“Metin amca” namı diğer metamfetamin... Bağımlılık yapma potansiyeli çok yüksek sentetik bir uyuşturucu. Kimyasallar karıştırılarak küçük laboratuvarlarda üretiliyor. “Kristal”, “buz”, “ateş” isimleri ile de adlandırılıyor. Etkisi kokaine benzediği için “fakirin kokaini” de deniyor. Çok ucuza üretildiği için hızla yayılıyor. Sokak aralarında, okul önlerinde her yerde kolayca temin edilebiliyor. 

Türkiye’de uyuşturucu kullanımını hızla artıyor. Ve daha da acısı bu ülkenin sorunlar yumağının içine bir gündem maddesi olarak bile giremiyor. 2022 Türkiye Uyuşturucu Raporu’nda tüm rakamlar mevcut. Uyuşturucu kaçakçılığında Türkiye tarihinin rekorları kırılıyor. Türkiye artık transit ülke olmanın ötesinde büyük bir pazar. 2019 yılında yakalanan metamfetamin (kısa adıyla Met) 1 ton 42 kilo iken bu rakam 2020’de 4 kat artmış 2021 de de 5.5 tona ulaşmış. 81 ilin tamamında satılıyor.

Şunu da söyleyelim. Uyuşturucu ile mücadele eden tüm kurumların görüşü ortak: “Metin amca” dünyanın kâbusu olacak.

İşsizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı, uyuşturucu kullanımını tetikleyen en büyük üç unsur. Emniyet’in istatistikleri işsiz ve eğitimsiz kesimde uyuşturucu kullanımının çok daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor.

Türkiye olarak on yıllardır yaşananların doğal sonucu değil mi? 20 yılı aşkın AKP iktidarının kucağımıza bıraktığı mayın. Bizzat iktidar eliyle yaratıldığı için de son derece bilinçli şekilde örtbas edilmek isteniyor. Medyada haber değeri bile taşımıyor. Muhalefetin neden sessizliğini koruduğunu ise anlamak mümkün değil...

Aslında her şey birbiri ile bağlantılı... Yaşam dediğimiz şey iç içe geçmiş kodlamalar sistemi. Hepimiz bir bağlantısallık içinde yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Örneğin Afganistan’ın kaderi Taliban’ın eline terk edilmiş yoksul halkı, çıkışı metamfetaminde bulmuş. Yok hayır kullanmaktan değil üretmekten bahsediyorum. Metamfetaminin yükselişi, Afganistan’da “oman” diye bilinen efedra adlı bitkiden, metamfetamin yapımında kullanılan başlıca malzemelerden biri olan efedrin elde edilebileceğinin anlaşılmasıyla başladı. Yoksul halk hemen hem o bitkinin çok daha fazla ekilmesine hem de üretimine soyundu. Ülkenin güneybatısında uyuşturucu üreten tek bir bölgedeki 500’den fazla derme çatma “fabrikada” her gün 3 ton dolayında kristal metamfetamin üretildiği söyleniyor. 100 kilo metamfetaminin piyasa değeri 2.6 milyon dolar.

Afgan yoksulunun derdine  parasal olarak çare olan Metin amca, Türkiye ve diğer ülkelerde umutsuzun uyuşturucusu oluyor. Mutsuzluk ve çaresizlik üreten bir “toplumsal yapının” kaçınılmaz sonu..

BAĞLANTISALLIK, YAŞAMDAŞLIK

Buradan biraz bağlantısallık bilimine gelmek istiyorum. Beyin cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç Hoca’nın “Yeni Bilim: Bağlantısallık, Yeni Kültür: Yaşamdaşlık” kitabına... Beynin en küçük yapı birimi olan nöronların birbiri ile bağlantısından yola çıkarak yaşamı irdeliyor Kılıç. Nasıl nöronlar, nasıl proteinler nasıl doğa bağlantısallık içinde ise insanlık da öyle diyor: Bilim bugüne kadar hep tümdengelim ve tümevarım yöntemleri ile akıl yürüttü. Şimdi ise artık bağlantısallık üzerine bir akıl yürütme gelişmekte. Bu; yeni bir bilim demek, yeni bir metodoloji demek, yeni bir üslup demek. Beraberinde bu bilim yeni hukuk, yeni ekonomi, yeni bir anlayış, insanların birbirine bakış açısında bir farklılaşma, dolayısıyla yeni bir yaşam anlayışı getirecek. Bağlantısallık kültürünün en önemli öğesi, yanınızdakini geliştirme üzerine dayalı bir anlayıştır. Bu ise yeni kültürde, “Kendinizi geliştirmek istiyorsanız yanınızdakini geliştirmekle işe başlamak gerekir” anlayışıdır.

Ne dersiniz?

Kaynaklar 

http://www.narkotik.pol.tr/kurumlar/narkotik.pol.tr/ 

https://link.springer.com/article/10.1007/s00414-022-02794-1