Türkiye, İran, İsrail ve ‘Kürdistan’
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

Türkiye, İran, İsrail ve ‘Kürdistan’

01.09.2014 03:26
Güncellenme:
Takip Et:

1990 sonrası Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılmasında en önemli bölge aktörleri İsrail ve İran oldular.
Türkiye de bu işe fazlasıyla soyunmasına karşın edilgen bir konumda kaldı. Bölge dışı esas aktör ABD’yi de kattığımızda, Türkiye özellikle 1991’den (Çekiç Güç’ten) başlayarak bugün ABD ve İsrail’in bölgedeki uzantısı durumuna geldi. Hem de Araplara (ve Sünnilere) aşırı yakın iktidara rağmen.
Türkiye’nin siyasi, iktisadi, askeri ve ölçek olarak büyük ağırlığına karşın Ortadoğu’daki fiili gelişmelerde ülkesinin çıkarlarını İsrail ve İran gibi savunamamasında en önemli faktörler şunlar olmuştur:
- Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 1990 sonrasında Türkiye’nin iç iktidar kavgaları, siyasal partilerin ve diğer etkili grupların “iktidar çatışmalarına düşmeleri”.
- NATO içindeki “uyumlu” TSK’nin 1990’lı yıllarda, kısmen de olsa inisiyatif kullanarak bölgede, “küresel planlara ve tertiplere karşı çıkmaya başlaması”; özellikle Kuzey Irak ve Karadeniz’de.
- Bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşı ile birlikte elde edilen uluslararası statünün (Lozan’ın) Yalta Konferansı sonrasında, Türkiye’nin Batı kampına dahil edilmesiyle birlikte en baştan erozyona uğramaya başlaması da altyapıyı hazırlayan nedenlerden birisidir.
- Türkiye’yi “Avrupalı yapmakta olan” 1961 Anayasası’nın uygulamalarından rahatsız olan kimi iç gerici unsurlarla bazı küresel güçlerin Ortadoğu planlarının örtüşmemesi; içerdeki radikal dinci ve ırkçı kimi güçlerin desteklenerek Türkiye’nin 12 Mart ve 12 Eylül darbelerine götürülmesi.
- 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri ile hazırlanan altyapının ülkeyi “Cumhuriyet’e, Atatürkçülüğe, gerçek demokrasiye yandaş olanlarla İslami bir şemsiye altında ülkeyi bir din devleti haline getirmek isteyenlerin karşı karşıya gelmeleri; işlerin 10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görülen” oy dağılımına kadar gelmesi.
- Irak’ta ve Suriye’de başlayan bölünme ve ayrışma sürecinin, “biçimsel demokrasi” şemsiyesi ile Türkiye’ye de yansıtılmış olması.
Bütün bu faktörler Türkiye’yi, Ortadoğu’daki yeniden yapılanma sürecinde, “kendi ulusal çıkarlarını gözetemeyecek edilgen bir konuma soktu”; Türkiye’yi bölgenin “potansiyel büyük aktörü olarak”, İsrail ve İran’ın çok gerisine itti.

Aracılık konusu
Edilgen konumdaki Türkiye bir yandan da başkalarının ürettiği projelerin en etkili aracısı ve uygulayıcı konumuna düştü; belki de gönüllü olarak geldi demek daha doğru olur.
- Arap Baharı’nda Suriye’den Libya’ya birçok Arap ülkesini darmadağın hale getiren ve bugünkü kaos ortamını yaratan bir uygulamanın yardımcısı olması. İç savaşlara taraf olarak Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkilerinde kapatılamayacak yaralar açıldı.
- Bu gelişmeler Türkiye’yi hem siyasi hem de iktisadi olarak büyük kayıplara uğrattı.
- Hukuk dışı uygulamalarla ülke, uluslararası hukuk alanında suçlu duruma düştü.
İsrail ve İran’ın durumlarına baktığımız zaman, “onların yapmakta oldukları hatalar bile bölgedeki konumlarını güçlendirecek nitelik taşıyorlar”.

Her şey Kürdistan’a endeksli
Ortadoğu’daki yeniden yapılanma, büyük ölçüde Kürdistan’a endekslenmiş durumdadır.
Son haftalarda ABD’nin Irak’ta İran ile girdiği yakınlaşma (ve mutabakat), Kürdistan’ın İran ayağının şimdilik ertelendiği sinyalini vermektedir. Okkanın altına gidenler ise Irak, Suriye ve Türkiye oldu.
Irak ve Suriye’de en kanlı bir biçimde iç savaşlar yaratılarak sonuç alınan gelişmeler, Türkiye’de tereyağından kıl çeker gibi yumuşak, biçimsel demokrasi kuralları içinde (!) yürütülmekte.
Çatı adayı sorunu ile birlikte HDP’nin oylarının, seçimlerde barajı aşacak duruma gelmesi bunun en açık kanıtıdır.
İran, İsrail, Türkiye üçgeninde Kürdistan gelişmeleri üzerinden İsrail ve İran’ın konumlarını güçlendirmelerine karşın Türkiye bölünmenin eşiğine getirilmiş bulunuyor.
Aslında Türkiye üzerinde pek çok şey Kürdistan’ın oluşumuna endekslenmiş bulunuyor. Ergenekon ve Balyoz “komploları” bunun için düzenlendi. Ve AKP iktidarı da aynı endekslemeye bağlıdır.
Ankara’nın hesapları ise “iktidarda kalmaya odaklı olarak” bu endeksleme üzerinden yürütülüyor; her şey bir yana, iktidarda kalmak bir yana; sorun varlık yokluk kavgası haline dönüşmüştür. “Ya kalacaksın ya kalacaksın” veya “ya gideceksin ya gideceksin”...  

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022