Üstün Dökmen

Erdal Atabek (16 Haziran 2024)

16 Haziran 2024 Pazar

Kısa süre önce Dr. Erdal Atabek’i kaybettik ancak yaptıkları, izleri uzun süre zihinlerimizde ve tarihimizde varlığını sürdürecektir. Hem Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde hem de Cumhuriyet Gazetesinin tarihinde.  

Erdal Atabek aramızdan ayrıldıktan sonra pek çok aydın, hakkında güzel şeyler söyledi. Onun, ülkemiz ve Cumhuriyetimiz için yaptıklarından, tababet alanına katkılarından, aydınlanmacı ve aydınlatıcı düşüncelerinden, dik duruşundan, ödün vermez kişiliğinden, u dönüşsüz fikir adamlığından söz ettiler. Bendeniz de burada onunla ilgili üç küçük anıdan, görünürde küçük ancak aslında büyük iletilerden söz etmek istiyorum. 

‘SENİNKİ DE BANA GEÇMEZ’

Erdal Atabek renkli ama sade kişiliğiyle içimizden biriydi. Başka hatırlayan var mı bilmem ama yıllar önce ona ait olduğuna emin olduğum bir yazı okumuştum. Yazı özetle şöyleydi: Atabek grip olmuş evde yatıyormuş, eşi sabah evden çıkarken yanına gelip öpmek istemiş, Erdal hoca ise “Öpme grip geçer” demiş. Bunun üzerine eşi onu dinlememiş, “Senin gribin bana geçmez” diyerek öpmüş ve evden ayrılmış. Eşi gittikten sonra Erdal Hoca, “Niçin senin gribin de bana geçmez” demedim diye üzülmeye başlamış, öğlene kadar esef edip durmuş.

Erdal Atabek bu anısını neye bağlamıştı, hatırlamıyorum. Ancak şimdi hepimiz yakınlarımıza yönelik sevgimizi ertelemeden söylemek konusunda kıssadan hisse çıkarmalıyız diye düşünüyorum. Asla Erdal Hocanın bir eksiğini dile getirmeyi amaçlamadan, hepimizin zaman zaman sergilediğimiz insani bir zaafa dikkat çekmek istiyorum. Bu konuyu Behçet Necatigil de Sevgilerde adlı şiirinde dile getirmişti. 

Sevgileri yarınlara bıraktınız

Çekingen, tutuk, saygılı. 

Bütün yakınlarınız

Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden

(Siz böyle olsun istemezdiniz)

Bir bakış bile yeterken anlatmaya 

her şeyi

Kalbinizi dolduran duygular 

Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz

Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi 

söylemek.

Yılların telaşarda bu kadar çabuk

Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde

Açan çiçekler vardı,

Vermeye az buldunuz

Yahut vakit olmadı.

“Senin gribin de bana geçmez” veya “Seni seviyorum” demek belki hayat kurtarmaz ama bazen hayat boyu esef etmemizi önler, yaşam kalitemizi artırır. 

CÜZZAM DA GEÇMEZ

Büyük bir olasılıkla Erdal Atabek’e ait olduğunu zannettiğin bir anı şudur: Atabek cüzzam (lepra) hastanesinde Prof. Dr. Türkan Saylan’ı ziyaret eder. Yüzündeki bir organı kaybettikten sonra iyileşmiş olan bir hasta çay servisi yapmaktadır. Atabek onun getirdiği çayı içmek konusunda ikirciklenir ancak çayı alıp bir yudum içer. Atabek’in söylediğine göre o an servisi yapan eski hastanın yüzünde bir teşekkür ifadesi belirir. Atabek ailesinde grip geçmemektedir, benzer şekilde büyük ailemizde de cüzzam geçmemektedir.    

ÇOCUKLARIMIZ VE BİZ

Sıklıkla telaffuz ettiğimiz bir görüş var, bu görüşü sanırım ilk kez söyleyen Dr. Erdal Atabek’tir: “İçinde yaşadığımız çağda bizler çocuklarımızı refahımıza ortak ediyoruz, yaşamımıza ortak etmiyoruz” şeklindeki bu söz Erdal Hocamızın bizlere ilginç bir mirasıdır. Gerçekten de günümüzde pek çok anne baba, çocuğunu kurstan kursa taşıyor, ona elinden geldiğince maddî imkânlar sağlıyor ancak pek çok aile çocuğundan ev işlerine yardım etmesini veya yazın bir işte çalışıp harçlığını çıkarmasını istemiyor.      



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yalan toplumu ve annem 1 Aralık 2024
Çocuk ve yalan 24 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları