Uluslararası hukuk falan yok, her şey güç dengesi üzerinde
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Uluslararası hukuk falan yok, her şey güç dengesi üzerinde

23.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Uluslararası hukuka aykırı”, “Uluslararası hukuk çiğnendi”, “Uluslararası hukuk...” Şu sıralarda yazar çizerlerden, uzmanlardan vb. en çok dillendirilen konu... 

Sanki artık öyle bir hukuk varmış gibi... Epey süredir olmayan bir hukukun adını anmak, eski alışkanlık, rahatlatıcı, “Biz bağlıyız ama onlar bağlı değil”. 

Evet öyle bir şey var ve vardı; ama ondan daha önemli ve geçerli bir hukukla yan yana: Güçlülerin hukuku... Yani silahın, bombanın, nükleer kapasitenin ve bunlara dayalı bir boyun eğdirme, saldırganlık gösterme hukuku. Özetle “kabadayılık hukuku” veya belki de “despotluk hukuku” şu uluslararası hukuk meretiyle birlikte yaşıyor. Kabadayılık, gerektiğinde her zaman üstteydi. 

Bu nedenle artık bırakalım şu uluslararası hukuka dayanmayı. 

Gücün ne kadar, silahın, bomban, savaşma ve ezme gücün ne kadar? 

Bana bundan bahset! 

KABADAYILIK İKİ ÇEŞİT

Şüphesiz uluslararası ve yerel iktidar uygulamalarından bahsediyoruz. 

İlki yerel özellikli. Kendi halkına, kendi yasalarına ve anayasasına karşı. Yerel hukuku çiğnemenin dünya açısından çok da önemi yok. Ama kendi insanın için önemli. 

Mesela Türkiye’de iktidar bağlı olduğu uluslararası hukuku gerektiğinde çiğniyor. Ama bu çiğneme, ülkesi ile bağlantılı. İnsan Hakları Mahkemesi’nin içerideki yargılamalar ve tutuklamalar için verdiği kararları iplemiyor. Bu çiğneme başka ülkelerin hak ve hukuku ile ilgili olsa, kıyamet kopar. Türkiye’nin uluslararası bir kabadayı olma şansı yok. 

İktidar anayasayı çiğneyebiliyor, yasaları eğip bükebiliyor, anayasal hakların kullanılmasını engelleyebiliyor. 

Hukuk benzer ülkeler için de gerektiğinde yok sayılacak ve çiğnenecek bir meret (can sıkıcı şey, hoşlanılmayan, kötü, uğursuz). 

İktidara gelmeden, sevilen sayılan, kucaklanan, sığınılan, uygulanması istenen, uygulanmadığında kıyamek kopartılan, hakkın hukukun adaletin mihenk taşı. 

Ama iktidara gelince, ayak bağı görülen, lanetlenen, çiğnenen, gasp edilen, keyfi uygulamalara konu olan, istenmeyen şey... 

ULUSLARARASI KABADAYILIK

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, üstelik atom bombasını gözünü kırpmadan kullanan “yüz binlerin katili” baş kabadayı oldu. 

En büyük gücü ilkin dünya çapında askeri gücü. Buna dayanarak, on yıllar boyunca ülkelerde askeri darbeler yaparak ve yaptırarak, ülkeleri boyunduruk altına aldı. Irak’ı mesela kimyasal silahları var yalanıyla mahvetti. 

En son İran’ı bombaladı. 

Trump, hâlâ Gazze’de yoksul ve savunmasız halkı bombalayarak çoluk çocuk kadın günde ortalama 50 bin Filistinliyi öldüren katil Netanyahu hayranı. Ülkesi içinde Filistin’i savunmak yasak. 

İkinci gücü ABD muazzam tüketici pazarı. Herkes bu pazara mal satmak istiyor. İktidara gelince keyfi olarak gümrük tarifelerini istediği gibi uygulamaya, ayrıca Kanada ve Grönland’ı ele geçirmeye soyundu. 

NE ZAMANA KADAR?

Uluslararası güç dengesi yeniden kuruluncaya kadar. Çin yeni bir güç dengesi kurmaya en büyük aday. 10- 20 yıl içinde farklı bir dünyaya göz açabiliriz. 

Tabii bu kırılgan dünya ve doymak bilmez insanlık 10 yıl daha yaşarsa. 

Bugün yaşadığımız bölgesel bir tehlike kalacak gibi görünüyor. 

Çin kenarda duruyor. İzlediği yol evrimsel. Yani birikim konusu. Nitelik ve nicelik birikimi. 

Avrupa, bugünkü uluslararası gücün yanında. Kendi başına, kendi için bir varlık olmak mı, olmamak mı... Bir durgunluk içinde yüzüyor. Alman şansölyesi, İsrail’in kendileri için de pislikleri temizlediği düşüncesinde. Yani Filistinlileri... Ve tabii ki İran’ı da kastederek. 

Soykırımcı geçmişi olan ülke, soykırımcı İsrail’in safında. Hitler’in de Çingene, komünist, muhalif ve Yahudiler için aynı şeyi, tıpkı bugünkü şansölye gibi düşünüyordu. 

Trump kendi rolünü oynuyor ve belki de ABD’nin başlayan yeni evresinin açılımını yapıyor. 

Kim bilir!?

İlgili Konular: #Trump

Yazarın Son Yazıları

Çin, 20 yılda kritik teknoloji araştırmalarının yüzde 90’ında öncü

Yukarıdaki başlık bana ait değil, dünyanın en önemli iki bilim dergisinden biri olan NATURE’a ait.

Devamını Oku
23.12.2025
6 yıllık ‘Manhattan Projesi’ ile Çin ABD tekelini kırdı

Bu proje İkinci Dünya Savaşı’nı bitiren atom bombası üretme projesi değil.

Devamını Oku
22.12.2025
Anket sonuçlarına ne kadar güvenmeli?

Onlarca anket önümüze geliyor ve buna göre yorumlar yapıyoruz.

Devamını Oku
21.12.2025
13 yıl öncenin büyük öngörüsü gerçekleşiyor mu?

Kaybettiğimiz Doğan Kuban Hoca’nın seçme yazılarına her hafta Herkese Bilim Teknoloji dergisinde yer veriyoruz.

Devamını Oku
18.12.2025
Ankara’nın F-35 rüyası bitti veya çok bedel ödemesi gerekir

Hayır, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack’ın F-35 konusunda verdiği yanıta dayanarak Ankara bu uçakların rüyasını bile göremez demiyorum.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu anlaşmayı kim ‘Feshet’ dediyse suçlu o! Suriye tek mi olacak çok mu?

Bütün mesele bu. Derinden bir savaş veriliyor, bir varlık ve yokluk savaşı bu, olmak mı olmamak mı...

Devamını Oku
15.12.2025
Bu övgünün ardında ne var?

Şam hükümetini ve Suriye’yi kimler zayıf bırakarak dış güçlerin sürekli müdahalesine açık bir ülke konumunda tutmak istiyor sorusu çok önemli ama bugün Trump’ın Erdoğan’a olan büyük sevgisinin arka planında ne var sorusuyla başlayacağım.

Devamını Oku
14.12.2025
Tarihe geçecek diploma iptali davası Dreyfus’u gölgede bırakır

Bir ülke, bir iktidar, bir hukuk, bir yargı düşünün ki topluca hareketle bir kimsenin 31 yıl önce aldığı üniversite bitirme diplomasını geçersiz saysın ve iptal etsin.

Devamını Oku
11.12.2025
‘Bana uy, seni tekrar büyük yapacağım, yoksa yok olacaksın’

Trump yönetiminin hazırladığı Milli Güvenlik Stratejisi (Belgesi) büyük tartışma yarattı, özellikle Avrupa’ya ilişkin bölümleri. Trump karşıtı Amerikan medyası ve entelektüel yazarlar, Trump Avrupa’yı adeta düşman olarak görüyor yorumunu yaptılar.

Devamını Oku
09.12.2025
Ümmet mi millet mi? Av kim, avcı kim?

Bakın ne buldum.

Devamını Oku
07.12.2025
Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025