‘Perçinci’den Jennifer ve Merve’ye, ‘kadın gücü’
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

‘Perçinci’den Jennifer ve Merve’ye, ‘kadın gücü’

05.03.2018 02:25
Güncellenme:
Takip Et:

Dünya Kadınlar Günü’ne 3 kala, kadın ve güç ilişkisinin popüler kültür/tüketim kapitalizmi ekseninde nasıl tatlı tatlı araçsallaştırıldığına iki örnek alt alta öyle bir düştü ki önümüze, gözümüzü alamadık onlardan!..

Hürriyet’in dünkü Kelebek ekinde üstte Jennifer Lawrence, Barbaros Tapan’a Los Angeles’ta “güç”ten bahsediyor. Hemen altında da “Küçük Sırlar”dan itibaren dizi endüstrimizde bol bol karşımıza çıkmış oyuncu Merve Boluğur’un artık adını kozmetik endüstrisi bünyesinde duyurmaya yöneldiğini onun “Gücümün zirvesini yaşıyorum” sözünü başlık yapmış haberden öğreniyoruz.

Hâlbuki şu ara hepimizi Kadınlar Günü heyecanı sardı ya, “kadın ve güç” deyince bir başka kadın “imge”sinin dolaşımda olmasını bekliyordum ben.

“Perçinci Rozi”ydi bu.

İkinci Dünya Savaşı yılları ABD’sinde çıktı ortaya “Perçinci Rozi” (“Rosie the Riveter”). Mavi işçi gömleği, pazılı kolları, kararlı görünümüyle “evcimen”liği reddeden yeni bir “ideal” Amerikan kadını tasviri olarak…

Çünkü art arda iki dünya savaşının erkek nüfusa ciddi sekte vurduğu ve ekonominin acil işgücü talep ettiği o yıllarda kadını evden çıkartmaktan başka çare yoktu. Savaş hükümeti ile reklam sektörü el ele, kafa kafaya vererek ihtiyaç duyulan kadını “ideal” olarak sundu topluma. Afişlerde, ilanlarda her yerde “We can do it!” (Yapabiliriz”) diyen, pazılarını şişirmiş ve vatansever bir ruhla evini, çocuklarını, kocasını bir kenara bırakarak işliğe koşan “emekçi” kadın “Rozi” boy gösterir oldu.

“Ekonomi-politik” değişim ve sarsıntıların, kadının toplumsal konumuna ilişkin kavrayışı nasıl farklılaştırdığına çok çarpıcı örnektir “Perçinci Rozi”.

Savaş sonrasında durum hemen değişti tabii. Kocası, çocukları ve evine amade kadın (“anne”) temsilleri reklamlarda yaygınlaştı. “Dışardaki kadın”a gelince, orada da şişkin pazılı “Rozi”nin yerini şişkin göğüsleri ve kalçalarıyla “Mariyn” (Monroe) aldı!..

Ama “Rozi”, yıllar sonra bir başka bağlamda çıktı geldi. “Feminist”ti artık!

1960’lar ve sonrasının düzen karşıtı, “sol” “İkinci Dalga Feminizm”i içinde “Rozi”nin pazıları tekrar şişirildi. Şu farkla ki artık 1940’larda olduğu gibi erkeklerin savaşı için değil, “erkek bir dünya”ya karşı savaş için şişmekteydi onlar! Ataerkilliğe karşı kadının ve kadınlığın gücünü vurgulamak için…

Yıllarca bu minval üzere feminizmle bağlantılı kullanıldı “Perçinci Rozi” tasvirleri. Gerçi bu bağlamda karikatürize ve dejenere edilmedi de değil… Ama her 8 Mart’ta tekrar tekrar aşina olduk ona, dünyada da, bu ülkede de.

Şimdi “kadın gücü”ne ilişkin imgesel motivasyonun “Perçinci”den yana pır pır ettiği bir “8 Mart” arifesinde karşımızda Jennifer’le Merve’nin kadınsı güç gösterileri var

Jennifer Lawrence, vizyona yeni giren filmi “Kızıl Serçe”de soyundu ve cinselliğini öne çıkardı. Bundan uzun yıllar kaçındığını söyleyip diyor ki “Çekimi bitirdikten sonra kendimi daha bir güçlü hissettim”.

Ayrıca o, Vanity Fair dergisine verdiği röportajda yeni filmindeki görüntülerinin 2014’te telefonu hack’lenerek kamuya sızan çıplak fotoğraflarının kendisinde yarattığı tahribatı gideren “güçlendirici” bir etki yaptığını belirtmiş.

Lawrence, “Bilerek ve isteyerek tüm vücudumu ve ruhumu işime kiralıyorum” da demiş.

Filmde soyunmasının ona bir güç duygusu vermiş olmasını sorgulamak ve sorunsallaştırmaktan kaçınalım hadi!.. Ama vücudu ve ruhunu kiraya vermek?!.. Bunu yaptığınızda artık o vücut ve ruh sizin olmaktan çıkar “meta” olur.

Lawrence’in sözleri bana 2010 yılında Türkiye’ye çekim için gelmiş manken Missy Raider’ı hatırlattı. Kendisine vücuduyla ilgili sorular soran gazetecilere, “Artık popom, memem görünmüş umurumda değil, çünkü bedenim artık bana ait değil; o, bir nesne” demişti.

Marx’ın “yabancılaşma” kavramı ne bundan daha “sade” anlatılabilir, ne de o yabancılaşmanın “bilinci” (farkındalığı) bundan daha güzel örneklenebilir!..

Lawrence’in Raider’la karşılaştırıldığında tüketim kapitalizmi bünyesinde bedene ve benliğe yabancılaşma bilincinin çok uzağında olduğu ortada. Bedenini kiraya verdiği “iyimser”liğinde o…

Merve Boluğur’a gelelim! Onda daha katmerli şekilde, bedensel ve benliksel yabancılaşmanın bir “güç yanılsaması” ile kamuflajlanıp dışa vurulduğuna tanık oluyoruz.

Merve, kendi adını “marka”laştırıp sosyal medyada “#gücünüyaşa” etiketi ile tanıtarak ilk kozmetik ürünü ruju satışa sunmuş. Bu arada diyor ki “Şu an gücümün zirvesini yaşıyorum. Bütün kadınlara da tavsiyem, kendi güçlerini yaşasınlar.”

Demek ki Merve, bedenini ve benliğini (ismini) bir “meta” olarak hem “üreten” bir işçi, hem de “satan” bir sermayedar, bir patron konumunda. Ama tabii onun bu “sahip”liğine de sahip ve onun gücünün üstünde bir “Güç” olarak “piyasa sistemi” var.

Jennifer de, Merve de “erkek bir dünya”ya karşı değil, o dünya için, kadını bir tüketim nesnesi kılarak metalaştıran “ataerkil kapitalizm”den yana güç gösterisinde bulunuyor aslında.

Her ikisinin de o kapitalizminin eril tanrılarına kurban olmamasını dileyelim ve onları önce “Rahim” olan Allah’a, sonra da “Perçinci Rozi”lere emanet edelim!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018