Grigori Petrov Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabında 1800’lerin son döneminde Finlandiya halkının içinde bulunduğu durumu, cehaletten kurtulmak için başta Johan Vilhelm Snellman olmak üzere ülkedeki bir avuç Fin aydının verdiği olağanüstü mücadeleyi anlatır.

Finlandiya uzun yıllar boyunca İsveçlilerin yönetimi altında yaşamıştır. İki ülke arasında o dönemde yapılan anlaşma gereği Finler, İsveç yönetimi altında yaşarlarken bile İsveçliler ile aynı siyasi haklara sahiptiler. Fakat Finlerin cehaleti, görgüsüzlüğü, eğitim, ekonomik ve ahlaki yönlerden geri kalmışlıkları öyle bir boyuttaydı ki Finlandiya’da görev yapacak hâkimler, askerler, rahipler ve öğretmenler bile İsveçliler arasından seçilirdi.

Snellman bir Finlandiya kahramanı aydındır. “Ne zaman bizim küçük milletimiz büyük komşularından daha yüksek uygarlığa sahip olursa o zaman başka ülkeler (İsveç, Rusya) tarafından işgal edilme ve yönetilme tehlikesi savuşturulmuş olur” demiştir ve Finlerin ulusal kültürlerinin gelişmesi için çalışmalar yapmıştır. 

Snellman’ın başlattığı ülke çapındaki eğitim hareketi, Fin halkını içinde bulunduğu cehalet ortamından kurtarmış ve bugün Finlandiya’yı dünyanın en uygar ve en gönenç içinde yaşayan ülkelerinden birisi yapmıştır.  

Finlandiya’nın 1800’lü yıllardaki durumuna benzer bir durum bugün ülkemizde de yaşanıyor. Genel kültür, görgü, eğitim ve iş ahlakı konularında maalesef çok geri kalmış durumdayız.

(Snellman)

AİLELERİN GÖREVİ

Türkiye’de bugün okulöncesi ve aile eğitimi son derece yetersiz durumda. Bu yüzden cehalet ve görgüsüzlük kaynaklı sorunları sıklıkla yaşıyoruz. Hatta bu yaşananları artık hepimiz kanıksamış durumdayız. Ülkemiz yozlaşma açısından bugün neredeyse 1800’lerin Finlandiyası’na dönmüş durumda. Bu gidişle de “Yok artık, bu kadarı da olmaz” derecesinde birçok olumsuz şeye günlük yaşamımızda tanık olabiliriz.

Okulda verilen eğitim çok önemlidir. Ama asıl eğitim anaokulunda hatta daha da öncesinde ailede başlamalıdır. 

Önümüzde bir Finlandiya başarı örneği varken bizim de kurtarıcı bir Snellman çıkmasını beklememize gerek yok. Halkı uyandırmak, eğitmek, görgü kurallarını öğretmek ve uygar kuşaklar yetiştirmek ailelerin görevidir.

PROF. DR. CENGİZ KUDAY