Türk futbolundaki hızlı parasal büyüme, futbol gelirlerimizi son 25 yılda 12 kat artırdı. 1996’da 275 milyon TL olan futbol gelirleri 2021 sonunda 3.6 milyar TL’ye ulaştı.

Pandemi öncesi bu tutar 4.7 milyar TL civarındaydı. Bu parasal genişlemeye karşın futbolumuza ekonomik, finansal ve sportif olarak refah geldi mi? Onu sorgulayalım. Futbolumuzdaki parasallaşma özellikle 2000’lerin başından itibaren hızlandığı için biz son 22 yıllık süreci dikkate alıp sportif performans karşılaştırması yapalım. Bu dönemde UEFA ve FIFA sıralamasında gerek kulüp gerekse milli takım düzeyinde ortaya koyulan performans, parasal gelişim başarısının çok gerisinde kalmış durumda. 2000’de UEFA’da 7. sıraya; 2002’de FIFA’da 8.’liğe kadar çıkan Türk futbolu, 2022 Temmuz itibarıyla UEFA’da 20.; FIFA’da 40.’lığa gerilemiş durumda. 2000-2022 arası Türk futbolunda parasal büyüme ne yazık ki ülke futboluna sportif refah getirmemiştir. Bugünkü sportif performansımız 2002 yılının gerisine düşmüş vaziyette. Sportif başarıda Türk futbolu 22 yıl geriye gitmiş durumda. 

GELİR ARTTI BAŞARI GELMEDİ 

1996-2022 arası Türk futbolunda parasal genişleme yaşanmasına karşın sportif performansta futbolumuzun geriye gittiğini gördük. Türk futbolunda mali başarı ile sportif performans arasında ters yönlü bir gelişim olduğu görülüyor. Son 22 yılda sportif performans hiçbir zaman mali büyümenin üzerine çıkamamıştır.

(İrfan Can F.Bahçe’nin önemli futbolcularından.)/(G.Saray’ın yıldız ismi Kerem Aktürkoğlu.)

Özelikle son 5 sezonda bu iki performans kriteri arasındaki fark daha da açılmıştır. Türk futbolu 2000-2022 arasında ekonomik ve finansal potansiyelini, sportif başarı dinamiğine dönüştüremediği için kulüplerimiz hızla finansal bataklığa sürüklenmiştir. 

KULÜPLER FİNANSAL KRİZE GİRDİ

Öz ifadeyle para, Türk futboluna mutluluk ve başarı getirmemiş aksine sorunlarını artırmıştır. Parasal başarıyı sportif başarıya dönüştüremeyen Türk futbolu zamanla finansal krize girmiştir. Oysa beklenen, parasal büyümenin sportif refah seviyesini de artırması, Türk futbolunu kalkındırmasıydı. Daha doğrusu olması gereken buydu ama olmadı.

Sonuç itibarıyla, futbolumuzu nitelik ve nicelik olarak ileri taşıyamayan büyüme, Türk futbolunu kalkındıramamış; onun ekonomik, finansal, sportif başarıya ulaşmasını sağlayamamıştır. Büyüme sürecini sürdürülebilir bir niteliğe dönüştüremeyen Türk futbolu kalite ve rekabette kulvarındaki futbol ülkelerinin gerisinde kalmıştır. Sportif başarısızlık, zamanla rekabet gücümüzü daraltmış finansal yetersizliğe neden olmuştur. Rekabetlerini devam ettirmek isteyen kulüplerimizin giderleri, gelirlerinden daha hızlı ve fazla artış kaydetmiştir. Gelirleri giderlerini karşılayamayan kulüpler aradaki parasal açıklarını kapatabilmek için yoğun borçlanmaya yönelmişlerdir. Bunun sonucunda kulüplerin finansal dengeleri kaybolmuş, borçlanma çığ gibi artmış, zararlar telafi edilemeyecek bir düzeye gelmiştir.

G.Saray ve Beşiktaş’ın Avrupa’da yer almayacağı bu sezon, F.Bahçe ile Trabzonspor Şampiyonlar Ligi gruplarına kalma mücaledesi verecek.