Geliyor gelecek olan çığlıkları ve sağır siyasi kulaklar
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Geliyor gelecek olan çığlıkları ve sağır siyasi kulaklar

09.02.2023 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Söze nereden gireceğimi bilemiyorum. Yıkıntılar altındaki canlardan ve dışarıdaki yakınlarından yükselen çığlıklar altında gece gündüz adeta karabasanlar içinde ter dökmemek mümkün değil. “Baba üşüyorum, ellerim beyazladı, anneanneme, eve gitmek istiyorum” diye ağlayarak seslenen bebe, bu ülkeyi yöneten ve yönetecek siyasetçinin ne yapması gerektiğini bugüne kadar tüm sağır kulaklara sıcak kurşun gibi döküyordu. 

Bunu anlayacak beyin, kafa, yürek, irade, insan ve yurt sevgisi var mı, olabilir mi yöneten ve yöneteceklerde, bilmiyorum.

Umudum yok. Bugüne kadar hiçbiri, bu ülkenin insanı olduğunu göstermedi. Kim bunlar? Nereden seçildiler, nasıl o koltuklara on yıllarca oturdular, oturup kalktılar, yeniden oturdular, yeniden ve yeniden kalkacaklar ve oturacaklar, bilmiyorum.

Hepsi sanki bu ülkeye kötülük etmek, insan, moral, maddi ve manevi olarak çökertmek amacıyla bilinmeyen düşmanlar tarafından getirilmişler gibi. 

İşte üzerinden çok zor gelinebilecek bir büyük felaket daha yaşıyoruz.  

SAĞIR MISINIZ, YOKSA KÖR MÜ?

Az kalsın tüm İstanbul’u çökertenin kıyısında gerçekleşen ama 17 bin 480 cana, yüz milyarlarca ekonomik kayba, milyonlarca psikolojik travmayla sakat yaşama mal olan Gölcük depremi bu ülkede yaşanmamış gibi.

Daha yakın eskiyi saymıyorum (1970 Kütahya, 1086 ölü; 1971 Bingöl, 878 ölü; 1975 Lice, 2085 ölü; 1976 Muradiye Van, 3840 ölü; 1983 Erzurum-Kars 1155 ölü; 1992 Erzincan, 653 ölü; 2011 Van, 644 ölü..)

Yöneten siyasetin, bugünkü dahil, en iyi bildiği cenaze namazı kılmak, kaderdir ve yaraları sararız, demek. Şimdiki ise baktık ya sabrettiniz, sabredin geçecek, hesaplarınıza şimdilik 10’ar bin lira gönderiyoruz, dedi. Çevresinde halktan çok koruma ordusu, parti ile hükümet ve onların korumaları vardı.

Hatay Büyükşehir Belediye başkanı kısa süre önce, depreme savunmasısız, Ankara taleplerimize yanıt vermiyor, diyor. Kentin yeniden inşa edileceği büyük bir yer istiyor. Kulak sağır.

BOŞ KUBBEDE ACI YANKILAR

Bugün 10 kenti kasıp kavuran felaketi bildiren, planlama, önlemler isteyen ve program sunan bilim insanlarının yıllardır süren, geliyor gelecek olan çığlıkları gök kubbede boş ama trajik ve acı seda olarak yankılanıyor ve gerçekleşiyor.

1999 Ağustosu’ndan bu yana İstanbul’un beklenen deprem felaketinden kurtarılması, hazır hale getirilmesi için, her yıl, her ay durmadan tamtamlar çalınıyor. Binlerce rapor hazırlanıyor. Zeminler inceleniyor, evler saptanıyor, 5 bin yassı kadayıf olacak evler derhal yıkılmalı deniyor. 

Yapılan, deprem alanlarının da inşaatlara açılması, afetlere karşı hazırlık yapacak mahalle örgütlerinin ortadan kaldırılması, kentsel dönüşüm adı altında, hali vakti yerinde olanlara yönelik bina yenilenmesinin teşvik edilmesi... Binalar yıkılıyor “kentsel dönüşüm alanı” uyduruk levhaları asılıyor. Bir de şunu yapıyor iktidar sahipleri, çeşitli mahallelerde, mesela Tozkoparan’da aileleri sokağa atıp evlerini zorla yıkıyor.

23 yıldır, okul, hastane, devlet kurumları, köprü, ana yollar gibi bir felakette acil ayakta kalması gereken yapılar için çalışmalar karınca usulü gidiyor.

YIKIL, ÖL, SONRASINA BAKARIZ

1999’dan beri neredeyse hepsinde ülkeyi yöneten iktidar herhangi bir kenti, bölgeyi depreme karşı hazır hale getirdi mi? Hayır, yıkıl, öl, sonrasına bakarız, politikası.

Çünkü depremin ne zaman olacağı belli değil, yapılacak her şeyi kendi iktidarları için boşa harcanmış olarak görüyor. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle. 

Şimdiki ve gelecek iktidarın bir numaralı konusu, yer altında “Baba üşüyorum” diyen bebeğin ve anaların babaların çocuklarım içeride kaldı çığlıklarını yedi kat göğe salmalarına fırsat vermemektir.

Ülkeye en büyük kötülük yapılıyor, insanlara, bu fedakâr yüreği yanan millete en büyük kötülük yapılıyor.

Can güvenliğini sağlamak iktidarların başlıca görevi işi değilse, niçin varsınız, sadece çıkarlarınızı mı yöneteceksiniz, batsın iktidarlarınız, batsın partileriniz, batsın siyasi sistemleriniz...

Yazarın Son Yazıları

Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025
Kongre gri alanları ve operasyonel sözde muhalefeti bitirdi

Hukuku, yargıyı tamamen elinde tutan, yargıçları mahkemeleri atayan, farklı karar veren mahkemeleri dağıtan, dahası beğenmediği yargıçları üstelik rütbesini düşürerek sürgüne gönderen, AKP’li avukatları yargıç yaparak İstanbul’da CHP 38. kongresini iptal ettirerek üstelik onlara mutlak butlan (kongreyi yok sayma) kararı aldırmaya çalışan iktidar değil, sanki bizzat CHP’nin kendisi...

Devamını Oku
22.09.2025
Temiz bir iktidar hayal değil, bu ülke bunu çoktan hak etmiştir

Anlamakta zorluk çekiyorum.

Devamını Oku
21.09.2025
Devlet partisi belediyeleri tuzakla ele geçiriyor: İkinci aşama

İsmail (Saymaz) iyi slogan üretti: “Ya AKP rozeti takacaksın ya da kelepçe”.

Devamını Oku
18.09.2025