Mahkûmlara işkence

Mahkûmlara işkence

04.08.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Masamın üzeri yine ülke coğrafyasının her yerine yayılmış hapishanelerden gelen mektuplarla dolu... Murat, Yasemin, Yasin, Sercan, Aytaç, Mesude, Nuriye, Yasin... Silivri, Edirne, Diyarbakır, Tekirdağ, Elazığ, Kocaeli, İzmir, Ankara, Sincan... Müteahhitler gece gündüz durmadan çalışıp ülkeye hapishane binası yetiştirmeye çalışıyor!

İnci gibi dizilmiş harfler, sözcükler, tümceler... Kimi resimlerle, çiçek resimleri, kalp resimleri ya da gözyaşı ve kan damlaları resimleri ya da sloganlarla bezenmiş... Her sayfada koskoca GÖRÜLMÜŞTÜR damgaları... Kimi tehditkâr, sitemkâr ya da suçlayıcı “Niye bizi görmüyorsunuz, sesimizi duyurmuyorsunuz?” diye haklı bir öfkeyi dışa vururken kimi çaresizliği ya da direnci paylaşıyor!

İŞKENCE NEDİR NE DEĞİLDİR?

Bana gelen tüm hapishane mektuplarını okuyorum. Talepler farklı, duygular farklı, üslup farklı. Ortak yanları hapiste süregelen zulüm ve işkence; bir hapishaneden diğerine değişen koşullar, keyfi tutumlar, günden güne değişen yasaklar...

Sakın ola işkence falan yok sanmayın: 

“Adil yargılanma talebiyle” ölüm orucundaki Gökhan Yıldırım (Tekirdağ) 42 kiloya; Sibel Balaç (Sincan) ise 46 kiloya düştü. Hapishaneler ölümcül hastalarla dolu. Aysel Tuğluk hasta, teşhis konmuş, avukatını bile tanıyamıyor, soruları anlayamıyor ama illaki hâlâ sorgulanıyor. Bunlar işkence değil mi?!

Ayakta duramayan değil yürümek, üç adım atamayan hasta tutukluların bile yatağa kelepçelenmeleri, dişçiye, hastaneye kelepçeli getirilip götürülmeleri işkence değil mi? 

Sudan gerekçelerle, örneğin “Adalet istiyoruz” diye slogan atanı (aman aman ne tehlikeli bir slogan) hücreye atmak işkence değil mi? 

En korkuncu “Birine iftira at seni serbest bırakalım” demek, işkence değil mi? Yine bu mahkûm “iyi halli değil” diye disiplin cezası diye hücreye attırmak ya da birkaç ay haberleşme yasağı vermek işkence değil mi?

Malum işkence sadece fiziksel acı vermek değil! Bilinçli şekilde insanlara ağır acı çektirmekte kullanılan her türden faaliyet işkencedir!

Geçen hafta Bedri Baykam bu konuda çok isabetli bir yazı yazdı: Bir saptamanın altını çizmeliyim: “Bir mahkûm için ‘Ama onun suçunun ne olduğunu biliyor musun’ diye sorma hakkımız yoktur. Suç ile ilgili kararı yargı zaten mahkûmiyet olarak vermiştir; bizim konumuz, o andan itibaren başlayan cezaevindeki yaşam koşullarını ve haklarını korumaktır.”

Yani cezayı veren yargı. Cezaevleri, birinden ötekine değişen keyfi uygulamayla, cezayı dilediği gibi manipüle edemez! 

Duyduk duymadık demeyin: 

Biliyorum, bu hükümetten adalet reformu bekleme durumumuz yok. Cezaevlerine standart koşullar getirmelerini beklemek de abes olur. 

Muhalefetin bu konuda yüksek sesle daha somut önerilerle ortalığı tutuşturmasını bekleye duralım... Ben bu arada her fırsata dine sarılan AKP’lilere sesleneyim: 

Hz. Muhammed diyor ki: “Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.” 

Heey dindar geçinenler duydunuz mu? 

Peygamberden bir başka söz: “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler, çökmek zorundadır.” 

(Ben uydurmadım. Yukarıdaki iki alıntı ve bundan sonrakiler “Türk Hukuk Sitesi”nden alınmıştır!)

“Hukukun kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar.” Maurice Duverger... Fransız yazar, düşünür, M. Duverger, Paris Yüksek Gazeteclik Okulu’nda benim hocamdı. Adalet açlığımı körükleyen o oldu!

İngiliz yazar, düşünür William Godwin’den: “Adalet bütün ahlaki görevlerin toplamıdır.” 

Ahlak denince sadece kadınların belden aşağısını düşünüp de kendilerinden daha ahlaklı kimseyi bilmediklerini söyleyenlere ithaf olunur...

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025