İklim krizi... Ülkeler ‘mış gibi’ yapınca...

11 Kasım 2022 Cuma

Bir “mış gibi yapma” toplantılarından biri daha. Mısır’ın Şarm eş-Şeyh şehrinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, yaygın olarak kullanılan adıyla COP27’nin 6 Kasım’da başlayan zirvesi hem günümüz siyasetinin hem de küresel kapitalist sistemin hali pürmelalini tüm çıplaklığı ile ortaya koyan bir tiyatro sahnesi. Ülkeler kendi dertlerine gömülmüş, varoluşlarının ve geleceklerinin asıl kaynağı olan gezegen ağır hasta ama hiçbirinin umurunda değil. Bir adım ileriye bakacak ne istekleri var ne de kendi dertlerinden ve çıkarlarından başlarını kaldıracak fırsatları.. Hal öyle olunca da sorunlar daha da derinleşiyor. 

Küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin etkileri artık her yerde. Avrupa’da bu yaz aşırı sıcaklardan en az 15 bin kişi yaşamını yitirdi, ABD ve birçok Asya ülkesi seller, tayfunlar ve hortumlarla cebelleşti, yüzlerce can kaybı oldu. Türkiye’de kuraklık hiç olmadığı kadar fazla ve bunun tarıma etkisini hepimiz yaşıyoruz. 

Tüm raporlar ülkelerin verdikleri sözleri yerine getirmediklerini gösteriyor. Gezegeni 1.5 °C’nin altında tutmak için yapılması gerekenler yapılmadı. Mali vaatler de tutulmadı.

Dünya Kaynakları Enstitüsü ve Bezos Vakfı’nın da kurucularından olduğu Systems Change Lab’in önemli bir yeni raporuna göre son 10 yılda iklim krizi ile mücadele için yapılması gereken 40 sektörel dönüşümün hiçbirinde doğru düzgün yol alınmadı. Son 10 yıldaki toplam CO2 emisyonlarının yüzde 86’sı fosil yakıtlardan kaynaklanıyor. Yani fosil yakıt küresel ısınmanın başlıca sorumlusu. Her yıl ortalama 925 kömür santralının emekliye ayrılması gerekiyordu. Rusya Ukrayna savaşı patlak verip Rusya doğalgaz sevkıyatını kesince Avrupa ülkeleri sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) için küresel pazarda diğer seçeneklere hücum etti ve fiyatlar baş döndürücü hızda arttı. Ama bu kadar da değil. Küresel gaz kapışması Pakistan ve Bangladeş gibi yoksul ve çok nüfuslu ülkeler başta olmak üzere birçok yerde ülkeleri fosil yakıtlara daha da yöneltti. 

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2022’de küresel kömür tüketiminin tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2013’e ulaşmasını bekliyor. Oysa Glasgow Zirvesi’nde ülkeler 10 yıllık iklim finansmanı için yüzde 100 milyar ABD Doları tutarında bir fon oluşturacakları sözünü vermişlerdi. Bu para, yeni güneş çiftliklerinden daha güçlü deniz duvarlarına, küresel ısınma yüzünden geçim kaynakları ellerinden alınan insanlar için yeniden eğitime kadar birçok alanda harcanacaktı. Anlaşılan rakamın 10’da 1’i bile gerçekleşmedi. ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya iklim değişikliği konusunda tarihi sorumluluğu olan ülkeler ancak fonlar konusundaki gönülsüzlüklerini sürdürüyorlar 

İKİYÜZLÜ POLİTİKALAR

Anlaşmalara göre, yıllık ormansızlaşma oranlarının 2.5 kat daha hızlı düşmesi ve artan nüfusu ormanlık alanlara tecavüz etmeden beslemek için mahsul veriminin 7 kat artması gerekiyordu. Yapılmadı. Otomotiv şirketlerinin önemli bir kısmı da ikiyüzlü politikalarını sürdürdü. İklim krizi ile mücadele için sıfır emisyonlu araçların sayısını artırmaları gerekiyordu. 

Sidney Teknoloji Üniversitesi (UTS) ve Almanya Greenpeace’ten araştırmacılar, sıfır emisyonlu araçları için olması gereken oranı, büyük otomobil şirketlerinin planladığı oran ile karşılaştırdılar. Çalışma küresel 12 otomobil üreticisine odaklandı. Araştırmacılar, UTS tarafından geliştirilen bir iklim modelini kullanarak küresel karbon bütçesini (dünyanın 1.5 °C içinde kalarak hâlâ ne kadar karbon yayabileceğini) hesapladı ve 53Gt rakamına ulaştı. 53Gt’lik karbon bütçesine göre, 2022 itibarıyla ilave en fazla 315 milyon ICE (içten yanmalı motor) üretimi yapılabiliyor. Ancak rapora göre aralarında Toyota, Volkswagen, Hyundai/Kia’nın olduğu dünyanın en büyük otomobil üreticileri, küresel ısınma ile mücadele için sürdürülebilir olandan yaklaşık 400 milyon daha fazla dizel ve benzinli otomobil üretmeyi planlıyor. 

Sonuç, tiyatro belli ki sürecek... Radikal kararlar alınıp cezai şartlar uygulanmadıkça... Ama öte yandan bakıyoruz enflasyon, mali krizler, büyük devlerin şirketlerin bilançolarındaki kârları katlıyor. Ezilen halklar, iklim krizinden en büyük darbeyi yiyen yine halklar... O zaman perdeyi kim kapatacak?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları