Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk zaten Türkiye’yi uçurdu!

12 Kasım 2018 Pazartesi

Cumhurbaşkanı, Atatürk’ü değerlen-dirirken şöyle dedi: “Gazi Mustafa Kemal’in kendi iradesiyle başlattığı ama provokasyonlar yüzünden vazgeçmek zorunda kaldığı çok partili hayata geçiş denemesini vaktinde başarmış olsaydık acaba ülkemiz nereye giderdi?”

İki kez muhalefet denemesi
Evet, Atatürk iki kez “muhalefet partisi” kurma denemesine girişti. Gönlünde demokrasiye, çok partili rejime geçme isteği vardı. İlki 1924’te kurulan Terakkiperver Fırka idi. Rauf Orbay, Kazım Karabekir gibi isimlerin kurduğu parti liberaldi, ne yapılacaksa halka soralım diyordu.
Atatürk “iktidarı denetleyen” bir muhalif gücün ülkenin yararına olacağını, iktidarı da mutlak güç kullanmaktan, yolsuzluklara vb. bulaşmaktan engelleyebileceğine, keyfi yönetimlerden uzak tutacağına inanıyordu. Ali Fuat Cebesoy’a bizzat talimat verdi parti kuruluşu için.
Fakat bu parti, kısa sürede her türlü Osmanlıcıların, şeyhülislamcıların, dini siyasi olarak kullananların yuvasına dönüştü. 1925’te Şeyh Sait İsyanı patlayınca parti kapatıldı. Cumhuriyet daha erken zamanda rayından sapabilecekti. Parti kapatılınca, sözü geçen unsurlar bu kez 1926 İzmir Suikastıyla Atatürk’ü ortadan kaldırmak istediler.. Karşıdevrim, çok erken Cumhuriyete karşı tavır almış ve iktidar mücadelesine girişmişti.
İkinci muhalefet partisi kurma denemesi yine Atatürk’ün teşvikiyle 1930’da gerçekleşti, çoğu Ata’yı sevenlerden, arkadaşlarından oluşuyordu: Serbest Cumhuriyet Fırkası. Kurucuları arasında Nuri Conker, Ahmet Ağaoğlu, Ali Fethi Okyar vardı.
Parti, laikti, cumhuriyetçiydi, devrimlere karşı değildi. Ali Fuat Bey, Atatürk’ün muhalefet et, teşvikine rağmen, Ata’ya rakip olmak istemiyordu. Ayrıca devrim düşmanları, partinin taşra teşkilatlarını ele geçirmiş ve yönetimle taşra arasında ortak nokta kalmamıştı. Kurucular 100 gün sonra partiyi kapattılar.
Ata, bu denemelerde, ortamın henüz uygun olmadığını bizzat yaşayarak gördü.

Demokrasi kolay değil
Demokrasi, kültürel bir iklim de ister. Bir yurttaşlık bilinci. Anadolu’da okuma yazma bilenler hâlâ azdı ve cehalet kol geziyordu. Yerel devrim düşmanları aktifti ve halkı etkiliyordu.
Önceki gün Fatih’teki Ata’yı anma töreninde birisi “Allah’ın yasaları var siz medeni yasa diye bir şey getirdiniz” diye bağırıyordu. Din cambazları, bugün hâlâ halkı etkileme gücüne sahipler, iktidardan devletten destek alıyorlar ve şeriat istiyorlar.
Atatürk 1930’lardan sonra öncelikle ülkenin ekonomik inşasına daha büyük ağırlık verdi ve devrimleri tamamladı.
Cumhurbaşkanı, Ata zamanında çok partili hayata vaktinde geçseydi Türkiye nerede olurdu, diyor ya. Şu olurdu: Atatürk ve devrimlerine anında son verilir, Osmanlıcılar, Arabistan’a biat edelim, hilafet gelsin diyenler, dahası İngiliz mandası isteyen bir karşıdevrimci güruh ülkeyi ele geçirirdi.
Türkiye nerede olurdu” sorusunun tarihsel siyasi yanıtı budur.


Ekonomide ise uçmuştuk
Yok, Cumhurbaşkanı ekonomik olarak Türkiye uçardı demek istiyorsa, Türkiye zaten uçtu, merak etmesin. Ülkenin o dönemki siyasi veya ekonomik tarihini okumadıysa, kendisine bilgi veren kaynaklardan şüphe etsin, acaba gerçek böyle miydi, diye soru sorsun.
Bunların olmayacağını biliyorum, çünkü iktidarın, Cumhuriyetin kuruluş dönemiyle ilgili gerçeği öğrenme gibi bir derdi hiç olmadı ve tarihi gerçekler hep çarpıtılarak, sadece bugünün siyasi atmosfer için malzeme olarak kullanıldı.
CHP’ye karşı tek malzemeleri, yalan yanlış geçmiş oldu. “Derin tarih”çiler, kendilerine uygun bir geçmiş tarihi yazılımı yapıyorlar yıllardır.
Haa, söyleyelim unutmadan: Atatürk döneminde Türkiye ekonomik olarak uçtu dedik, 1930’lar Türkiyesi’nin ortalama kalkınma hızı yüzde 9’un üzerindedir, ki bu orana daha sonra hiç ulaşılamadı.
Sizin 16 yıllık iktidar döneminde ortalama kalkınma hızınız yüzde 4.5 bile değil. Yani 1930’ların kalkınma hızının yarısı kadar.
Siyasi ve toplumsal olarak, devrimlerle, medeni hukukla, kadınlara yol açmakla, modern bir toplum ve devlet oluşturarak zaten ülkeyi uçurmuştu, hem de dünyada hiçbir modern devlete nasip olmayacak bir kısa zaman dilimi içinde.. Ata, tarihin bu anlamda en büyük devrimcisidir de..
Kıyafette bile Ata’ya yaklaşabilmiş değiliz!
Bunları Cumhurbaşkanı’na söyleyen kimse yok mu?!

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları