Starmer, Le Pen ve Biden arasında
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Starmer, Le Pen ve Biden arasında

07.07.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İngiltere’de İşçi Partisi (İP), 2002’de AKP’yi iktidara getiren yüzde 34’le, olağanüstü bir zafer kazandı ve ezici çoğunluğu aldı.

Westminster’da sandalyelerin üçte ikisi, öyle ki Sir Keir Starmer liderliğindeki İP’ye gitti.

Muhafazakârlar ise yüzyılın hezimetine uğradılar.

Geçen yüzyıl başında aldıkları en ağır yenilgi olan 156 sandalyenin altında kaldılar ve parlamentoya 121 temsilci sokabildiler.

Bu görkemli zafere karşın Sir Starmer’ın aldığı sonuç ihtiyatla değerlendirildi.

Öncelikle seçim sisteminin azizliği sayesinde mecliste, bu kerte ezici çoğunluk sağlayan yüzde 34’lük oy oranı, düşük bulundu. İngiltere’de şimdiye değin bu kerte düşük bir oranla, iktidar olan çünkü olmamış!

Starmer’ın şimdi ikide bir artık önüne konan 1997’deki ilk Blair döneminin efsanevi zaferi, neredeyse 10 puanlık farkla yüzde 43’le kazanılmış.

Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler misali, bir yıl öncesine değin kimsenin üzerinde bahse tutuşmayacağı Starmer özetle kendisine rağmen İngiliz siyasetinin zirvesine oturuverdi.

Buna yol açan neden yüzde 42 ile beş yıl önce iktidar olan Boris Johnson’ın tepetaklak olmasıyla dikiş tutmayan muhafazakârların, Liz Truss’tan Rishi Sunak’a., gelenin gideni arattığı bir liderlik krizine girmesi, Brexit’i toplayamaması, pandemiye ve Ukrayna savaşının artçılarına yakalanması oldu.

Sıkıntının çapı öyle büyük oldu ki Kraliçe Elizabeth öldüğünde başbakan olan Liz Truss, bu seçimde parlamentoya giremedi.

İP’nin zaferi başka deyişle Starmer’ın çekim gücü veya parti programından değil, “enkaz” bırakan muhafazakârlara tepkiden kaynaklandı.

Starmer zaferinin buruk tadında, yüzde 14’lük oy oranı ile 3. sıraya oturan Nigel Farage’ın “Reform Partisi”nin yarattığı endişenin de etkisi var.

Brexit felaketini ülkenin başına sardıktan sonra yok olan ve karabatak gibi seçim arifesinde tekrar piyasaya çıkan Farage şimdi, büyük tektonik levhaların yer değiştirdiği bu kaygan siyasi zeminde hezimete uğrayan muhafazakârların mirasına konmayı bekliyor...

Starmer’ın istenilen performansı vermemesi ve “unutulan adam” sıkıntılarının devam etmesi halinde bu senaryonun gerçekleşmesi ve Farage’ın birkaç yılda yeni bir Le Pen ya da Meloni’ye dönüşmesi işten bile değil.

Demokrasinin beşiği olan bir ülkede, iyi kötü Blair çizgisinde bir partinin iktidara gelmesine dahi insan oturup sevinemiyor. Aşırı sağın frenlenemediği kara Avrupa’sına göre aklı selim bir tercih yapan İngiltere’nin de demokratik kararlılıkta ne kerte dayanıklı olduğu bilinmiyor.

DEMOKRASİ ADINA EL ÇEKME

Bugün sandığa giden Fransa’da Le Pen’in aşırı sağ “Ulusal Birlik”çileri, bilinen favori konumda.

Macron’un oldubittiyle ilan ettiği baskın seçimlere üç hafta gibi jet sürede hazırlanmak zorunda kalan Le Pen karşıtı “cumhuriyetçi cephe”, seçimde aşırı sağı frenlemek için her şeye rağmen elinden geleni yaptı.

Mélenchon solu ile sosyalist partinin genç, başarılı lideri Raphael Glucksman atik tetik şekilde ortak bir “Halk Cephe”si oluşturdular.

“Yeni Halk Cephesi” yanında Başbakan Gabriel Attal’ın Macron’la merkez sağda kurduğu “Ensemble/Birlikte” ittifakı da Le Pen’e karşı yine barajı yükseltmeye koyuldu.

Le Pen karşıtı bloklar aralarında anlaşarak ek olarak “désistement” dedikleri “feragat uzlaşması” ile oyların Le Pen lehine bölünüp dağılacağı yerlerde, adaylarını geri çekmeyi yeğlediler.

Le Pen karşıtı partiler öyle ki seçim arifesinde bu seçim matematiği ile özveride bulunarak 224 adayı yarıştan çekti.

Bu “feragat sisteminin”, Le Pen’i birkaç hafta öncesine dek önlenemez görünen mutlak çoğunluk zaferinden alıkoyup koymayacağını, bu gece sandıklar açıldığında anlayacağız.

Son kamuoyu yoklamaları gerçekleşirse Le Pen’in mutlak çoğunluğu yakalaması zor olacak. Daha güçlü senaryo ise üç bloktan hiçbirinin çoğunluk sağlayamaması.

BİDEN’A BASKI

Belirsizlik derken Biden’a değinmeden olmaz.

Bu satırları yazarken Biden’ın adaylığı üzerindeki tartışmalar hâlâ süreel biçimde sürmekteydi. Görünüşe bakılırsa önümüzdeki günlerde de sürecek.

CNN’deki patetik tartışmanın ardınan, Beyaz Saray’dan bir hafta boyunca; “Gözünüze mi inanacaksınız, bize mi?” müdahaleleri geldi: “Bir tek o gece öyle bir kaza oldu. Başkan nezleydi!” minvali mazaretler sundular.

Ama hafta sonunda Biden üzerindeki “çekil” baskıları arttı. New York Times damardan “Biden hadi artık çekil” başlıklı bir başmakale yayımladı. Atlantic Magazine daha da ileri gitti: “Biden’ın istifasını” istedi.

Bağışçılar yekten tetikte. Demokratların yarısı Biden’ın adaylığına karşı ama uluorta konuşmaktan hâlâ kaçınıyorlar. Nancy Pelosi gibi açık tavır alanlar çünkü, başkanı çevreleyen yalakaların ağır saldırısına uğruyor.

ABD’nin en görmüş geçirmiş siyasi analistlerinden Ian Bremmer, “Hiç böyle şey görmedim” diyor: “İlerideki 4 yılı götüremeyeceği aşikâr olan bir başkan adayına asla tanık olmadım!”

Joe Biden’dan başka herkes kaygılı.

O hâlâ “Adaylıktan ayrılmam söz konusu değil” diye diretiyor.

İngiltere’de bilinmeyen yeni bir lider, Fransa’da Le Pen tehdidi ya da kaos ve ABD’de 2. Trump döneminin karanlık gölgesi...

Dünya hiç bu kerte istikrarsız dönemden geçmemişti.

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025