Gazi’nin emanetine liyakat...

01 Haziran 2021 Salı

Hafta sonunda yine bir imam Atatürk’e lanet okudu. Üstelik bunu AKP’li Cumhurbaşkanı’nın önünde yaptı. 

Ayasofya’da düzenlenen bir törende Erdoğan’ın da dinlediği bir sırada, eski imam Mustafa Demirkan şöyle dedi:

“Ayasofya gibi mabetler, mabet olarak kalması için inşa edildi. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kâfir kim olabilir? Yarabbi bir daha bu zihniyetin, bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma.”

Kimmiş bu eski imam diye bakınca hiç de şaşırtmayan ilişkiler ağı çıktı karşımıza. Meğerse Erdoğan’ın hemşerisi ve YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın kayınpederiymiş. Mütevelli heyetinde yer aldığı Güneysu İlim Öğrenenlere Yardım Vakfı’na vergi muafiyeti sağlanmış. Vakıf, kamuyla çeşitli projeler yürütmüş... 

Eski imamın haince sözlerine karşı Erdoğan herhangi bir yorumda bulunmazken, sosyal medyadaki tepkiler yoğunlaşınca AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Atatürk’ü rahmetle anan bir açıklama yaptı. 

“Arada bir meczup aklına geleni söylüyor, önemsemeyin” diyenler de var. Ancak uzun süredir yaşanan olaylar, böyle bir rahatlık içinde olmayı olanaksız kılacak bir hal aldı. Ayasofya’da iki yıldır üst üste Atatürk’e lanet okunması, sıradan bir olay değildir.

Ayasofya’nın statüsü, geçen yıl Danıştay kararı ile camiye çevrilirken yazdığım gibi laik Cumhuriyeti siyasal İslam yörüngesinde dönüştürme yolunda hamle yapmak için Ayasofya üzerinden mesaj veriliyor. Atatürk’ün imzaladığı 1934 tarihli kararnameyi iptal ederek verilen bu mesaj, doğrudan Cumhuriyet dönemini hedefliyor. 

Nitekim Erdoğan, geçen yıl Ayasofya ile ilgili değişikliği duyururken de “Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihi ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı” diyerek ağır bir suçlamada bulunmuştu.

İŞGALCİLERİN AYASOFYA PLANLARINDAN NİYE SÖZ ETMİYORSUNUZ?

Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin bağımsızlığı için verilen İstiklal Mücadelesi’nin lideri; egemenliği padişahtan alıp halka veren laik Cumhuriyetin kurucusu; bu toprakları vatan, üzerinde yaşayanları yurttaş yapan devrimin önderidir.

Sürekli onu hedefleyerek varılacak nokta, halk arasında nifak tohumları ekmektir. Siyasal İslamcılar, bir zamanlar bunu sinsice yaparken, artık her fırsatta açık açık yapıyor ve gerçekleri çarpıtıyor.

Öyleyse doğruları bir kez daha hatırlatalım: 

Ayasofya’nın bir bölümü, zaten 1991’den beri ibadete açıktı; orada namaz da kılınıyor, ezan da okunuyordu. Statüsü cami olarak değiştirilince sanki orada 86 yıl sonra ilk kez namaz kılınacakmış gibi gösterildi ve bu, siyasal İslamcılar tarafından laik Cumhuriyete karşı bir rövanş olarak görüldü.

Kitlesini konsolide etmek için tarihi kendi ideolojisine uygun olarak değiştirmeye kalkan AKP’lilere sormak gerekir:

Niye işgalcilerin Ayasofya’yı kiliseye dönüştürme planlarından söz etmiyorsunuz? Atatürk’ün önderliğindeki bağımsızlık mücadelesi ile İstanbul da kurtarılmasaydı, o planın devreye sokulacağını niye anlatmıyorsunuz?

‘İKİ AYYAŞ’TAN BUGÜNE...

Eski imama bir hatırlatma daha yapalım: Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi için 2016’da Danıştay’da açılan davaya Cumhurbaşkanlığı’nı temsilen katılan avukat, müze kalması yönünde savunma yapmış, davanın reddini istemişti! 

Atatürk, Ayasofya’yı müze haline getirerek süregelen bir tartışmayı çok akılcı bir şekilde sona erdirmişti. Ama bu ülkede akılcılığın tamamen çöpe atıldığı, dinin siyasette araç olarak kullanıldığı bir dönemden geçiyoruz. 

Bundan 8 yıl önce, alkollü içki düzenlemesi yapılırken, Erdoğan’ın, TBMM kürsüsünde, o kurumu kurmak için hayatları pahasına mücadele edenler hakkında söylediklerini de unutmayın.

“İki tane ayyaşın yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da inancın emrettiği bir gerçek, bir vaka niçin sizler için reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor?” diyerek Atatürk ve İnönü’ye hakaret etmişti. 

O an, toplumdaki çatlakların çok derin fay hatlarına dönüştüğü andı. 

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde 2014 yılında, MHP Genel Başkanı Bahçeli bile o sözü hatırlatmış, “Mustafa Kemal’e ayyaş diyen birisinden Gazi’nin emanetine liyakat istense de görülemez” demişti.

Bazı imamların hadsizliğinin nereden cesaret aldığı bellidir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları