Daimi Diktatör
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Daimi Diktatör

26.03.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanı Yiğit Bulut, Cumhurbaşkanı’nı Sezar’a benzetmiş. Daha önce de “Tayyip Erdoğan benim atamdır” demişti. Yiğit Bulut, Sezar gibi atası olan bir insan.
Sezar da zamanında aile soyunun tanrıça Venüs’e dayandığını iddia eden biriydi. Venüs de antik Yunanlıların Afrodit diye bildiği tanrıça. Afrodit de Akad tanrıçası İştar’a ve hatta Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’ye kadar uzanıyor.
Ata Erdoğan, Sezar’a benzetilip Sezar da Venüs’ün soyundan geldiğini söylediği-ne göre, Yiğit Bulut’un Venüs ve hatta ana tanrıça Kibele’yle bir bağlantısı olmuş bulunuyor.
Bakınız her şey dönüyor dolaşıyor Anadolu’ya geliyor.
Kibele’den Venüs’e, Venüs’ten Sezar’a, Sezar’dan Erdoğan’a, Erdoğan’dan Yiğit Bulut’a. Hakikaten medeniyetler beşiği bu topraklar.
Başdanışmanı Cumhurbaşkanı’nı neden Sezar’a benzetmiş?
Efendim çünkü Sezar yerleşik düzenin Roma’nın kanını emmesine karşıymış ve çürümüş düzene “Roma’nın olanı Roma halkına vermek” için bayrak açmış.
Erdoğan da öyle yapıyormuş.
Sezar’a darbe yapıyor, diktatör oluyor demişler ama halk onu çok seviyormuş.
Malumunuz Sezar, Roma’nın en asil ailelerinden birine mensuptu. Genç yaşta Roma Cumhuriyeti’nin konsülü oldu. Daha sonra Güney Alp bölgesinin yöneticisi oldu. Galya’yı fethetti, hızını alamadı İngiltere’ye kadar gitti.
Muzaffer bir komutan olarak Roma’ya dönüp tekrar konsül seçilmek istiyordu. Daha evvel Roma’yı Pompey ve Crassus’la beraber yönetiyordu. Fakat eski ittifakların bozulması âdettendi. Roma’da başka bir âdet de fetih yapan komutanın ordusuyla Roma’yı ele geçirip diktatörlüğünü ilan etmesiydi.
Roma da Rubicon ırmağından başlıyordu. Muzaffer komutanın Rubicon’u ordusuyla geçmesi bu sebeple yasaktı. Sezar bu yasağı dinlemedi. “Zarlar atıldı” dedi ve Rubicon’u geçerek eski müttefiki Pompey’i yenerek Roma’nın hâkimi oldu.
Zamanla diktatörleşti. Senato’dakiler mutsuzdu. Toplandılar, onlarca senatör Sezar’ı aralarına alıp bıçaklayarak öldürdü.
Senatörler, Roma Cumhuriyeti’ni kurtardıkları iddiasındaydı. Hatta Cumhuriyet’in kurtuluşunu temsilen azat edilen kölelerin taktığı başlığı bir sopaya takıp gezdirdiler.
Seneler evvel BirGün gazetesinde şöyle yazmışım, notlar arasında buldum:
“Sezar’ı indirenler özgürlükleri ve cumhuriyeti mi savunuyorlardı yoksa yerleşik düzenin çıkarlarını mı koruyorlardı?
Sezar teker teker Cumhuriyet kurumlarını budayarak krallığını mı ilan edecekti yoksa kurumları reforme ederek oligarşiyi kırmak peşinde miydi?
Brütüs bir hain miydi yoksa Shakespeare’in dediği gibi ‘En asil Romalı’ mı?
Bu soruların muhtemelen bir yanıtı yok.
Çünkü haklı olan ne Sezar, ne Brütüs, ne de Pompey idi.
Haklı olan zamanında kölelerin isyanını başlatan Spartaküs idi. O zaman genç bir subay olan Sezar büyük ihtimalle köle savaşında Spartaküs’e karşı savaşıyordu ve binlerce kölenin çarmıha gerilmesine nezaret ediyordu. Sezar’ın iç savaşta yendiği Pompey ise köle savaşının sonunda yakaladığı 5.000 savaş esirinin hepsini öldürmesiyle gurur duyuyordu.
Yani bu hikâyenin tüm baş aktörleri konu köleler olunca birleşip Spartaküs’e karşı birleşmişti.”
Sezar halktan yana değildi. Senatörler de öyle.
Neticeye bakalım. Sezar’ın öldürülmesinden sonra uzun süren iç savaşlardan sonra iktidara Sezar’ın manevi oğlu geldi.
Roma Cumhuriyeti yıkıldı. Yerine imparatorluk kuruldu. Artık iktidar bir adamın elindeydi.
Sezar’ın öldürülmeden önceki son unvanı neydi?
“Dictator in perpetuum.Yani “Daimi diktatör.
Neyse, herkesin atası kendine.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018