"Evladımı kullanıyor muyum?"

27 Ekim 2014 Pazartesi

Bu yazıyı yazarken kendimi çok kırık hissediyorum.
Sanki yüreğimin ortasında koca bir taş var.
Kendimi sorguluyorum;
“Özge hakikaten yapıyor musun bunu?”
Çok mu kullanıyorsun evladını…
Ki, kullanmak ne demek, anlamını bile kavrayamamışken, ne ile suçlandığımı bilmeden ama içimde büyük bir suçluluk duygusu ile…
Sizlerden birçok mail, mesaj geliyor… Olumlu-olumsuz her eleştiri beni daha çok düşünmeye,
Eksik kaldığım yönleri öğrenmeye teşvik ediyor. Çok teşekkür ederim.
Son aldığım mailde değerli bir hanımefendi, işsizlik konusunda benden daha tahsilli, donanımlı bir çok gencin ve ailelerinin mağdur olduğunu yazmış. Katılmamak mümkün mü?
Zaten bunun aksini hiç inkar etmedim… Neyse, şimdilik konumuz bu değil…
Neydi?...

Ha evet, evladını kullanan ve bunu yaptığı için benim gibi sorunlarla boğuşan binlerce  mağdur aileyi incitmem…  Bunu da eklemiş altına… Aynen şu cümlelerle;
“Sevgili Özge, Sakın kırılma, için incinmesin ama yazmak zorundayım. Dağhan’ı çok çok kullanıyorsun. İnan bu davranışın mağdur aileleri incitiyor”
Kullanmak: “Amacına ulaşmak için birinden veya bir şeyden yararlanmak, onu amacına alet etmek, sömürmek., istismar etmek”
Mağdur etmek: “rencide etmek, zarara uğratmak, kırmak”
İncitmek: “Kötü söz ya da davranışla birini kırmak, üzmek. İncinmesine yol açmak”
Özellikle baktım… Ve alabildiğim derin nefes sayısı azaldı.
Ben yapıyor muyum böyle bir şey gerçekten. Oğlumu “kullanarak” onun üzerinden kendime “çıkar” sağlayarak, evladımı “sömürerek”,  binlerce anneyi, evladı incitiyor muyum?
Nasıl bir anne bunu yapar?
Belki de bilmeden yapıyorum… Kendime sorduğum her soruyu ve hissettiklerimi yazıyorum şu anda…
Çünkü, ben hep böyle yaptım. Yazdım, döktüm.  Mutlu, mutsuz, umutlu, umutsuz, yorgun bazen bıkkın zamanlarımı… Yapmamalı mıydım?
Bunu yaparak evladımı kullanmış mı oldum? Ve binlerce aileyi mağdur etmiş, incitmiş?
Hem bu yazıyı yazıyorum, hem de dönüp yıllardır yazdıklarıma bakıyorum. Özeleştirimi yapmak için…
Şu konuda emin olabilirsiniz, belki de kendiyle bu kadar savaşan, arada fena pataklayan ve eleştiren az kişi vardır tanıdığınız. En iyi yaptığım şeylerden biridir bu.
İşte tam da şu anda kafamda deli sorular, kendimi sorgu masasına oturttum ve yargılıyorum. Hakkımda hakkaniyetli bir karar verebilecek miyim bilemeden…
Ne yaptım ben? Oğlumu yazdım, anlattım… Birçok anne gibi…
Milyonlarca blogger anne var. Her gün yazıyorlar. İlk doğumdan, kakasını nasıl yaptığına, hastalanmasından ilk adımlarına kadar…
Ben de yazdım.  Kendi yaşadıklarımızı yazdım.
Çok yorgun olduğum zamanlarda, hayata çok kızdığım, isyan ettiğim anlarda yazdım.
Deli mutluluğumu da…
 Yazmamalı mıydım?
Hep eleştirmiyor muyuz? Aileler “farklı gelişim gösteren” çocuklarını toplum içine çıkarmaktan çekiniyor diye. Hatta saklayanlar olduğunu ben bizzat biliyorum. Birçok nedeni olabilir bunların. Bakışlar, toplum baskısı, kabullenememe, Türkiye’nin engelli yolları… vs.vs.vs
Hepsi de kabul edilebilir, haklı sebepler… Aslında hiç eleştiriye açık bir konu bile değil bu…
 Peki ben ne yapıyorum. Dağhan’ı, yaşadıklarımızı anlatıyorum. Yani, O’nu kullanıyorum… Ve evladımı kullanarak, binlerce aileyi incitiyorum…
Öyle mi yapıyorum?
Kullanmak: “Amacına ulaşmak için birinden veya bir şeyden yararlanmak, onu amacına alet etmek, sömürmek., istismar etmek”
Mağdur etmek: “Rencide etmek, zarara uğratmak, kırmak”
İncitmek: “kötü söz ya da davranışla birini kırmak, üzmek. incinmesine yol açmak.”

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları