Ormancılığımızda ve ‘ormanlarımızda’ neler oluyor? - Doç. Dr Yücel ÇAĞLAR
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Ormancılığımızda ve ‘ormanlarımızda’ neler oluyor? - Doç. Dr Yücel ÇAĞLAR

21.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu soruya başlangıç olarak çok kısa bir yanıt vereyim: “Neler olmuyor ki...” Evet, “ormanlarımızda” öyle şeyler oluyor ki bunların çoğu ülkemizin ne ekolojik ne de toplumsal ve kültürel koşullarının gerekleriyle bağdaştırılabilir. Ama siyasal iktidarın amaçlarıyla bağdaştırılabilecek pek çok gelişme var: i) Ekonomik alanda “denize düşüp yılana sarılmış” durumdaki siyasal iktidarın kamusal varsıllıklarımızı paraya dönüştürmesi. ii) Yandaş sermayecilerine kaynak aktarması. iii) Popülizm batağına batmış siyasal iktidarın duyarlı ama gerektiğince bilgilenmeyen ya da bilgilendirilmeyen kamuoyunu oyalaması... Siyasal iktidar bu alanlarda yaptıkları, yanı sıra, yapmadıklarıyla o denli başarılı oluyor ki büyük kaynak savurganlıklarına, ekolojik sorunlara yol açan göstermelik ağaçlan-dırma çalışmalarında bile korumacı yurttaşlarımızın gözlerini boyayabiliyor. Gerçekte onların da büyük bir çoğunluğu ormancılığımızda, dolayısıyla “ormanlarımızda” olup bitenleri tüm boyutlarıyla kavrayabilecek bilgilerden yoksun. Duyarlılıkları, dolayısıyla eylemleri hemen hemen yalnızca madencilik etkinliklerinde kaç ağacın kesileceğine, orman yangınlarına indirgenmiştir. Oysa “buna da şükür” denebilecek aşama artık çoktan geçilmiştir. 

Ormancılığımızdaki, dolayısıyla “ormanlarımızdaki” söz konusu çöküntü sürecinin başlıca boyutları-nı OGM’nin (Orman Genel Müdürlüğü) 2021 Yılı İdare Faaliyet Raporu’ndaki verilerden yararlanılarak bilginize sunuyorum.

ÇARPICI VERİLER

- OGM’deki sözleşmeli olarak işlendirilenlerin sayısı en fazla 700-800 iken 2020 yılından sonra 5 bini aşmıştır. “Memur” işgören sayısı 17 binden 14 bine düşürülmüş, geçici işçi sayısı 8 bin dolayındayken 10 bine çıkarılmıştır. Uzmanlaştırmayı olanaksızlaştıran bu durumun acı sonuçlarını orman yangınlarını önleme, özellikle de söndürme çalışmalarında yaşadık. 

- 2017-2021 döneminde toplam 13.5 bin orman yangını çıkmış, 189.4 bin hektar orman ekosistemi zarar görmüştür. Yalnızca 2021 yılında çoğunluğu Akdeniz Bölgesi’nde çıkan 2 bin 800 yangında zarar gören orman ve maki ekosistemi genişliği ise tam 139.5 bin hektardır. 

- Aynı dönemde toplam 174 bin hektar ağaçlandırma yapılabilmiştir. 2021 yılındaysa 189,4 bin hektar orman ekosisteminin yangınlardan zarar görmesine karşın tüm ülkemde yalnızca 35.4 bin hektar alan ağaçlandırılmıştır. 

- Devlet ormanı sayılan toplam 24 bin hektardaki doğal orman ve maki ekosistemleri özel “ağaç tarlalarına”; 17.7 bin hektarı ise çoğunluğu yine özel meyveliklere ve zeytinliklere dönüştürülmüştür. 2010’dan önceki yıllarda ortalama 80-90 bin hektar dolayındaki erozyon önleme çalışmaları giderek azalmış, 2021 yılında 36.7 bin hektara düşmüştür.

- Aynı dönemde devlet ormanı sayılan yerlerdeki yaklaşık 20 bin hektarlık orman ekosistem yasadışı eylemlerle yok edilerek tarım alanı ve yerleşim yerine dönüştürülmüştür. 

- Yalnızca 2021 yılında devlet ormanı sayılan 14 bin hektar alan “2B uygulamasıyla” hukuksal olarak “orman” sayılmamıştır.

- Odunsu orman ürünlerini hammadde olarak üreten sanayi dışsatıma yönelik ve plansız olarak geliştirilmiş, tekelleştirilmiştir. Ancak hammadde gereksinimi yurtiçinden karşılanamayınca orman ekosistemlerinden kesilen ağaç miktarı 2000’li yılların başında 7 milyon metreküp iken düzenli bir artışla 2021 yılında 27.7 milyon metreküpe çıkarılmıştır.

44 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ

- 2012-2020 döneminde “devlet ormanı” sayılan toplam 340 bin hektar alanda toplam 50 bin izin verilerek çoğunluğunda orman ve maki ekosistemi kaldırılmıştır. Bu izinlerin 22.7 bini madencilik etkinliklerine ilişkindir ve yalnızca bu etkinliklerin yol açtığı ormansızlaşma 80 bin hektardır.

- 1956 yılında çıkarılan 6831 sayılı Orman Kanunu, 2021 yılına değin 29’u 2003-2021 döneminde olmak üzere tam 44 kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin neredeyse tümü “devlet ormanı” sayılan yerlerin daraltılmasına dayanak olmaktadır. Ki, bu kaybedilen alanlar şimdiden 20 bin hektara yaklaşmıştır.

- Çeşitli nitelikte odunsu ürün hasadı için kesilen ağaçların 2021 yılında 13.4 milyon metreküpü -kesilen ağaçların yaklaşık yarısı- dikili durumdayken tüccarlara ya da sanayicilere satılır olmuştur. Bu amaçla orman ekosistemleri içinde yol genişletme çalışmalarıyla çevre orman ekosistemlerinde büyük yıkımlara yol açılmıştır. Ek olarak, ağaç kesme işlerinde çalıştırılan köylülerin ekonomik ve demokratik hakları büyük ölçüde kısıtlanmıştır.

Böyleyken OGM’nin “orman” sayılan alan genişliğinin 1973 yılında 20.2 milyon hektarken 2021 yılında 23.1 milyona çıktığını öne sürmesi ne kadar anlamlı olabilir ki?

BUNLAR NE ANLAMA GELİYOR?

Çok açık: Uygun söylemle siyasal iktidarın ormancılık alanında da anayasayı “takmadığı”... Çünkü siyasal iktidar anayasanın 169. maddesindeki “...Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. (...) Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez” kuralını ihlal ederek “devlet ormanı” sayılan yerleri, bu yerlerden yararlanma olanakları ile en temel ormancılık çalışmalarını bile hızla özelleştiriyor ! Siyasal iktidarın bu yönelimini destekler görünenler, ki bunların çoğunluğu başta OGM olmak üzere ilgili kuruluşlarda çalışan ya da bu kuruluşlarla üst-lenici olarak iş tutanlardır. 

...

İşte bu koşullarda “ormanlarımız”, ne yapsın; çaresizlik içinde kıvranıyor. Oysa kendi hallerine bırakılsa bile başlarının çaresine bakabilecekler. Ülkemizin ekolojik koşulları bunu olanaklı kılıyor çünkü. Çok yazık; bu kez de iklim değişiklikleri fırsat vermiyor ki... 

Ormancılığımızın ve “ormanlarımızın” sürekli bilgilenen, duyarlılık ve örgütlü eylemliliklerini bilgiyle sürekli besleyen, olup bitenlerin ülke genelindeki gelişmelerden soyutlanmaması gerektiğini kavrayan dostlara gereksinimi var; “tek ağaca bakmaktan ormanı göremeyenlere” değil!

DOÇ. DR YÜCEL ÇAĞLAR

ORMAN MÜHENDİSİ

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025