Ayhavar 'Oruç' Ayına

07 Ağustos 2013 Çarşamba

Hörmetli ohurlar bilirsiz, ana dilimde galeme aldığım yazılarımda, 1950’lerde Kars’ta neşrelinen “Ayhavar” (İmdat) ismindeki mizah gazetinden elham alıram.
Ekinci Pedalhana’sında basılan gazetin sahabı irehmetli Cengiz Dayımız deyirdi ki: “Gülmeli olan menim sözlerim değil, hadiselerin özüdü. Buna sebeb kimse alınmasın...”
İndi bu yazıda da asıl gülmeli olan böğün sona ereceh remazan ayımızda olanlar değil,
“oruç”un başına gelenlerdi...

\n

Ramazan ‘gösteriş’ ayı değil

\n

Bu çıhışlarım için remazanın sonunu bekledim ki kimse üzerine alınıp herslenmesin...
Bize ele örgettiler ki,
“İslamda oruç tutma”nın sebebi, her ahşam ziyafet düzenlemek değil; fukaraların halini bilmeh… ilde (yılda) bir ay her gündüz ac galarah hamının (herkesin) garnının doymasını fikrelemek…
Buna sebep iftar sofralarının adeta
“toy sofraları” kimi şölen şeklinde düzeltilmesi, orucun bu böyüh insani menasına esla uymur.
Remazan ayını bir cür
“eğlence ayı” haline getirmeh de o derin fikirlerle bağdaşmır. Hatta belediyelerin yeke (büyük) çadırlar gurup güya “fakir helge iftar yemeği” vermesi gadar orucun menasıyla ters tüşen başka ne olabiler? Möhüm olan ister zengin, ister fukara hamının öz evlerinde gözel sofralarla oruç açmaları değil midi?
Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan adaletsizliği yok etmeh için heç bir gayret göstermeden iftar yemehleri dağıtmah, orucu sahtekârlığa alet elemeh demekti. O gösteriş çadırlarında dağıtılan yemeğin “pulunu veren” kişi veya şirketlerin adlarının ilan edilmesi ise İslama en böyüh hegaretti…

\n

Günahkâr siyasetçiler

\n

Hörmetli ohurlar, siyasetçilerin gonah oldukları iftar ziyafetlerinden arta galıp çöpe atılan yiyecehlerin bolluğu da bu gösterişlerdeki böyük “günah”ı anlatmaya yeter.
O atılan yemehlerle, tatlılarla bir o gadar daha insanın garnı doyar…
Aynı ziyafetlerdeki
“politika nutukları” ise orucu siyasi amaçlara alet etmekdi ki bunun günahını anlatmaya heç bir dil yetebilmez...
Böğün sonuna geldiğimiz remazan ayındaki oruçla ters tüşen tutumlar, fukaralara hegaret çadırları ve gösterişli iftar sofralarından ibaret değil.
“O baş”ı (sahur) haber vermek için en acemilerin bile küçelerde (sokaklarda) davul çalarak dolaşmalarına göz yummak da “ayıp” değil mi? İnsanları yuhularından en galiz “dan dun” sesleriyle uyandırmanın, oruçtaki insaniyetle harası bağdaşır; bilen varsa anlatısın..
Hamının
“şeker bayramı”nı kutlarken; gelecek illerde orucun gösterişe alet edilmediği remazanları barış ve esenlik içinde yaşamak dileğiyle…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları