP listelerinden seçime girmekti!” diyor. 

AKP’nin en simge isimlerinden olan bu şahsa hem CHP seçmeninin oylarıyla 10 vekil armağan edilecek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi bunu “siyasi tarihimizin en büyük tokatçılığı” olarak adlandıracak hem de bu tokatçılığı yapan kişi “Son tercihimdi” diyerek ülkenin kurucu partisini küçümseyecek, aşağılayacak.  

Bu fiyaskoya çanak tutan lider ardından çıkıp seçmenlerinden bir özür dilemeyecek, yüzleşme yapmayacak, özeleştiri getirmeyecek. 

Karayalçın’ın ifadesiyle “oligarşinin tunç yasasıyla” yola devam edecek. 

Yazıklar olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları