Örsan K. Öymen

CHP’ye yönelik iftiralar

10 Nisan 2023 Pazartesi

CHP yönetimini, partinin tarihsel, kurumsal kimliğine ve ilkelerine dayanarak yapıcı bir biçimde eleştirmek ayrı bir şeydir; yönetimi, kritik ve yaşamsal bir seçim ortamında, orantısız biçimde eleştirmek; yalana ve iftiraya başvurmak; bunu yaparken de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun alternatifi olarak, Türkiye’de monarşik, teokratik bir diktatörlük kuran Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Devlet Bahçeli’yi veya siyasi vizyon açısından Kılıçdaroğlu’nun da gerisinde olan, ayrıca, yapılan tüm araştırmalara göre, seçimi kazanamayacak olan Muharrem İnce’yi, Ümit Özdağ’ı, Sinan Oğan’ı savunmak, ayrı bir şeydir.

CHP’yi hedef alarak akıl tutulması yaşayan ve muhalefet oylarının bölünmesine yol açarak AKP’ye ve MHP’ye hizmet eden kesimlerin, öncelikle şunu anlaması gerekir:

Bugün Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk çapında tek bir lider yoktur! Eğer Türkiye, Atatürk gibi birisini bekleyerek sandıkta davranış sergileyecekse, AKP ve onun gibi siyasi partiler daha 50 yıl iktidarda kalırlar!

Mükemmeliyetçilik, mükemmel bir alternatif varsa anlamlıdır! Aksi halde mükemmeliyetçilik, kötülere hizmet etmek dışında hiçbir işe yaramaz!

***

CHP’de, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaşan birkaç siyasetçi olduğu gibi, bu ilkelere sahip çıkan birçok siyasetçi ve milyonlarca üye vardır.

CHP’nin kurumsal kimliği, birkaç siyasetçi tarafından değil, Kurultay tarafından onaylanan parti programı tarafından belirlenir! CHP’nin parti programı, Atatürk’ün ve Cumhuriyetin temel ilkelerine, cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, milliyetçilik, devrimcilik, sosyal demokrasi ve demokratik solculuk ilkelerine sahip çıkar!

Atatürk popülist bir politikacı olmadığı gibi, siyaseti milliyetçilik ilkesine indirgemiş bir siyasetçi de değildi!

O nedenle Atatürk’ün kurduğu partinin adında “milliyetçi” sözü geçmez, o nedenle o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir!

O nedenle Atatürk tek başına milliyetçilik ilkesini değil, onunla birlikte, cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik ilkesini de benimsemiştir ve milliyetçilik ilkesini, etnik kimlik üzerinden değil, vatandaşlık bilinci üzerinden, ümmetçiliğin antitezi olarak, laiklik ilkesini tamamlamak için kullanmıştır!

***

CHP, tarihsel ve kurumsal kimliği ve geniş üye ve seçmen tabanı gereği, kategorik olarak, HDP’nin çizgisinde olabilecek bir siyasi parti değildir. CHP Türkiye’nin üniter yapısını, ulusal bütünlüğünü sonuna kadar savunur!

HDP ile yapılan görüşmelerde HDP’ye bu konuda verilen hiçbir taviz yoktur! CHP’nin iktidara gelmek için, diğer partiler gibi, HDP’nin de oyuna ihtiyacı vardır; HDP’nin de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de tespit ettiği gibi, HDP üzerindeki hukuka aykırı baskıların son bulması, yargının bağımsız hale gelmesi beklentisi vardır. Konu bundan ibarettir!

HDP’nin özerklik ve federasyon gibi beklentilerinin karşılanması ve/veya HDP’ye hükümette bakanlık verilmesi kesinlikle söz konusu değildir!

14 Mayıs’ta Atatürk’ün Aydınlanma yolunda önemli bir adım atılacaktır. Aklı olan herkes, bu adımın yeterli olmadığını bilmekle birlikte, bu adımı atabilecek tek kişinin kim olduğunu da bilmektedir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları