Neredeyse Ekrem İmamoğlu’nu terörist ilan edeceklerdi...

Şuursuzluk, öfke ve hazımsızlıklarının ulaştığı nokta insanı hayrete düşürüyor.

Ve daha derinde bu saldırılar, iktidarın yaşadığı çaresizliğin bir yansıması...

***

Takip etmeyenler için özetleyeyim: İçişleri Bakanlığı terörle irtibatlı olduğunu iddia ettiği bazı isimlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alındığını ve bununla ilgili özel soruşturma açılacağını açıkladı.

Bakan Süleyman Soylu bu açıklamayı Twitter hesabından paylaştı!

Besleme medya konuya atladı... “Vayyy Ekrem İmamoğlu teröristleri işe almış!”

86 bin kişinin çalıştığı dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İBB’deki tüm çalışanlar zan altında bırakıldı!

***

Diyelim ki İçişleri Bakanı Soylu’nun “Teröristler çalışıyor” iddiası doğru...

Peki, İBB yetkilileri işe alım yaparken, kişinin teröre bulaşıp bulaşmadığını neye bakarak anlayacak?

Adalet Bakanlığı’nın ve İçişleri Bakanlığı’nın ortak çıktısı olan adli sicil kaydına güvenmek dışında ne yapabilirlerdi?!

Sicil kaydı temiz olan bir kişinin derinlerde terör bağı var ise bunu bilecek ve gereğini yapacak kurum İçişleri Bakanlığı’dır... 

İBB insan kaynakları çalışanlarının “temiz kâğıdı” almak dışında istihbarat bilgisine ulaşması mümkün değil!

***

Şöyle düşünün: TSK’den FETÖ’cü askerler hâlâ temizlenmeye çalışılıyor. Bu fotoğraf Genelkurmay Başkanı’nı terörist yapar mı? 

Polis ve istihbarat içinde yuvalanmış ve her gün operasyonlarla açığa alınan terör elemanları var... Polisin içinden terörist çıkması nedeniyle Süleyman Soylu, teröristleri polis teşkilatına almakla suçlanabilir mi? 

Mesele, İBB’de terörist aramak değil, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili algı yaratıp onu yıpratmak...

Peki, İmamoğlu neden hedefte? 

Çünkü önümüzdeki 20 yılın siyaset arenasının en güçlü isimlerinden biri ve siyasal İslamcıların tüm argümanlarını taşıdığı değerler ve davranışları ile yerle bir eden yeni nesil siyasetçi..

***

Hatırlayın, Mersin’de bir AKP yandaşını, limon üreticisi kılığına sokup röportaj yaptılar... 

İmamoğlu’nun zor durumdaki üreticiden alıp dağıttığı limonları “Üreticiden değil yandaştan aldı” diye haber yaptılar. 

O gece kamera arkası görüntüleri bir üretici üzerinden bana ulaştı. Kumpası görünce sosyal medyada bu iğrenç tiyatroyu deşifre ettim. Sahte üretici ve sözde habercilerle ilgili üç ay ile iki yıl arasında hapis cezası istendi. 

İstanbul’da rögarlar tıkansın diye kum torbası atanlar, metroya köpek dışkısı bırakanlar, Halk Ekmek büfelerine yer vermeyenler, elektriğini kesenler şunu bilmeli: Seçim sandığı geldiğinde seçmen kumpasçılara en geçerli yanıtı verecektir...

***

AKP MKYK üyesi Hacı Bayram Türkoğlu, “İBB’yi terör iltisaklıların yuvası yaptınız” diyerek İstanbul seçimlerinin yenilenmesini istedi!

Bu şahsa söylecek o kadar söz var ki...

Memleketi FETÖ’ye teslim edenlere, PKK ile pazarlık yapanlara, Öcalan’a övgü yağdıranlara ağzını açamayanlar bir kaşık suda fırtına koparıyor...

Ortalama zekâda herkes bu şahsın ve partisinin amacının ne olduğunu anlıyor..

***

Benim gördüğüm şu:

Erdoğan kendisini iki kere yenen İmamoğlu’nu unutamıyor...

İstanbul seçimlerinde hukuku guguk yapıp İmamoğlu’nun kazandığı seçimi iptal ettiler...

Ne oldu? 800 bin oy farkı ile seçmen yapılan haksızlığa karşılık verdi...

Yine bel altı, hukuksuz, ağır itham, zorlama iddialar ve kurgu ile Ekrem İmamoğlu’na haksızlık yapılıyor. 

Saray bu senaryoda da dürüstlüğün, hakikatin, vicdanın ve seçmenin sağduyusunun duvarına çarpacak.

Her çarpışmada Erdoğan kaybederken İmamoğlu büyüyecek...

***

Demokrasilerde kaybetmeyi bilmek de bir erdemdir...

O erdem seçim sabahı helalleşebilmektir... 

Toplum huzuru ve barış ortamı için şaibesiz bir seçim yapmak ve sonuçlarına, halkın tercihlerine saygı duymak gerekir...

Demokrasi ile faşizmi ayıran yegâne çizgidir bu...