Levent Yücelman

Hücumda işler iyi giderse

05 Ocak 2019 Cumartesi
Fenerbahçe BEKO'nun ilk 25-26 dakika, bu sezonki en üst düzey hücum performansını sergilediği maçı izledik diyebiliriz. Üst düzey hücum performansı derken belki hiç pota altını domine edecek bir oyun ortaya koymadılar- ki buna da ihtiyaç kalmadı- ancak dış atışlardaki sıradışı yüksek yüzde, 3.çeyreğin ortalarına kadar çok rahat bir maç ortaya koymalarını sağladı. Öyle ki 3.çeyreği ortalarında fark 21 sayıya (69-48) çıktığında Fenerbahçe'nin 2 sayılık atış yüzdesi % 61.5, 3 sayı yüzdesi % 70.6'yı bulmuştu. 
 
Obradovic'ten başka sinirlenen yoktu
 
Kimi zaman maçlarda hücum organizasyonunda ve de buna bağlı olarak hücum performansında sorunlar yaşayan Fenerbahçe'nin bu kez böyle bir derdi yoktu. Bu sebeple savunmada, daha önceki maçlardaki seviyelerinde olmamaları da göze batmadı. Kimi zaman hiç de alışmadığımız seviyede kolay sayılar yediler ancak hücumda işler iyi gittiği için, aslında Obradovic dışında buna sinirlenen kimse de yoktu. 
 
Seviye farkı
 
Fark oluştuktan sonra Obradovic 'in hastalıktan yeni çıkan Sloukas'ı dinlendirip Bobby Dixon ve Erick Green'e şans vermesi normaldi. Ancak normal olmayan bu iki oyuncunun, takım hücum organizasyonlarının devamının getirememesiydi. Bobby Dixon fiziksel handikapları, Erick Green ve Lauvergne de, bireysel olarak, halen takımın bulunduğu savunma-hücum irtifasına yükselemediği için Fenerbahçe'nin skor üretimi düştü. Aynı şekilde bu düşüşün savunmaya da yansıması diğer bir olumsuz yöndü ve de Fenerbahçe 22-6 seri ile rakibine yakalandı. Baskonia da fark azaldıkça moral motivasyonunu artırdı ve de galibiyete inanıp daha yüzdeli oynamaya başladı. 
 
Fark eriyip, işler tehlikeye binmeye başlayınca Obradovic de ısrar etmedi. Hücum gücü ile 2,5 periyotta farkı 21 sayıya getiren oyunculara döndü. Ritim kaybı nedeniyle bir süre bocalayan bu beş, toparlanıp takımı tekrar üst seviyeye çekti ve de Fenerbahçe kazaya uğramadan önemli bir galibiyeti daha hanesine yazdırdı.
 
96 sayıya ulaştıran hücum performansı başını hiç ağrıtmadan Fenerbahçe'ye galibiyeti getirdi. Ancak bu maçtan sonra da Obradovic kesinlikle savunma hataları üzerinde duracaktır. Çünkü alıştığımızdan daha kolay sayılar yiyen bir Fenerbahçe vardı. Ara ara etkili savunma yapabildiler. Ancak hücum performansı, bu 40 dakika için savunma handikapını giderdi. Hücumda işler iyi gitmediğinde savunma ile işleri çözebileceğini bilen ve de vidaları sıkıp, savunmayı sertleştirebilen bir yapıya sahip olan Fenerbahçe'nin, ihtiyaç olduğunda bu kimliğine de bürünebilmesi, Obradovic'in elini rahatlatan büyük bir unsur olsa gerek. 
 
Obradovic'in Lauvergne ile Green gibi bu yıl takıma katılan ve de diğer bench'ten gelen oyuncuları da seviye olarak yukarıya çekmeye çalıştığını da net şekilde görüyoruz. İlk beştekilerle bu seviyenin kapanması, sonraki haftalarda Fenerbahçe'nin elini daha da güçlendirecek.
 
Sloukas vazgeçilmez
 
Bir söz de Sloukas için edelim; Hastalığı döneminde Fenerbahçe belki kayıplar yaşamadı ancak Yunan guardın Fenerbahçe hücum organizasyonları için ne kadar önemli olduğu Baskonia maçı ile ortaya çıktı. Bütün takımın hücumda onun dilinden anlaması ve yerleşimi, hücum organizasyonunun düzenli şekilde işlemesini sağlıyor. Bu anlamda Fenerbahçe'nin 96 sayı üretmesini, sadece yüksek yüzdeli şut atmasına değil Sloukas'ın liderliğinde yapılan iyi hücum organizasyonlarına da bağlamak gerekir.
...


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

5 dakika! 17 Haziran 2019

Günün Köşe Yazıları