Her zaman Tayyip Erdoğan kamuoyunu şaşırtacak değil ya... Bu defa da sazı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ele aldı ve daha bir hafta önce, “İstanbul ve Ankara yerel seçimlerinde CHP ile işbirliğine gidebileceklerine” ilişkin sözünü unutarak “81 ilde tek başlarına belediye başkanlıkları için aday göstereceklerini” söyledi.

Onun sözleri sanki teyide muhtaçmış gibi partinin meclis grup başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da “İttifakta kalarak sorunların çözülebileceğine ilişkin inancımızı yitirdik. Gizli protokollerle, manevralarla karşı karşıya kaldık. Ruhunu yitiren bir ittifakı yeniden canlandırmanın mümkün olmayacağı kanaatine vardık. Faik Öztrak yol açıklığı temenni ediyor, Herkesin yolu açık olsun” dedi.

Önce açık açık soralım:

Dervişoğlu’nun sözlerinde tek harflik yanlış var mı? Yani “ittifak” devam ederken İYİ Parti gerçekten “gizli protokollerle, manevralarla karşı karşıya” kalmadı mı?

Bu ağır kusur nedeniyle CHP’den bizzat o kusurların sahibi Kılıçdaroğlu veya parti hükmi şahsiyetini temsil eden bir yetkili yahut parti organı “özür diledi” de biz mi haberdar olmadık?

Hepimiz biliyoruz ki bunların hiçbiri olmadı.

Hoş bizim siyasi hayatımızda sadece CHP’liler değil, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere hemen hiçbir yetkilinin (İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Afyonkarahisar’daki konuşmasında daha çok tariz kokan bir özür dileme vardı ama o yukarıda sözünü ettiğim türden değildi.) O nedenle Akşener’in ve

Dervişoğlu’nun “ittifak” yahut “işbirliği” aleyhine olan sözlerinde hiçbir hata yoktur.

Lakin hepimiz biliriz ki siyaset, fevri tepkileri affeden bir süreç değildir. Nitekim bunun en canlı misalini en iyi gören de 2-6 Mart krizini yaşayan İYİ Parti olmalıdır.

Dahası... İYİ Parti ister kabul etsin, ister etmesin birçok yorumcu İYİ Parti’nin 14-28 Mayıs seçimlerinde beklenenden daha düşük oy almasını 2-6 Mart krizinin yaşattığı hayal kırıklığına bağlıyorlar.

Öte yandan önümüzdeki yerel seçimlerin muhtemel sonuçlarını 24-28 Mayıs 2023 seçim sonuçlarına göre değerlendiren uzmanlardan hiçbiri önümüzdeki yerel seçimde hem CHP hem de İYİ Parti’nin -en azından, il ve ilçelerdeki halihazır gücünü koruyabilmesi için- işbirliği yapmalarını şart görüyor ki bu -kendi hesabıma söyleyeyim- bana da tek ve makul çözüm görünüyor.

O nedenle CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın bir işveren tavrıyla, “Yolları açık olsun! İttifak için biz her türlü fedakârlığı yaptık. Yapılan eleştirileri sineye çektik. Kan kustuk kızılcık şerbeti içtik. Ama gitmek isteyene kal demeyiz. Yolları açık olsun. Kendileri bilir” diyerek her kapıyı kapatması çok yanlış oldu.

İki partiye de sormak isterim:

“Bu deveyi gütmek mi bu diyardan gitmek mi” istiyorsunuz?