İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hukuka aykırı olarak iki yılı aşan hapis cezası verildi. Bu karar kamuoyu tarafından kabul görmedi, siyasal kırılma yarattı, İmamoğlu’nun halk kitlelerinde olumlu desteğinin artmasına neden oldu. İki gün üst üste yapılan Saraçhane toplantılarına 6’lı masa liderlerinin gelip destek vermeleri Cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunda İmamoğlu’na güç verdi.

Bu gelişmeler, özellikle İmamoğlu’na verilen halk desteği AKP’yi rahatsız ediyor. Gerek Erdoğan, gerekse Bahçeli’nin art arda bu konuda konuşmaları Cumhur İttifakı’nın bu gelişmelerden memnun olmadığını gösteriyor.

Oysa, İmamoğlu’nun bu olayda uğradığı haksızlıkla ortaya çıkan mağduriyet ve sonucunda elde ettiği üstün halk desteği Cumhur İttifakı’nın kendi hataları yüzünden oluşmuştur. Bu noktada şu soru önemlidir: Madem rahatsız oluyorsunuz, öyle ise bu dava neden açıldı, mahkeme bu kararı neden verdi? 

Şimdi duruma bakalım ve bu kararın arka planında ne var irdeleyelim:

Bu mahkeme kararının temel amacı İmamoğlu’nun seçimlere girmesini engellemektir. Bu kararın gerçekleşmesi için de ciddi önlemler alınıyor.

Önce, “Bu davada siyasi yasak amaçlanıyor, ben böyle bir karar veremem” diyen yargıç başka bir göreve gönderiliyor, dava için yeni bir yargıç atanıyor.

Bu yeni yargıcın AKP ile ilişkisi fotoğraflarla tüm basında ve sosyal medyada açıkça ortaya konuluyor. Yeni yargıç, İmamoğlu’na seçimleri kazansa dahi mazbatasını alamayacağı 2 yıl 7 aylık hapis cezası veriyor.

Senaryo İmamoğlu’nu seçim dışı bırakmaya yönelik olarak tamamlanıyor. Ancak kamuoyunun İmamoğlu’nu desteklemesi karşısında senaryo sarsıntı geçiriyor.

Bunun üzerine yeni önlemler art arda ortaya konuldu. Önce Erdoğan ve Bahçeli konuştu, ardından Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya konuştu ve “Cumhurbaşkanı seçilen kişinin yasak kararının kesinleşmesi durumunda mazbatasını alamayacağı” açıkça belirtildi.

Bu yetmedi, Cumhurbaşkanı Hukuk İşleri Başdanışmanı Mehmet Uçum, İmamoğlu’na verilen cezanın istinaf mahkemesi tarafından muhtemelen onaylanacağını söyledi. Açıkça, “İmamoğlu seçilse bile ona bu makam verilmeyecektir” deniliyor.

Bu iki açıklamanın art arda gelmesi, Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın tartışmaya yer bırakmayacak bir kesinlikle İmamoğlu’nun adaylığından çekindiğini göstermektedir.

AKP, açıkça İmamoğlu’nun aday olmasını istemiyor; “Aday olursa da kendisine verilen hapis cezası onaylanır ve bu nedenle mazbatası verilmez” diye tehdit ediliyor. Böylece İmamoğlu, seçim dışı bırakılmak isteniyor. AKP’nin bu siyasal stratejisi karşısında bakalım 6’lı masa ne yapacak?

Önümüzdeki günler yeni siyasal strateji ve senaryolara gebedir...