Iskaladık bu yüzyılı da... Öyle bir geç kaldık ki birazcık hissedenin içi acıyor.
Dış politikada hüsran yaşanıyor, ekonomi çökmüş durumda. Nüfus yaşlanıyor, eğitim sisteminin tek amacı var; herkesi önce imam yapmak. Sağlık iç karartıcı, doktorların yurtdışına kaçışı sürüyor, iktidarın bunu özendirmesi de... Mahkeme, hukuk güvencesi... Bir acı gülümsemeden ibaret oldu.
Biraz açalım...
Suriye’deki “Colani Devrimi”nin ardından Bahçeli, “Şam’ın fethi tamamdır, sıra Kudüs’tedir” demişti. Erdoğan, “Türk-Kürt” kardeşliğine Arapları da ekleyerek ortağının Türkiye için koyduğu hedefe cila çekti. “Kemalistler büyük Türkiye için engeldir” sanrıları, hastalığın dışa vurulmasıdır. Bu ninniler, bazı yurttaşları uyutabiliyorsa ne mutlu Cumhur iktidarına... Dürzilerle, Bedevilere ateş kestirildi. Ancak, Netenyahu ateş kesmiyor. İsrail’in, “dostum Trump” desteğinde Şam’a saldırıları rüyaları karabasana çeviriyor.
Çeyrek yüzyıla yakın dönemde, ekonominin dengelerini de öğrenemediniz. “Nas” dediniz, kur korumalı mevduat dediniz. Eskiden bir tekerleme vardı: Vergilerinizi verin, size yol, su, elektrik olarak geri dönsün. Şimdi vergiler nereye gidiyor? Emeklilere, memurlara, işçilere maaş verildiğini mi söyleyeceksiniz... Emekliler acı içinde. Ömürlerinin son döneminde cezalandırılıyorlar. Artık vergiler, iktidar elitlerine aktarılarak her geçen gün daha da zenginleşmeleri sağlanıyor. Kimse ekonomiye güvenmiyor. Türkiye’de para kazananlar, paralarını dışarı çıkarıyor.
Ekonomi çökmüş, cepte para yok ama Kudüs’ün fethi yakın...
Milli Eğitim Bakanı Tekin, koltuğunu korumanın yolunu bulmuş. Fırsat buldukça CHP’ye saldırıyor. Keşke göze alıp, liselerde okuyan öğrencilerin gerçek duygularını öğrenebilse. Biz denedik, beyinlerde fırtınalar kopuyor. Üniversite giriş sınavları, çocukların, ailelerin yıkımına neden oldu. TYT’ye giren bazı öğrenciler AYT’ye girmeye gerek görmedi. Çocuklarımızı, kendilerine öğretemediğimiz bilgilerden sınava çekiyoruz. LGS sonuçları açıklandı, başta imam hatipliler olmak üzere herkes birinci. Oh ne güzel... Ama hiç önemi yok bunların. Saldır CHP’ye koltuk garanti...
“Giderlerse gitsinler” diye kovulmalarının ardından doktorların yurtdışına kaçış sürüyor. Para harcıyor, yetiştiriyor, ülkeden kovuyoruz. Sadece doktorlar da değil. Yolunu bulan herkes gidiyor. Gidenler gittiği yerde, kalanlar ülkede mutsuz. Her ile bir üniversite kuruldu, üniversitenin anlamı kalmadı, binalarda öğrenci yok.
Cumhur partileri iktidarı bırakmaktan korkuyor. Çeyrek yüzyılda yapılanlar ya duyulursa... Sadece bir yatırımcı bakanlığın ihalelerinin kimlere gittiğinin açıklığa kavuştuğunu düşünsenize... Bir diğer korkuları da İmamoğlu. Mazallah çıkarsa, aday olursa...
Hukuksuzluk iliklerimize kadar işledi. Ankara’da, deneyimli bir yargı mensubu, mahkemeden aldığı kararları uygulatamıyor. Eğer adalet bakanı merak ederse kendisine, uygulanmayan kararları iletebiliriz.
Hukuk artık, ana muhalefet CHP’yi felç etmek için var. Anlamıyor musunuz, bu yolla CHP kaybettiğinde siz de ülke de kaybedecek.
Evet anlamıyorsunuz...
23 yıldır iktidardasınız, neyi değiştirebildiniz? Geldiğimiz nokta, dünyanın en pahalı ülkesi olduğumuz gerçeği... Bir beş yıl daha, on yıl daha yönetseniz neyi düzelteceksiniz? Seçmenlerinizin çocuklarına bile umut veremiyorsunuz artık.
Sanat yok, kültür yok, akıl-bilim, felsefe yok. Şiir kitabı basılmıyor ama Kültür Bakanlığı’mız var. Tarım Bakanlığı’mız var, topraklarımızda su yok, ormanlar vahşice kesiliyor, yanıyor. Herkes seyrediyor...
Bizim için yok olmasını, bir an önce geçip gitmesini istediğimiz anlamı olmayan zamanları yaşıyoruz. Ama bu dönemleri çokça yaşıyoruz. Anlayacağınız bu yüzyılı ıskaladık. Şükür; hisseden de anlayan da düşünen de yok.