Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bayraktar halis Lazdur da... Bir de bozulmuş Lazlar var, ne dini kalmış ne imanı

31 Ağustos 2021 Salı

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 19-25 Aralık 2013’te patlayan Cumhuriyet tarihinin resmi en büyük yolsuzluk ve rüşvet olayını yeniden kendisi açısından gündeme getirdi, büyük vicdan yeniden konuştu: “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip hem de telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur.. Bizi 17-25 Aralık operasyonu içinde bulunduk, oradaki operasyonda benim dosyam var. Suçlu olanın cezasını çekmesi lazım..”

Bayraktar, İstanbul’daki pek çok yerin imara açılması vb. konusundaki hukuğu zorlayan emirlerin Erdoğan’dan geldiğini belirtmiş, bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğini açıklarken “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her şeyden haberi vardı. Başbakan’ın da istifa etmesi gerekir” demişti.

Bayraktar halis Lazdur da... Bir de bozulmuş Laz’lar vardır, ne dini kalmıştır ne imanı ne ahlakı ne ar damarı..

Bayraktar ta sekiz yıl önce de o zamanın Başbakanı RTE’nin her şeyden haberdar olduğunu söylemişti, ama vicdanı sızlamış durmuş: “Reis, Sayın Cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı.”

Dikkat edin bir çuval var içi hırsız dolu, diyor ve tüm bunların doğruluğunu da vurgulamış oluyor.

SADECE BAKARACI MAKARACI

 Halk Bankası’nın paraları genel müdürün evinde ayakkabı kutularının içinden çıkmıştı, liderle oğulları ve daha pek çok kişi arasında telefon konuşmaları saptanmış, hemen hepsi tutuklanma endişesi içinde yaşamıştı.

“...aralarında işadamları, bürokratlar, banka müdürü, çeşitli düzeyde kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükümeti  kabine üyesi dört bakan (Egemen Bağış Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar) ile üç bakan çocuğunun olduğu kişiler hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” iddiaları ile soruşturma açılmıştı. 

Dört bakan da siyaseten tasfiye edilmişti, sadece Reis’in sır küpü adamı, Bakara- makaracı Egemen Bağış büyükelçi atanmıştı. Daha sonra Başbakanlık’a gelen Davutoğlu, dört bakanın aklanmak için Yüce Divan’a sevk edilmesini istemiş ama bu öneri Meclis’e dahi gelmeden soruşturma komisyonunda reddedilmişti. Büyük Reis’in iradesi öyle buyurmuştu.

Bayraktar bir şey daha diyor: “Parti içerisinde yağcılık devri bitti ve şebeklik devri başladı.”

ÇALIYORLAR AMA ÇALIŞIYORLAR MASALI

Bayraktar bu konuyu gündeme getirdiğine göre aslında o dönem için yeniden soruşturma açılması gerekir.

Tek adamın iradesi değil de milletvekilliği onuru, Meclis iradesi geçerli olsaydı, yolsuzluk ve rüşvet olayları ta o zaman soruşturulup karara bağlanabilseydi, Türkiye farklı bir yöne evrilir ve rüşvet ve yolsuzluklar bugüne sürüp gelmezdi.

Davutoğlu’nun o zaman etik yasa önerisi gündeme alınmadı Reis tarafından, adam bulamayız partilerde eğer bu yasa kabul edilirse dendi, dendi ve dendi.

Davutoğlu’nun başbakanlığına izin verilseydi, şüphesiz olaylar başka türlü yürüyecekti. Ama tek adam vardı, Davutoğlu’nun başka bir kulvarda yürümesine tabii ki izin veremezdi.

Ama paranın gözü kör olsun.. Görmemiş, doğru dürüst tüccar bile olamamış insanlar, din ile siyaset tüccarlığını yüceltip ülkeye egemen olunca, belki onlar dibi görmezler, para ve zenginlik içinde yüzüp dururlar ama bu millet, çoğunluk olarak dibi boylar, millet demek ülke demek olduğuna göre...

Anımsayın, o dönem halk, seçmenleri “çalıyorlar ama çalışıyorlar” diyerek durumu kabullenmişti. Ama şimdi?!

***

Ya Bayraktar’ı seviyorum da o zaman yasadışılığı, emir kulluğunu nasıl kabul edip orada oturmayı sürdürdüğünü anlamıyorum! Yoksa Laz damarında eksiklik mi vardı?!


Not: AKP kurucusu eski milletvekili Kemal Albayrak da “İleride göreceğiz, bu partide görev alanların ve o yönetimde görev alanların yüzde 80’i hatta yüzde 90’ı ileride itirafçı olacak. Çünkü itirafçılık başladı. AK Parti güçle ayakta duruyor” dedi.

Düzeltme: Dünkü yazımın sonunda 2023, 2022 gibi komik tarihler geçti, bunlar tabii ki 1922 ve 1923 olacak.. Çok özür..

Not: Büyük Zafer üzerine bir yazım da olacaktı ama onu 29 Ekim’e bıraktım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları