Yakında buldozerlerle dört bir yandan girerek bir hafta içinde tuzla buz ederler... Antalya’nın simgesi müzesinden bahsediyoruz. İktidar başka telden Antalya’nın örgütlü sivil halkı başka telden çalıyor. Turizm ve Kültür Bakanlığı, şüphesiz ki Saray’ın da onayı ile geçen mart ayında müzenin yıkılacağını ve yerine yenisinin yapılacağını açıkladı. Antalya’nın sivil girişimcileri ayağa kalktı.
Bakanlığın gerekçesi “depreme dayanıksızlık” ve “eserleri koyacak yer yok”, yani depo eksikliği. Müze sevdalıları ise dayanıksızlık raporunun nereden alındığını bilmek istiyor ama bakanlık açıklamıyor. Tabii ki iktidarın emrindeki Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, itirazları reddediyor. Kurul yapının “sanat, mimari, tarihi, estetik, belgesel, işlevsel, teklik, nadirlik gibi değerlerinin bütüncül ya da tekil olarak bulunmadığını” ileri sürmüş. Bu yok saydığı her şey, aslında kuruluşunda. Daha önceki bakanlık saptamalarıyla hepsi doğrulanmış.
‘YIKILA...’ EMRİ GELİNCE, EMİR DEMİRİ KESER
Şeffaflık yok, bir kapalı kutu bakanlık. Kulaklarını tıkamış Antalyalılara.
Müzeyi kurtarmak için çeşitli guruplar hareket halinde, mahkemeye bile başvuruldu yıkımın durdurulması için.
Önerileri var: Bu ödüllü bir yapı, evet ünlü mimarlamızın ortaklaşa eseri. 1988’de Avrupa Konseyi “yılın en iyi müzesi özel ödülü” vermiş. Ulusal proje ile inşa edilen ilk müzemiz. Prof. Dr. Gül Işın önderliğindeki Müze Çalışma Grubu, Akdeniz Öğretim Elemanları Derneği, Antalya Barosu ve Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) olmak üzere, uzmanlar, meslek odaları ve 13 sivil toplum kuruluşu, bu kararın bilimsel ve hukuki temellerden yoksun olduğunu savunuyorlar.
‘RAPORLARI GÖRELİM’
Diyorlar ki: Söz konusu deprem ise raporu görelim, güçlendirilebilir, sağlamlaştırılabilir; depo yetersizliği ise genişletilebilir. Orası salt bir müze değil: “İçinde kütüphanesi, konferans salonu, açık hava tiyatrosu, sanat galerisi ve kafeterya gibi birimleriyle sosyal ve kültürel bir merkez olarak hizmet veriyor. Müze, kişisel ve toplumsal belleğin, kent bilincinin oluşmasında önemli bir hafıza mekânı” aynı zamanda.
Isparta Müzesi de aynı gerekçelerle 2018’de yıkılmıştı. Bu kapsamda yayımlanan haberlere göre, müze 2014’te kapatılıp 2018’de yıkılmış hâlâ yapılmamış. 18 bin kadar eser depolarda kaderine terk edilmiş halde...
Yıkıp yeniden yapacaklarını söyledikleri Antalya Müzesi’ne yine milyarlar harcanacak. Güçlendirme ve genişletme yapılsa, birkaç yüz milyon lira ile asıl kimliği ile hizmet vermeye devam edebilir.
İNŞAAT RANTI VE SİYASET
Ama yeni inşaat rant demek, iktidarın en iyi bildiği ve yaptığı... Verecekler emirlerindeki inşaatçılara, kimbilir ihale değerinin kaç katına çıkacak.
Onlarca Antalyalı örgütün açıklamasından: “Süreç şeffaf, katılımcı ve bilim temelli yürütülmeli: Yıkım kararı derhal durdurulmalı, analist raporları kamuoyuyla paylaşılmalı ve bağımsız bir bilimsel ve toplumsal çalıştay süreci oluşturulmalı. Uzman meslek odalarının, akademisyenlerin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşleri dikkate alınmalı... Kültürel mirasın korunması, yalnızca geçmişe değil, aynı zamanda geleceğe karşı da bir sorumluluktur.”
İktidarın bugüne kadar bölge halkının, uzmanların sesine kulak verdiği görülmüş müdür?
Belki şimdi bizi utandırırlar...