Uçuş güvenliği...

12 Mayıs 2015 Salı

Son günlerde “uçuş güvenliği” konusunda olumsuz haberlerin basınımıza yansımaları sürüyor. THY’nin Milano uçuşunu yapan uçağın motorunda yangın çıktı. Bereket 97 yolcunun burnu bile kanamadan uçak yere indirildi. Bu olayın ardından İstanbul’da yapılan 3. havaalanının, kuşların göç yolu üzerinde oluşunun büyük tehlike yarattığı saptandı.

***

Çıkan yangının, bir önceki uçağın geride bıraktığı “türbülans (basınç burgacından)” oluştuğu bildirildi. Dünya havaalanlarında uçakların kalkışlarında aralarında genellikle pistte 5-8 deniz mili uzunluğunda güvenlik sınırı bırakılır.
Ancak bundan 2-3 yıl kadar önce THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun İstanbul Atatürk Havaalanı kontrol kulesine çıkarak, kendi görevlileri olmadığı halde, bu uzunluğun 3 mile indirilmesini emrettiği anımsatılıyor.
Eski bir “hava trafik kontrolörü” olan DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, THY Yönetim Kurulu üyesi de olduğu için Topçu’nun müdahalesine ses çıkarmadı. Uçağın motorundaki yangına bu daralmanın yol açtığı belirlendi.
12 yıllık görevinden ayrılan Topçu, seçimlerde AKP’den milletvekilliğine aday oldu. Sultan emretti. Adaylığı da başkanlığı da gitti. 8 yıldır bu görevde olan Birdal da şubatta görevden alındı, bakanlık danışmanlığına getirildi.

***

Türkiye’de hava güvenliğini tek elden sağlamak önemli bir sorun. Hava sahasında yalnızca özel uçak şirketlerinin ve Hava Kuvvetleri’nin uçakları ve helikopterleri dolaşmıyor. Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye; batıdan doğuya, doğudan batıya pek çok yabancı uçak da geçiyor.
Bu arapsaçı hava trafiğini güvenlikle düzenlemek amacıyla, 2007’de “Systematic Modernisation of Air Traffic Resources in Turkey (SMARTakıllı) – Türkiye’de Hava Trafik Kaynaklarının Düzenli Modernleştirilmesi”ni amaçlayan bir ihale açıldı. Ankara Esenboğa Havaalanı’nda öngörülen bu yapılanma 2009’da teslim edilecekti!
İhaleye Fransız Thales firması 131, İspanyol Indra 107 ve İtalyan Seleks 88 milyon Avro önerdiler. Sultan’ın kankası ve Bilal oğlanın nikâh tanığı olan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin önerdiği İtalyan şirketi kazandı!

Cevap bekleyen sorular
Yıl 2015... Şimdi soralım:
1- SMART (akıllı) denilen bu yatırımın bugünkü “akılsız” durumu acaba ne aşamadadır?
2- 2007’nin teknolojik yeniliklerine göre şartnamede öngörülen yazılım ve donanımlar günümüzde bayatlamadı mı?
3- Seleks firması ihaleyi ne kadara kazandı? İşi zamanında teslim etmeyen firmaya ne gibi yaptırım uygulandı?
5- Ön çalışmaları 1995 - 1996 yıllarında başlatılan SMART’a göre Türk hava sahasının tek merkezden yönetileceği planlanırken, çok özen gerektiren “hava trafik kontrolörü” istihdamı planlaması, neden o plan doğrultusunda yapılmadı da, son 3 yılda yeterli eğitimleri görmeden mesleğe alındılar?
6- Niceliksel artışın yanı sıra niteliksel artış neden göz ardı ediliyor?
7- Son 3 yılda mesleğe başlayan 500’den fazla kontrolörün yıpranması ve yaşlanmasıyla 15- 20 yıl sonra hava trafik kontrol hizmet sunumunda ya da bu kişilerin aynı dönemde topluca emekli olduklarında büyük bir “kontrolör” açığına neden olunacağı neden düşünülmüyor?
Ama bu arada ne oldu? Esenboğa Havaalanı’nda 12 mescit yapıldı, teslim süresinin üzerinden 6 yıl geçmesine karşın SMART bir türlü yaşama geçirilemedi.

***

Son olarak Nisan 2015 yılı başında kullanılacağı açıklanan SMART, temel özelliği olan tek merkezden yönetimin sağlanması düşüncesi hâlâ yaşama geçirilemedi.
SMART planlandığı gibi hava sahası Ankara’dan tek merkezden değil, üst geçişlerin yoğun olduğu İstanbul, Ankara ve İzmir kendi hava sahalarını yeni inşa edilen sözde SMART binalarını kullanacaklar, ancak üst yapı olarak kontrolü yeni araçlarla, eski sistemlerle yapacaklar. Bu uygulama hava sahasının güvenliğine herhangi bir katkı sağlayabilecek mi?
Bu olumsuzluk en çok Türkiye’nin en büyük ve en yoğun trafiğine sahne olan Atatürk Havalimanı’nı etkileyecek. Yanlış planlama ile çok sayıda hava trafik kontrolörünün Ankara’ya atanmaları nedeniyle İstanbul’da sıkıntının baş gösterdiği belirtiliyor. Ankara’ya atananların geçici de olsa İstanbul’da görevlendirilmelerine “psikolojileri bozulur” gerekçesi gösteriliyor.
Günde 250 kadar uçak inen Esenboğa bağlantılı, yaklaşık 4500 yabancı ya da askeri uçuş yaşanıyor. SMART’ta Esenboğa’da 300 civarında kontrolör görevdeyken, günde en azından 1300 uçağın iniş kalkış yaptığı Atatürk Havaalanı’nda yalnızca 90 kontrolör hizmet veriyor.
Hava kontrolörü bir anlamda orkestra şefi gibidir. Hava kontrolörlüğü trafik ışıkları niteliğindedir. Yanlış bir işaret ya THY uçağının motorunun yanmasındaki gibi olaya neden oldurabilir ya da gökyüzümüzde çeşitli yüksekliklerdeki Türk ve yabancı uçakların kırmızı ışıktan geçirilerek havada çarpışmalarına yol açabilir.

***

Airbus ve sigorta şirketinden gelen uzmanlar ilk incelemeyi yaptı. Uçağın “kal edildiği” belirtildi. Türkçesi ile ağır hasar gördüğü için uçak hizmetten çıkarıldı!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları