“Gel bana sekreterlik yap” dedi Altan abi.
Günaydın gazetesinden tanışıyoruz. Çin’e gitmiş, gelmiş ve bu ülke üzerine ilk büyük röportajı yayımlayacağız. Necati Zincirkıran yayın yönetmeni. Müthiş yenilikçi Haldun Simavi’nin gazetesinde çalışıyoruz. Yazıişleri müdürü Rahmi Turan... Mehmet Barlas, Hasan Cemal, Can Ataklı, Ruhat Mengi... Ve tanınmış daha çok sayıda gazeteci, yazar, çizer...
Çin üzerine merakımdan dolayı Zincirkıran röportajın hazırlanmasına, yayımlanmasına yardımcı ol dedi. Altan abi zaten çok iyi bir gazeteci, yazarlığı mükemmel. Araştırmacı, mobilya ihracatı palavrası ile devletten yüklü paralar alan Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’in öyküsünü Uğur Mumcu ile birlikte yazmış: Mobilya Dosyası. (O zamanlar ihracat yapıyoruz diye taşı toprağı delil gösteren sözde işadamları dönemiydi!)
Röportajı günbegün yazıyor, ben nesine yardımcı olacağım! Yine de hoşgörüsüyle düşüncelerimi soruyordu. Ses getiren bir yayın oldu.
MÜTHİŞ KADRO
Altan abi Günaydın’ın düzenli yazarı değil. Ama kardeşi Örsan Öymen (Cumhuriyet yazarı felsefe profesörü Örsan K. Öymen’in babası) o sırada, renkli bulvar gazetesi niteliğindeki Günaydın’ın içinde siyah beyaz, sanırım dört sayfa ciddi politik eki içinde 06 Ankara köşesi altında yazıyor. Örsan Öymen de mükemmel bir gazeteci. Bekir Coşkun Ankara büro şefi. Bu sayfaların kadrosu müthiş. Mesela Necati Doğru, daha sonra Zafer Mutlu, Melih Aşık... İlk ekonomi meselelerinin halk dilinde haberleştirildiği ve Babıâli’de çığır açtığı bir gazete ve siyah beyaz eki.
Sonra bu kadro dağılmaya başladı. Rahmi Turan, Sabah gazetesini çıkarmaya gitti, onunla birlikte önemli bir kadro da... Sanırım 1985’te gazeteden ayrılma kararı aldım. Hedefim Cumhuriyet ve Milliyet’ti.
Altan abi Milliyet’e genel yayın müdürü olmuştu. İlk ona başvurdum. Konuştuk, sohbet ettik. “Gel benim sekreterim ol, Alman basınını da izlersin” dedi. Sonra olmadı, nedenini biliyordum ama öykünün zamanı değil.
Altan abinin yazılarını hep izledim.
ÇOK ÖNEMLİ KİTAP DİZİSİ
Sonra birden anı kitapları ile karşıma çıktı!
Hayatının, yaşadıklarının öyküsünü anlatıyor. Ama siyasal tarihin önemli olayları, dönemeçleri ile birlikte:
Bir Dönem Bir Çocuk. Değişim Yılları. Öfkeli Yıllar ...Ve İhtilal. Bu dört ciltlik kitap serisi, yakın tarihimizin filmi gibidir. Belgeler vardır, fotoğraflar vardır, anılar vardır. Yalan yok, uydurukluk yok, çok titiz bir araştırmayla bir ömürlük siyasal tarihin kesiti. Kolay okunur. Tarih kitaplarıyla zerre ilişkisi yok dizinin. Sonra Kayıp Yaz’ı yazdı, kitap, “Ülkemizin yeniden demokratikleştirilmesi” için büyük fırsatı nasıl kaybettiğimizi yazdı. Arkasından Umutlar ve İdamlar sökün etti. Kuşaklar Arası, kendisiyle yapılan bir uzun söyleşi, nehir söyleşisi kitabı.
Bir yazı yazmıştım kitaplardan ikisi üzerine. Cumhuriyet tarihini öğrencilerimiz okullarda bu kitaplardan öğrensin diye.
Hâlâ öyle düşünüyorum.
Telefon edip teşekkür ederdi.
CANGIL SİYASET ONA GÖRE DEĞİLDİ
Kitapları Doğan Kitap’ta yayımlandı. Uzun süre Hürriyet’te kaldı, Radikal’de yazdı.
Sonra yakın zamanda Cumhuriyet’e geldi. Çok da iyi oldu. Arada sırada telefonla konuştuk. Güncel siyaset üzerine yorumları tartıştık. Büyükada’da kızı Aslı Öymen’e gelirdi, bir vapur yolculuğunda yaptığımız tatlı sohbet, anılarımda bir beyefendi nezaketi tadını bıraktı.
Siyasi hayatına değinmiyorum. Türkiye’de bir cangıl olan siyasette düzgün ve dürüst kalmayı başardı.
Tabii ki siyaset oburları ve cambazları onu yerlerdi.
İyi ki siyasette kalmadı, (kalamazdı da!), gazetecilik ve yazarlığı ile ülkeye çok daha büyük ve kalıcı hizmet yaptı.
Gençler, yakın tarihi en iyi Altan abinin kitaplarından öğrenirler.
Yarın onu yolcu edeceğiz.
Siyasette, gazetecilikte ve yazarlıkta... Hayatımızdan büyük bir güzellikle, iyimserlikle, hoşlukla Altan abi geçti.
Bir yıldız kaydı... Uzayın boşluğunda...