İnsan faktörü...

İnsan faktörü...

04.02.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

‘İnsan faktörü’, bütün sistemlerde, bütün olaylarda işin gelip ‘insana dayandığı’ noktasına dikkat çeken bir deyim.
Evet, her şey sonunda gelip ‘insana dayanır’.
O ‘insan’, bir yerde öğretmendir, başka bir yerde hat bekçisidir, bir yerde annedir, başka bir yerde gardiyandır.
Ama işte sonuçta insandır. Zaaflarıyla, korkularıyla, düşünceleriyle, duygularıyla, umutlarıyla, hayal kırıklıklarıyla ‘insan’dır.
İşte bu ‘insan’, karar verir, verilmiş bir karara uyar, seçim yapar, kimi zaman karşı çıkar, kimi zaman boyun eğer.
Şimdi bu ‘insan toplulukları’ ile seçime gidiyoruz. Ve gönlümüzdeki sonucu istiyoruz, bekliyoruz.
Gönlümüzdeki sonuç mu?
Peki, bunun ne olmasını bekliyoruz, ne olacağını umuyoruz?

CHP ve adayları
Cumhuriyet Halk Partisi önseçim yapmadı. Yanlış yaptı.
Önseçimin de sakıncaları var ama, yararları çok daha fazla. İstanbul ve İzmir adayları, Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer ülkenin kazancıdır. Her ikisini de çalışmalarıyla yakından tanırım. Çankaya’da Alper Taşdelen çok başarılı işler yapmıştır. Bu yöneticiler toplumu dönüştürücü liderlerdir.
Silivri’de Özcan Işıklar’ın projelerini sürdürmesini isterim. Kadıköy’de Aykurt Nuhoğlu başarıyla çalışmıştır.
CHP’de karışıklık gibi görünen çalkantılar demokratik işleyişin seyridir. Buna bakıp da umut kesilmesini hiç doğru bulmam. Tam tersine canlılıktır, olağan karşılanmalıdır.
Ama seçimde adaylarının partinin oyu üstünde oy almaları parti yönetimini düşündürmelidir. Bunu önemli bulurum.
‘İnsan faktörü’ önem kazandığı zaman çok şeyi değiştirebilirsiniz.

Çocuk imamlar
Gazetemizin manşetten verdiği bu haber, her şeyden daha önemlidir. 4-6 yaş arası çocuklara yönelik Kuran kursları, pedagojik anlamda yanlışın yanlışı, bu nedenle de çocuk hukuku açısından ‘çocuk haklarının ihlali’ sayılmalıdır.
Yanlışın yanlışıdır, çünkü bu yaşlardaki çocukta soyut düşünce gelişmemiştir, dinsel kavramlar ve ibadet çocuğa yapılan kalıcı telkindir. Ama zaten bu amaçla yapılmaktadır.
Bu ‘kalıcı telkin’, çocuk zihninde ‘zihinsel çerçeve - mental framework’ oluşturacak, sonraki her bilgi bu çerçeve içinde yer alacaktır. Dogmatik düşünceler böyle oluşur.
Hadi bakalım, bu ülkenin pedagogları, öğretmenleri, anneleri, babaları, çocuk psikologları, çocuk psikiyatristleri, sesinizi çıkarın, görüşünüzü açıklayın, ayağa kalkın, ülkenin geleceğiyle ilgili bu büyük yanlışı topluma duyurun.
Hiçbir ses duymuyorum.
Hiçbir karşı çıkış görmüyorum.
Sindirilmiş bir toplumun dilsizliğe itilmiş bilimi mi?
Yoksa ürkütülmüş insanların içine kapatılmış korkusu mu?
‘Çocuk imamlar’ dönemine giriliyor olması, önümüzdeki seçimlerden çok daha önemlidir.
Çünkü, yapacağınız seçimler, böyle ambargolu zihinler ile seçim olmaktan çıkar, sandığa atılan bir teslim belgesi olur.
Seçim, özgür zihinler ile özgür iradelerin yapabileceği iştir.
Demokrasiyi belirleyen simge sandık değildir, özgür zihinler ve özgür iradelerdir.
Dogmatik zihinlere hiçbir mantığın ulaşmadığının tarihsel pek çok örneği vardır.

Peki, ne yapalım?
Böyle bir durumda ne mi yapılır?
Atatürk’ün ne yaptığına bakacaksınız.
‘Eğer bugün Atatürk olsaydı ne yapardı’ sorusunun yanıtını bulacaksınız ve onu yapacaksınız.
Yapıp yapamayacağınızı da hep birlikte göreceğiz.
Yıl 2019. 1919 yılının yüzüncü yılıdır...

Yazarın Son Yazıları

Çalınan gelecek!...

Çalınan gelecek!...

Devamını Oku
29.04.2024
Istakozun intikamı!

Istakozun intikamı!

Devamını Oku
22.04.2024
Başarının psikolojisi...

Başarının psikolojisi...

Devamını Oku
15.04.2024
Özeleştiri?...

Özeleştiri?...

Devamını Oku
08.04.2024
Kaderinizi seçtiniz mi?...

Kaderinizi seçtiniz mi?...

Devamını Oku
01.04.2024
Hapishanedeki Ali Sirmen...

Hapishanedeki Ali Sirmen...

Devamını Oku
25.03.2024
Liderlerin ruhsal durumu...

Liderlerin ruhsal durumu...

Devamını Oku
18.03.2024
Ben başkan olamazsam?

Ben başkan olamazsam?

Devamını Oku
11.03.2024
Kimi neden seçiyoruz?

Kimi neden seçiyoruz?

Devamını Oku
04.03.2024
Erdal Atabek yazdı...

Ruh sağlığımızı koruyalım...

Devamını Oku
26.02.2024
Kendi iktidarının sömürgesi...

Kendi iktidarının sömürgesi...

Devamını Oku
19.02.2024
Erdal Atabek yazdı

Seçilecek aday...

Devamını Oku
12.02.2024
‘Körü körüne inanç’...

‘Körü körüne inanç’...

Devamını Oku
05.02.2024
Bilinçaltı itirafları...

Bilinçaltı itirafları...

Devamını Oku
29.01.2024
‘Çetelerin’ siyaseti...

‘Çetelerin’ siyaseti...

Devamını Oku
22.01.2024
Aday...

Aday...

Devamını Oku
15.01.2024
Tarihle savaşmak!...

Tarihle savaşmak!...

Devamını Oku
08.01.2024
Atatürk’ün adı yetti!...

Atatürk’ün adı yetti!...

Devamını Oku
01.01.2024
2024: Çatışma yılı mı?..

2024: Çatışma yılı mı?..

Devamını Oku
25.12.2023
Şiddet!...

Şiddet!...

Devamını Oku
18.12.2023
PISA gerçekleri...

PISA gerçekleri...

Devamını Oku
11.12.2023
Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Devamını Oku
04.12.2023
Eğitim kimin derdi?

Eğitim kimin derdi?

Devamını Oku
27.11.2023
Fenomen!...

Fenomen!...

Devamını Oku
20.11.2023
Saray darbesi mi?

Saray darbesi mi?

Devamını Oku
13.11.2023
Cumhuriyet Halk Partisi...

Cumhuriyet Halk Partisi...

Devamını Oku
06.11.2023
Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Devamını Oku
30.10.2023
Savaş budur!

Savaş budur!

Devamını Oku
23.10.2023
Zehirli miras: Nefret...

Zehirli miras: Nefret...

Devamını Oku
16.10.2023
Hafız...

Hafız...

Devamını Oku
09.10.2023
Hatamızdan ders alabilmek!...

Hatamızdan ders alabilmek!...

Devamını Oku
02.10.2023
Karakter ne midir?

Karakter ne midir?

Devamını Oku
25.09.2023
Psikolojik dayanıklılık...

Psikolojik dayanıklılık...

Devamını Oku
18.09.2023
Atam nereye bakıyor?...

Atam nereye bakıyor?...

Devamını Oku
11.09.2023
Misyon ruhu...

Misyon ruhu...

Devamını Oku
04.09.2023
İşgale direnen toplum...

İşgale direnen toplum...

Devamını Oku
28.08.2023
Beyin yıkama...

Beyin yıkama...

Devamını Oku
21.08.2023
Medrese...

Medrese...

Devamını Oku
14.08.2023
İlkeler-başkanlar-örgütler...

İlkeler-başkanlar-örgütler...

Devamını Oku
07.08.2023
Önce laiklik demiyorsa?

Önce laiklik demiyorsa?

Devamını Oku
31.07.2023